Çarşamba, Temmuz 03, 2013

NBA Transfer Günlüğü-2

drew0629
Dün başladığımız dizinin 2. yazısında da serbest oyuncular ve anlaşmalar hakkında yazmaya devam ediyorum. Dünkü yazıyı okumak isteyenler buradan gelebilirler.

Pacers’ın Hamleleri
Miami Heat’i konferans finalinde 7. maça zorlayan Indiana Pacers, transfer döneminin hareketli takımlarından biri. Indiana’nın şu ana kadar anlaştığı 2 oyuncu var. Biri David West, diğeri ise CJ Watson.
David West 3 yıl için $36 milyon alacak. 33 yaşındaki bir oyuncu için biraz tuzlu gözüküyor fakat Pacers’ın oynadığı basketbolda West’in varlığı çok önemli. Savunmadaki sertliği bir yana, hücumda soktuğu orta mesafeler zaman zaman hücumda sıkıntı yaşayan Pacers adına çok kritik. West’in 36 yaşında 12 milyon kazanacak olmasını 2016 yılında eleştiririz lakin şu an için Pacers’ın elinden kaçırmaması gereken bir isimdi West.
Play-off’larda Knicks’e karşı iyi oynamasına karşın, sezonun büyük bölümünde hayal kırıklığı olan DJ Augustin’nin takımdan ayrılması, Pacers’ın back-up guard almasını gerektirdi. CJ Watson, bu rol için biçilmiş kaftan. Son 2 sezonda hem Derrick Rose’un hem de Deron Williams’ın arkasından gelen isim olmuştu. Adını andığımızda kritik anlardaki kötü tercihleri akıllara gelmiyor değil. Ancak Pacers’ın o bölgeye alabileceği daha iyi bir seçenek yok. Sözleşme 2 yıllık, ücret açıklanmadı.
West’e verilen sözleşme sonrasında koşullu serbest-Qualifying Offer-olan Hansbrough’ya gelen tekliflerin Pacers tarafından karşılanmaması bekleniyor. Enerjisi ve sertliğiyle bench’ten gelip zaman zaman takıma olumlu hava kattığını fakat hiçbir zaman takımın ihtiyacı olan önemli bir parça olarak anılmadığını söyleyebiliriz.
Pacers’ın ilgilendiği önemli isimler ise şimdilik Copeland ve Tony Allen. Cop’un dış şut tehdidi bench’ten getirilerek Pacers’a derinlik kazandırabilir. Çok olumlu bir hamle olur. Tony Allen’ın alınmasının sebebi ise çok açık. Savunmayı iyiden iyiye sıkılaştırmak. Paul George ve Lance Stephenson gibi ligin en iyi dış savunmacılarını kadrosunda bulunduran Pacers, Tony Allen’ın gelişiyle rakip kısaların rüyasına girebilir. 3 takım daha Tony Allen’la ilgileniyor.
Brooklyn Nets ve Boston Celtics
Dün bu konuya değinmemiştim. Sebebi, bu takasla ve Celtics’in 2007-2013 dönemiyle ilgili bir yazı yazmayı planlamamdı. Üşendim. Takastan ve Nets’in anlaştığı birkaç isimden burada söz edelim daha fazla zaman geçmeden.
Takasın içeriğini belirterek başlayalım:
Celtics’in aldıkları: 2014, 2016, 2018 ilk tur draft hakları (Son ikisi korumasız), Gerald Wallace, MarShon Brooks, Kris Humphries ve Keith Bogans.
Nets’in aldıkları: Kevin Garnett, Paul Pierce ve Jason Terry.
Celtics açısından bakarak başlayalım. Olması gereken, sadece zamanı belli olmayan bir işti Boston için. KG, Allen ve Pierce’ı aynı takımda buluşturan plan herkesin dilinde dolaştığı üzere kısa vadeli bir plandı. Uzadı da uzadı. Yaprak dökümü geçen sene ayrılan Allen’la başlamıştı. Celtics GM’i Danny Ainge, Allen’ın yerini bir başka veteran Terry’le doldurarak hala bu takıma güvendiğini göstermiş, rebuilding işini ertelemişti. Celtics’in ilk turda Knicks’e elenmesi 2-3 yıldır ne zaman olacağını merak ettiğimiz sonun başlangıcı oldu.
Takasa gelirsek; olaya duygusal yaklaşan Celtics taraftarları Ainge’e kızgın olabilir, normaldir ancak esasında Ainge şu noktada en doğrusunu yaptı. Humphries’in sözleşmesi epey külfetli ama sadece 1 yıl kaldı. Wallace’ın sözleşmesinde 3 yıl 30 milyon duruyor, bunu ellerine gelen ilk fırsatta takas gerçekleştirerek bozdurabilirler.  Takasın arka planında kalan, bence oldukça önemli parçası MarShon Brooks. İlk sezonunda gösterdiği performans hala aklımızda. Celtics onu 2015′e kadar çok ucuz miktarlarla takımda tutma hakkına sahip. Hem böylece merakla bekledikleri 2014-2015 sezonunda Brooks’un rol alıp alamayacağını da görebilirler. Celtics’in yeniden yapılanma girişimini bir kenara bırakırsak, takasın en önemli getirisi de draft’lar. 2014 Draftı ve yaz süreciyle yeniden yapılanacak Celtics takımını çok önemli bir şekilde besleyebilir korumasız 2016 ve 2018 ilk tur hakları.
Önümüzdeki sezon Celtics için pek bir anlam ifade etmiyor. ‘Tanking’ dediğimiz olayın dibine vuracaklarını, Wiggins’i almak için ellerinden geleni yapacaklarını biliyoruz.
Nets tarafında ise bol heyecan ve soru işareti var. 2010′da LeBron’u almak için çabalayan ancak eli boş dönen Nets’in sahibi Prokhorov çıldırmış, şampiyonluk istiyor olsa gerek. Sadece 2 sezon devam edebilecek bir proje içerisine girdiler. Kısa vadede bir başarı istiyorlar. Bu takasın başka bir anlamı yok zaten. Bu bir plandır, düşünmüşlerdir, eleştirilecek pek bir tarafı yoktur. Fakat kısa vadeli bir plan uygulamaya kalkarken çaylak bir koçla anlaşmak hangi aklın ürünüdür, onu anlayabilmiş değilim. Lionel Hollins, George Karl gibi koçların boşta olduğu bir zamanda, basketbol kariyerini 1 ay önce bitirmiş bir oyuncuyla koç olarak anlaşmak bence çok yanlış. İsmin Kidd olması görüşümü değiştirmiyor. Her zeki iyi oyuncu bildiğiniz üzere iyi koç veya yönetici olamıyor.
Deron-JJ-Pierce-Garnett-Lopez.. Yeni sezonun en merakla beklenen beşi. Nets’in bu adımdan sonra yapması gereken şey, geçen sezon yaşadıkları sıkıntı olan bench katkısına çözüm bulmalarıydı. Son 2 gündür yaptıkları hamlelerle bu noktadaki eksiklerini de gideriyorlar. Dün Korver, bugün ise Blatche’le anlaştılar. Jason Terry’nin de benchten geleceğini hatırlatalım. Birkaç takviyeyle yeni sezonun en iddialı kadrosuna dönüşecekler, hatta kimilerine göre şimdiden öyleler..
Nets’in 2 sezon sonra nasıl bir vergi ödeyeceği, Kidd’in bu çok zor görevde neler yapabileceği benim en çok merak ettiğim konular. Zaman gösterecek.
Splitter 4 Yıl Daha
Ben bu yazıyı yazarken Woj’un hesabından Splitter’ın önümüzdeki 4 sezon için $36 milyon alacağını öğrendim. Fena olmayan bir sezondan sonra, finallerde gösterdiği performans tam anlamıyla kendisini yerin dibine sokmuştu. Spurs yönetimi ona hala inanıyor olsa gerek. Bana kalırsa; 3 sezon sonra çöp statüsünde olacak bir kontrat hakkında konuşuyoruz. Önümüzdeki sezonların Hedo’su olabilir kendisi. İşin acayip noktası Spurs’ün yönetimsel hata yaptığı çok nadiren gözükür. Vardır bir bildikleri diyerek işin içinden çıkmak istiyorum. Ama finalde gördüğüm Splitter beynime öyle kazındı ki…

Hiç yorum yok: