Pazar, Haziran 26, 2011

Boston Celtics : Peri Masalında Sona Doğru


Playoff'larda Heat'e 4-1 ile geçildikten sonra Celtics adına böyle bir yazı yazmayı düşünüyordum,kısmet bugüneymiş.Genel olarak geçtiğimiz sezondan ve gelecek sezona dair beklentilerden bahsedeceğim.Keyifli bir yazı olması dileğiyle başlıyoruz.

Geçtiğimiz sezon Celtics ve Celtics taraftarları için çalkantılı geçti.Normal sezon performansı ve playoff'lar beklenildiği gibi geçmedi.Normal sezon performansının istikrarsızlığı beklenen bir şeydi tabii ki.Celtics yaşlı bir takım (yazmaya gerek var mıydı?) ve playoff'lara doğru vites arttırması normaldi.Fakat takım ve playoff'lar için endişe verici sinyaller normal sezonda ortaya çıkıyordu ki bunlardan bir tanesi back to back maçlarıydı.Back to back dediğimiz olayı 2 günde 2 maç olarak açıklayabiliriz.Celtics geçen normal sezonda kaybettiği maçların önemli bir kısmını bu serilerde kaybetti.Kısacası takım yoğun maç temposunda galibiyet almakta çok çok zorlanıyordu.Halbuki Celtics sezona harika girmişti.Flaş takım Heat karşısında sezonu açmışlardı ki Heat'i rahat geçtiler.Daha sonraki iki maçta da yendiler ve Heat'e karşı 3-0 yaptılar normal sezonda.Galibiyet serileri,etkileyici performanslar derken doğunun ilk sırasına yerleşti Celtics.Sezon içerisinde inişli çıkışlı performansların geldiği noktada ise herkes artık Celtics'in vitesi düşürüp playoff'lar için hazırlandığı düşündü.Zira takım yukarıda da bahsettiğim gibi kazansa bile çok zorlanıyordu.Takımın önemli parçası Kendrick Perkins'in de dönüp yavaş yavaş süre alması heyecan vericiydi.Bu sırada Bulls harika bir performans çizip yavaş yavaş arkadan gelirken,Heat de sene başındaki tutukluğu atınca Celtics'in zirveden inmesi zaman almadı.Bulls öne geçerken Heat de yaklaştı.Ama bunu pek çok kişi önemsemedi,nitekim Celtics gibi takımların normal sezon ve playoff performansları arasında fark olduğunu biliyorduk.O yüzden iyi bir Celtics için "seed" durumu önemli değildi.

Gelelim 24 Şubat tarihine.Celtics için 2010-2011 sezonunu derinden etkileyen gelişmelerin yaşandığı tarih bu.Takas döneminde Celtics'in birkaç takasa gidebileceğini biliyorduk ki Ainge ve koç Rivers verdikleri demeçlerde de bunu ima ediyordu.Yalnız bu takasların takımın iskeletini bozmayacak,sadece eksik noktalara yapılacak takviyeler olacağını düşünüyordu herkes.Özellikle Pierce'ı yedekleyebilecek bir oyuncu düşünülüyordu.Nate Robinson'ın da takas edileceği netti.Ancak kimse Perkins'in takasta kullanılacağını düşünmemişti.Perkins 2008'den itibaren Celtics pota altında çok fazla işe bulaşmayan ama görünmez katkı konusunda takımın en iyi adamlarındandı.Kalıbının yanı sıra ribaund konsantrasyonu da oldukça yüksek.O yönden Celtics için çok önemli bir parça olduğunu düşünüyorum onun.Ama Ainge kim bilir belki de sakatlığından dolayı takasta kullanmak istedi.Bu noktadan sonra Ainge'e gelen tepkiler de çok fazlaydı.Takasın dedikodusu bile çok tepki çekti ama takas gerçekleşti ve Perkins,Robinson karşılığında Jeff Green ve Nenad Krstic'i aldık.Başka takaslarımız da oldu ama en kilit nokta Perkins'ti tabii ki.Jeff Green gerçekten takıma katkı sağlayabilecek bir oyuncu.Benchten gelip ciddi işler yapabilecek de bir adam.Ama playoff'a çok az bir süre kala takımın kimyası ile oynamak da son derece garip.Nitekim yeni gelen oyuncuların takıma uyum sağlama süreci,bu oyuncuların sistemi,setleri öğrenme süreci gibi şeyler var ve bunları oturtamadığınız takdirde playoff'lar affetmez.Her şey bir yana,elinde big man şeklinde sadece Shaq var ve sen durmadan sakatlık yaşayan bu adama güveniyorsun,üstüne de çıkıp pişkin pişkin "ona güveniyoruz" diye açıklama yapıyorsun.Bunun adı sorumsuzluktur.Ciddi manada elinde şampiyon olabilecek kapasitede bir takım var ve sen her şeyi darmadağın ediyorsun.Burada suç sadece Ainge'de değil,Rivers'ta da.Zaten takaslardan sonra Pierce ile Doc arasında kısa süreli bir gerginlik de olmuştu.Pierce Doc'a "bu takaslara nasıl izin verirsin?) tarzında konuşmuş.Gerçekten akıl alır gibi değil.Gelecek sezonları düşünerek hamlelerini yaparsın fakat bunun için eldeki fırsatları da kaçırmak gerekmezdi diye düşünüyorum.Mesela Delonte West geldi takıma.Gerçekten çok yerinde bir takastı.Rondo'nun arkasında gerçekten güvenilebilecek bir adam diyebiliriz ki kendisi playoff'larda Rondo'dan daha iyi oynadı neredeyse.Saha içinde yapması gerekenleri yapan bir adam.Ama diğer takasları yanına koyduğumuzda keşke hiçbir takasa bulaşmasaydık diyor herkes.Playoff'larda Shaq'tan hiçbir katkı alamadı takım.Bitmiş bir Jermaine,kesinlikle hazır olmayan bir Davis,sandalye fırlatmaktan başka pek bir işe bulaşmayan Krstic...Garnett de olmasa dökülen bir pota altı rotasyonuna sahipti Celtics playofflara girerken.Ve bu takım için Heat'i pota altıyla ezer deniliyordu.Playoff'ların gidişatından bahsetmek bilmiyorum ne kadar gerekli.Heat karşısında tutunamayan Celtics için Pierce ve Rondo belirleyici oldu.İkisi de kayıptı.Bu noktada Rondo'ya özel bir parantez açmak istiyorum çünkü kendisi geçen sezon kafa bandını çıkardı.Kafa bandını çıkarınca bazı özelliklerini de yitirdi.Zaten şutu olmayan bir guard'ın diğer şeyleri çok iyi yapması gerekiyor.Rondo bunu becerebilen bir oyuncu.Ancak geçen sezon penetre etmeyi unuttu resmen.Drive olmayınca Ray Allen ve diğer oyuncuları kullanmak da pek mümkün olmuyor.Rondo hücumu yöneten adam olarak bana kalırsa hiçbir şey yapmadı.Şutu için çalışıyor fakat stili o kadar kötü ki o şuttan adam olmaz artık.Şutunu riske edenlere karşı şut deneyip sokamayınca da özgüveninde düşüş inanılmaz boyutlara varıyor.

Kısacası geçtiğimiz sezon gerçekten hayal kırıklığı oldu Celtics için,her anlamda.Oyuna tutunabilen Garnett,Allen,West gibi oyuncular haricinde sahaya bir şey koyamadılar.Ve belki de gelecek sezon 2008'de başlayan peri masalının sonu olacak.

Ray Allen'ın kontratı uzatılıp kadroda tutuldu.Sevindirici fakat endişe verici.Ray Allen gerçekten iyi bir savunmacıdır ama geçen sezon gördüğümüz gibi savunmada artık ayaklar gitmemeye başlamış.Gelecek sezon için Ray Allen umarım savunmadaki zaaf olmaz.Hareketli oyunculara karşı çok sıkıntı yaşayacak.E bunun yanında Pierce ve Garnett var ki Pierce zaten hayattan bezmiş gibi savunma yapıyor çoğu zaman.Garnett de eski performansından sadece hırsını koruyabildi.Bu isimler çoook büyük isimler ama belli bir yaştan sonra fiziksel zorunluluklar devreye giriyor işte.Belli bir seviyenin üstüne çıkamıyorsunuz.Celtics için sıkıntı sadece yaş değil.Glen Davis denen bir dangalak var ki 2010'un başında çıkardığı sorunu yine çıkarıyor bu aralar.Kontratından bir türlü memnun kalmıyor kendisi.Geçtiğimiz sezon playoff'larda resmen sıçmış bir isim olarak "ne oynadın da ne istiyorsun" diyesim geliyor.Bench'te oturmaktan şikayetçi,paradan şikayetçi...Git o zaman playoff'a girme yarışında olan bir takıma paşa paşa oyna diyebiliriz bu sefer ona.Bakalım neler olacak.Doc Rivers'ta oyuncuların baskısından dolayı bir sene daha takımın başında kaldı.Gördüğümüz gibi Celtics 2008 peri masalını gelecek sezon son kez yazmaya çalışacak.Big Three oluşumu son şampiyonluk şanslarında ellerinden geleni yapacaklardır amaaa...Ainge bir çılgınlık yapmazsa.Danny Ainge 2008'de üçlüyü Celtics'e harika takaslarla getirdiğinde NBA'in en iyi GM'lerinden sayılıyordu fakat sonradan bir deliyle falan cinsel ilişkiye girmiş olmasından kuşku duyuyorum ancak başka seçeneğimiz yok,bu adama gelecek sezon için güvenmek zorundayız.Dalembert isimleri falan geçiyor şimdilik.Mid level kontratla fena olmaz aslında.Gelecek sezon için güçlü bir pota altı şart.Krstic'i ait olduğu yere,Avrupa'ya sallayacak gibiyiz.Aynı zamanda Eddie House tarzında gaza gelen bir adam gelse fena olmaz.Celtics seyircisi böyle adamları sever,büyütür.Eldeki kadro mutlaka süzgeçten geçecek,işe yaramayan adamlar yollanacaktır ama ben Green'in de kadroda tutulmasından yanayım.Kendisi 3-4 numarada iyi işler yapar kesinlikle.İyi bir sezona hazırlık ile de Doc Rivers bu takımı bir sene daha zirveye aday yapar.Dediğim gibi ilerleyen günlerdeki takas haberleri oldukça yorumlarımızı da yaparız yine ama Celtics için peri masalının son halkası gelecek sezon olacaktır.Ayrıca 2000'lerin başına bir dönüş olacağını da zannetmiyorum,bundan sonra Celtics organizasyonu hamleleriyle hep üst seviyede kalabilen bir takım ortaya koyup NBA'in en başarılı iki takımından biri olan bu şehri vitrinde tutacaktır.Boston şehri de Celtics adına kötü geçen sezonu Bruins ile telafi etti.Yıllar sonra NHL'de şampiyonluğa ulaştılar ve Boston şehri bir şampiyonluk daha gördü.Ama Boston'ın babası Celtics'in yeri daima başkadır.

Bakalım 2008'de güzel başlayan masal,güzel bitebilecek mi ? Hep beraber göreceğiz.

2 yorum:

dombili dedi ki...

Öncellikle belirteyim, sadece katılmadığım noktalara değineceğim için yazının tamamını eleştiriyormuş gibi görünebilirim, ama öyle değil. Yazının büyük çoğunluğuna katılıyorum, eleştirilerimle birlikte kendi yorumlarımı da ekleyeceğim.

Trade'den başlayayım. Ben Ainge'e trade konusunda verdiği karardan ötürü önce çok kızdım, ki her Celticsli eminim çok kızmıştır. Ama sakin kafayla düşündükten sonra o kadar da haksız olmadığına kanaat getirdim. Önce trade'in takıma zararlarından bahsedeyim. Ligdeki ofansif anlamda olmasa da, bu sene meşhur olan "pis işleri yapan" adamlar sıralamasında belki ilk sıradaydı Perkins. Ancak Perkins'in rebound katkısı dışında verdiği en önemli katkı screen yapabilme yeteneğiydi. Ligde çok net üst sıralara oynar bu özelliğiyle. Celtics'in en çok özlediği şey de buydu zira Celtics'in en fazla kullandığı hücum setlerinden bi tanesi Rondo'nun drive etmesi, Perkins'in screen'iyle 1-2 saniyeliğine match-up'ından kurtulan Ray'in şutu atmasıydı (ki Ray'in şut stilini biliyorsun, onun için savunmacısından kurtulmak çok önemli. 1 sn bile yetiyor. Ray'in ortalama release süresi 0.7 sn). Bence takımın hücumunu en çok etkileyen nokta buydu. Çünkü o hücumun iki önemli parçası, biri fiziken biri mental açıdan yok oldu takımdan. Rondo ve Perkins çok yakın arkadaştı. Rondo mental açıdan çok gelişmediği için trade onu çok etkiledi. Bir de daha önce trade geçmemişti böyle başından. Kurulu geldiği düzen ilk defa değişti vs. Bu kadar olumsuzluğa rağmen Rondo play-off'larda oynaması gerektiği gibi oynadı (tek eksisi Heat serisi ilk maçında Bibby'nin üstüne yeterince gitmemesiydi bence). Hele zaten Heat serisi 3. maçından sonra efsanedir artık. O maçtan sonra ben "10 yıl şampiyon olsak koymaz artık" diye bi tweet geçmiştim, hala da öyle düşünüyorum. Neyse konuyu saptırmayayım, bence Perkins trade'inin en büyük olumsuzluğu bu iki şeydi. Ainge'e niye hak verdiğime gelirsem; Perkins defolu adam. Bir insan için bunu söylemek biraz ağır biliyorum ama bu gerçeği değiştirmez. Dizlerinin durumunu biliyorsun. İnsanların kaçırdığı başka bir nokta daha var, kimsenin şu ana kadar konuştuğunu görmedim, Perkins sakatlıktan döndükten sonra tekrar sakatlandı. Dizlerinin ne olacağı belli değildi ve sözleşmesi bitiyordu sezon sonunda. Celtics 25 milyon $ gibi bir şey önerdi, o 30 küsür istedi. Bizim öyle bir para vermemiz Big 3'den ötürü zaten mümkün değil ve Perkins gibi bir oyuncuya kusura bakma da verilmez de zaten (Ligde o parayı haketmeyen 10'dan fazla oyuncu sayılır ama Perkins'e o kadar para fazla, çok net). Ainge de sezon sonu zaten gidecek adamı elinden kaçırmak istemeyip fırsatı kullandı. Benim bu trade'le alakalı tek sıkıntım var. O da play-off döneminde bir dedikodu çıktı. Ainge ilk başta Jeff Green yerine James Harden'ı istemiş, ancak OKC kabul etmeyince Jeff Green'de uzlaşmışlar. Eğer bu haber doğruysa ve Ainge, "Harden'ı madem vermiyorsunuz, Green'i alalım bari" düşüncesiyle Green'i aldıysa kötü. Çünkü trade olmadıkları sürece 3-4 sene sonra Rondo ve Green bu takımın temel taşları olacaklar. Eğer en kemik oyunculardan birini "e onu alalım bari" düşüncesiyle aldıysa, vah halimize. Ama Ainge mantıklı adamdır, ben sürekli taşak geçsem de ligdeki en iyi GM'lerden biridir çok açık. Manyak hareketler yapar, önce kimse anlamaz ama işini bilen bir adamdır aynı zamanda (en somut örnek Doc Rivers'ı takımın başına getirmesi).

dombili dedi ki...

Ray Allen'ın bu sezon savunmada kötü olduğunu düşünmüyorum. Bu sene savunması kötü olan oyuncu yoktu takımda. Chicago'nun son maçlarındaki müthiş eforu olmasa ligin en iyi defans yapan takımı hala bizdik ki takım aynı defansif mantaliteyi sürdürse de defansla ilgilenen asistan koç sonuçta Chicago'ya gitti. Biraz aksama olmasını normal karşılıyorum o yüzden, ama takımda kötü defans yapan birinin olduğunu düşünmüyorum. Pierce konusu da buna dahil. Pierce en iyi sezonlarından birini geçirdi bu sene. Gerek hücumda gerekse de savunmada. Ki savunmadaki agresifliği onu sakat bıraktı play-off'larda zaten.

Önümüzdeki sene elbette şampiyonluk potasında oluruz ama olacağımızı sanmıyorum (gerçi daha ligin olup olmayacağı belli değil). Ama şu an için kesin konuşmak da sağlıklı değil zira FA'lardan 1-2 oyuncu alır Ainge. Onlara da bakmak lazım (gerçi Big 3 yüzünden kaliteleri sınırlı oyuncular olacaklar haliyle).

Benim asıl beklediğim bu sene değil ondan sonraki sene olacaklar. Garnett ve Allen emekliye ayrılacaklar. Garnett kesin olarak ayrılır da (gururundan ötürü), Allen oynamaya elbette devam edebilir, kendine çok iyi bakan biri çünkü. Ama onun da sözleşmesi bitecek. Bizle tekrar imzalarsa veteran minimum contract'ı imzalayacağı için çok da sorun değil cap muhabbeti için. Neyse, özellikle Garnett'in gitmesiyle müthiş bir cap açılacak. Ainge bu cap'i ortalama birkaç oyuncuyla da doldurabilir, bir süperstar da alabilir. Tabii akla ilk Dwight Howard geliyor. İstemem ben onu gibi bir aptallık yapmayacağım. Her taraftarın rüyasında yatar öyle bir oyuncu. Garnett'ten sonra finansal açıdan her ne kadar Howard'ın gelmesi çok mümkün gözükse de, şehirden ötürü ve Howard'ın kişiliğinden ötürü eğer Orlando'dan ayrılacaksa Boston'ı seçeceğini düşünmüyorum. Ancak Howard'ın bize gelmesinin iki önemli şartı var. Öncelikle -haliyle- Orlando'dan ayrılmayı kafaya koyması, ikincisi Lakers'ın onu istememesi. Lakers isterse eğer, büyük şehir dezavantajından ötürü Howard LA'i tercih eder. Ama işte çok değişken var burada. Lakers'ın onu istemesi elbette mümkün ve alma şansı bize göre daha da çok (ellerinde trade edebilecekleri adamlar var, şehir vs) ama Lakers'ın pota altından ziyade PG sıkıntısı var. Chris Paul deniyor onlar için de. Eğer CP3 seviyesinde bir PG değil de, Barea seviyesinde veya daha altında bir PG seçerlerse, şansımız elbette azalır. Çünkü hem CP3 seviyesinde oyuncu alıp, hem de Howard'ı almak (Kobe'nin kontratına rağmen) "biraz" zor. Şehir problemini aşabilirse Howard ve basketbol oynadığı sürece Shaq gibi değil de, işini yapan ve onunla anılmak isteyen bir adamsa, Boston'ı tercih eder (Ainge de ilgilenirse tabii). Ama aklı başka yerlerdeyse ve 1-2 yüzük onu tatmin edecekse Lakers'ı tercih eder. Ama tabii bu trade/transfer konuları şansa da çok bakıyor. O yüzden biz ne kadar konuşursak konuşalım çok alakasız bir şey de olabilir.

Başka bir nokta kaçırmadım galiba, benden bu kadar :)