Çarşamba, Ocak 04, 2012

Turkish Hammer


Klasik bir gazete girişiyle başlamak isterim; Ömer Asik, 2008 yılında gerçekleştirilen NBA draftında 36.sıradan Portland tarafından seçilmiş, daha sonra takasla Bulls'a gönderilmişti. 2010 sezonunda ülkemizde gerçekleştirilen 2010 Dünya Şampiyonası sonrası Chicago Bulls formasını giymek için Amerika yolunu tutmuştu.



Semih Erden'le beraber aynı takımdan geldiklerinden, aynı jenarasyonun üyeleri olduklarından ve aynı zamanda Amerika maceralarına başlamalarından dolayı başlarda çok karşılaştırılmışlardı. Semih'in formasını giydiği takımda Shaq, Perkins, Jo gibi isimler olduğundan şansını zor görüyorduk. Tabii Perkins sakatlanıp ona yer açılana kadar. İyi oynadığı maçları da hatırlar gibiyim. 40 küsür dakika oynadığı bir Bobcats maçı vardı mesela. Sonrasında, Danny Ainge fazla alkol aldığı bir gün Perkins ve Semih'i ardı ardına takımdan yolladı. Semih draft hakkı, Perkins ise Krstic ve Jeff Green karşılığında gönderildi. Semih'in senelik 500, 600 bin dolar aldığını düşünürsek salary caple ilgili bir sıkıntı olmadığını anlayabiliriz. Konuyu dağıtmadan, takasıydı, sakatlığıydı derken Semih'in NBA macerası çok çok sıkıntılı başladı. Öte yandan Ömer'in en büyük şansı yılların asistan koçu, çiçeği burnunda koç Tom Thibodeau'ydu. Bunun en büyük sebebi Thibs'in savunma kaynaklı bir takım kurup, mücadele eden ve savunmada varını yoğunu koyan adamlara değer vermesiydi. Nitekim Ömer'e oldukça şans tanıdı. Ayrıca geldiği şehrin Chicago olması-Amerika'nın en büyük şehirlerinden biri-onun için önemli olmalı. İstanbul'dan sonra Amerika'daki çoğu yer iç karartıcı olabilirdi. Öte yandan takımdaki oyuncularda büyük bir avantajdı. Keza şu takıma bir Blatche bir de Demarcus Cousins eklersen ortada ne Ömer kalır ne de takım. Sanki geçmişte olan şeylerden bahseder gibi geçmiş zaman kullandım, farkındayım. Bu olaylar devam ediyor, hem de çok güzel bir şekilde.

Son olarak Ömer'e geçmeden önce takım arkadaşlarının iyi olmasına bir örnek verelim: Ömer'in bu sabah Hawks'a karşı 28 dakika oynayıp, pozisyonun şu anlık asıl sahibi Noah ise 16 dakika oynamasına rağmen, Ömer'in her yaptığı olumlu harekette alkışladı, tebrik etti. Hem de öyle yalandan değil. Takım olarak en iyi takım bana kalırsa açık ara Bulls. 1999 Şubat'ında başlayan sezondan beridir böyle bir takım görmemiştir bu camia.

Chicago'nun geçen sezon oynadığı çoğu maçı izlemekle beraber bu sene bütün maçlarını izledim. Bazılarını gece kaçırsam bile, League Pass'in beleş olduğu şu günlerde finallere çalışmak yerine daha hayırlı işler yapıp gece oynanan maçlara bakıyorum. Ömer'in geçtiğimiz sezon adı üzerinde çaylak olmasının verdiği bir tedirginlik vardı. Ancak bu sezon başlarda biraz yavaş başlasa bile o tedirginlik yok. Başlarda yavaş başladı lafından çıkarılması gereken hücumda belki daha aktif olabileceğini beklememdi. Ancak daha o durumlara gelmediğini gördük. Ömer'in hücumunu birden geliştirmesini beklemek ayıp olur. Zira hücum ribaundlarından sonra milli takım formasıyla yaptığı gibi potaya yönelse sayı istatiğini geliştirebilir. Maç başına 19 dakika ortalamayla 5.5 ribaund olması ve 1.2 blok yapması onun oyunu hakkında bize bilgi veriyor. Yapamadığı şeyleri hiç yapamadığı gibi, yaptığı şeyleri de muazzam yapması onu daha enteresan kılıyor. Milli takımda gördüğümüz hücumları Bulls'da hiç mi hiç kullanmıyor. Gerçi takımın ondan oynanacak oyunlara çok fazla ihtiyacı olduğunu da düşünmüyorum. Fakat bir tehdit oluşturması için, özellikle ikinci beşle oynarken, bu tarz oyunlara takımın zaman zaman ihtiyacı olabilir veyahut alternatif olabilir.


Ömer'in hücumda takıma getirdiği kısıtlamaları savunmada fazla fazla telafi ettiğine şüphe yok. Savunmada getirdiği yardımları, show upları muazzam. Arka tarafta bekçilik dediğimiz o olayı en iyi yapan adamlardan. Bire bir savunmada da kimseye karşı geri adım atmadığını geçen sezon oynanan Bulls-Magic  maçında göstermişti. Howard'ı muazzam savunmuştu.

Ömer'in  bir uzun olduğunu düşünürsek %38'le isabet bulması kötü duruyor. Geçtiğimiz sezon %55 isabet bulduğunu hatırlatalım. Bu oranda ilk üç maçta 1/9 saha içi isabetiyle oynaması en büyük neden. Yavaş başlamaktan kasıt bu da olabilirmiş. Ayrıca maç başına 1.7 top kaybı da aldığı süreye oranla birazcık fazla. Top kayıplarının sebepleri genel olarak yapacağını düşünüp yapamadığı hücum hareketlerinden kaynaklanıyor.

Ömer'in sene sonunda sınırlı serbest durumunda olacak, bu sene kendisini vitrine çıkaracak performanslar onun iyi teklifler almasını olağan kılabilir. Chicago'nun çok büyük bir teklif olmadıkça karşılayacağını düşünüyorum. Miami Heat'in tam olarak aradığı adam mesela. Belki onlar göz koyabilirler. Fakat Amerikan medyası, ne yazık ki, bizim gibi takipte değil. Ancak Stacey King'in Bulls'un her maçını yorumlaması, Ömer'in King'den Turkish Hammer, AsikandDestroy gibi lakapları almasını sağladı. Bulls taraftarlarının en çok sevdiği yanı şüphesiz çekinmeden indirdiği smaçları. İşin detayında verdiği asıl katkı tabii ki savunma.

İlk dört maçta istatistikleri oldukça vasat iken, son 2 maçta ciddi bir yükselişe geçti. Öte yandan yaptığı savunma, getirdiği yardımın istatistik bakımından bir karşılığı olmadığı için izlemeyen adam için kötü oynamış olarak gözüküyor. Halbuki öyle bir durum yok.
Son iki maçtan Memphis maçını çok fazla dikkate almak yanlış olur. 66-32'lik bir skor gördüğümü hatırlamaktayım. Fakat dün oynanan Hawks maçı Bulls anonçusu Chuck Swirsky'ın dediği gibi belki de en iyi maçıydı. 2 sayı 9 ribaund 2 asist 3 blok 28 dakika. Maçı izleyenler Ömer'in performansının istatistiklerin oldukça ilerisinde olduğunu görmüşlerdir. Memphis maçını da istatistiklerin içine harmanlarsak, son iki maçta 26 dakikada 5 sayı 8.5 ribaund 3 blok 1.5 top çalma. İki maçta da aldığı süreleri mükemmel değerlendirdi.

Son olarak, pozisyonundaki rakibi olarak gözüken Noah da candır, ciğerdir. İki oyuncu da kısmen birbirlerine yakın oyuncular. Noah'ın hücumda biraz daha sivrildiğini söyleyebiliriz. Taj Gibson-Carlos Boozer-Joakim Noah ve Ömer Aşık'ı uzun rotasyonunda bulunduran Bulls, ligin şüphesiz bu alanda en iyilerinden biri. Ömer'in maçlarını izlemek, onun yapabildiği şeyleri tam anlamıyla yaptığını görmek inanılmaz bir duygu. Umarım çok daha iyi olur.

Hiç yorum yok: