Cumartesi, Temmuz 03, 2010

Röportaj:Sinan Güler



Zaten dergide de yayınlandı ama burda yayınlamasak ayıp olurdu tabii ki.


Fastbreak:Sinan Güler kendini 140 karakterle nasıl anlatır?

SG:Basketbol sahasi içinde doğup büyümüş, hayatının büyük bir parçasi basketbol olan, teknoloji duşkünu, yeni şeyler ögrenmeyi seven biriyim.


Fastbreak:Çok klasik olacak ama basketbola nasıl başladınız?

SG:İlk basketbol topunu ne zaman tutmuşumdur bilemiyorum. Ama hatirladiğim kadariyla abimle İTÜ'de antremanlara giderken Marsel Mori tarafindan yaşim geldigi zaman Minik Takim'a katılarak başladim.


Fastbreak:Basketbolsever bir aileden geliyorsunuz.Basketbolun içinde bir çocukluk geçirmenizin avantajları ve dezavantajları nelerdir?

SG:Ben açıkcası bir dezavantajı olduğunu düşünmüyorum.Sporun içinde büyümek bir sürü açidan avantajli olmuştur diye düşünüyorum hatta.Özellikle ailemin eğitimimde ve basketbol içerisindeki gelişimimde çocukluğum sırasında çok katkısı olmuştur.


Fastbreak:Güler kardeşler yıllardır "White Man Can't Jump" hipotezinin aksine işler yapıyor.Bunu neye borçlusunuz?Ekstra idman v.s?

SG:Kendi aramızda bu konudan bahsederken bile genetik olduğunu düşünüyoruz çünkü ikimizde benzer sekilde ziplayabiliyoruz ve ikimizde bu konuda ekstra bir çalışma yapmadık.


Fastbreak:Amerika macerası,size neler kattı?Bazı şeylerden ödün vermenize sebep oldu mu?

SG:Oyunculuğumdan kişiligime cok şey kattığını düşünüyorum.Orada daha fazla süre almak için yapmam gerekenlere daha fazla önem göstermeyi ogrendim,böylece savunmamin geliştiğini düşünüyorum.


Fastbreak:Basketbol yaşantınızda,"Keşke şunu yapsaydım" dediğiniz anlar oldu mu?

SG:Hayır olmadı.


Fastbreak:Parkede unutamadığınız bir anı var mı?

SG:Geçen seneki şampiyonluk anını ve ondan sonra yaşanan olayları(kötu olaylar olsada) pek kolay aklımdan çıkarabileceğimi düşünemiyorum.


Fastbreak:Solak olmanın ne gibi yararları var sizce?Veya dezavantajları?

SG:Savunmacına karşı değişik bir bakış açısı vermiş oluyorsun,seni ona gore savunmak zorunda oluyor ve bazen avantajları yanları oluyor.


Fastbreak:Sinan Güler'in harika bir savunmacı olduğu yadsınamaz bir gerçek.Savunma için ayrı bir çalışma yapar mısınız?Rakibe nasıl odaklanırsınız?

SG:Öncelikle teşekkur ederim..Önce dediğim gibi savunmaya olan inancım Amerika'da öğrendiğim bir şey. Fiziksel özelliklerimi ve oyunu okuma özelliğimi kullanarak bunu iyice geliştirdiğimi düşünüyorum.Oyunun belirli kısımlarında savunma açısından eksiklerimin olduğunuda düşünüyorum,mesela topsuz alanda yapılan pick ve cutlarda bazen bir adim geride kalıyorum.


Fastbreak:Şu ana kadar savunmakta en çok zorlandığınız kişi kimdir?

SG:Kişilerden çok,topsuz savunmaları yapmakta zorlandığımı söyleyebilirim.Toplu bir oyuncuyu tutmak daha kolay geliyor.


Fastbreak:Hangi tarz 2-3 numaralar sizi daha çok zorluyor?(Örneklendirirseniz,hızlı,atletik v.s)

SG:Çabuk hareketlenebilen ve suta çabuk çıkabilen oyuncular diyebilirim.Birde benden fiziksel olarak üstun olan 3 numaralar zorluyor diyebilirim.


Fastbreak:Oyununuzda "Şunu geliştirmeliyim"dediğiniz şeyler nelerdir?

SG:Şutumun daha istikrarlı olması gerektiğini düşünüyorum en başta. İkinci olarak da savunmada topsuz oyuncuyu daha iyi savunmanın yollarını öğrenmem lazim. Fiziksel olarak bu konuda daha guclu ve cabuk olmalıyım.


Fastbreak:Bu röportajı duyurduğumda çoğu soru Beşiktaş'la ilgili oldu.Basketbolseverler sizi Beşiktaş'ta tanıdı.Beşiktaş yıllarınız nasıl,taraftarlarla bağınızdan söz eder misiniz?

SG:Besiktaş'ta Amerika'da oynadığım senelerden once Genc takımda ve A takımda oynama şansını elde etmistim.Daha sonrada Daçka'da geçirdiğim senenin sonrasinda Besiktaş'a geri dönmek benim için cok büyük bir sanşti.O sezonda taraftarın destegi ile hem ligi birinci bitirmiştik hem de Uleb kupasında ilk 8'e kaldik.O sene kurulmus olan takımın icerisindeki bağ,takimin taraftarla birlikte yarattığı enerji ve geçirdiğimiz sezona bütün olarak baktığımizda kariyerimde önemli bir yere sahip olduğunu dusünüyorum.Akatlar'da oynadığımız Kızılyıldız, Hemofarm ve Fenerbahçe Ülker maçlarında hissettiğim heyecani her hatirladığımda hala yaşıyorum.


Fastbreak: Gelelim Efes'e, öncelikle hepimizin istemediği olaydan başlayalım. Efes Pilsen'in kapatılmaya çalışılması hakkındanedüşünüyorsunuz ?

SG: Başlı başına yanlış bir karar olur diye düşünüyorum. Efes Pilsen'in Türk basketboluna kattıklarını tekrarlamama gerek yokdiye düşünüyorum fakat Avrupa'da ve Amerika'da bu tarz sponsorlukların yapıldığını görüyoruz. Dünyanın en çok izlenen spor olaylarından biri olan Super Bowl'a en çok reklam veren ürünlerden biri bira mesela. Ayrıca 35 senedir basketbol sahasında olan ve Türkiye'de Koraç kupasını kazanan tek takım olan Efes Pilsen hakkında bahsederken kimse ne ürünü olduğu hakkında çağrışımlarda bulunmuyor. Herkes Efes sayesinde basketbolu ne kadar sevdiklerini ve onları sahaya çeken şey Efes Pilsen forması giyen basketbolcuların yaptıkları olmuştur diye düşünüyorum.


Fastbreak: Röportajın zamanı gerçekten çok anlamlı oldu. Efes Pilsen'in final serisini kaybetmesindeki en büyük etken neydi sizce ?

SG: Bence bu serinin mücadele kısmında yeteri kadar etkili olamadık diye düşünüyorum.


Fastbreak: Efes Pilsen'in final serisinde 4.maçta 18 sayıdan maç vermesinde en büyük etken neydi sizce ?

SG: FenerbahÇe Ülker'in uyguladığı presle yaptığımız top kayıplarının geri dönüşünde yakaladıkları rüzgar çok etkili oldu.


Fastbreak:Ergin Ataman çok Fastbreak: Ergin Ataman çok eleştirildi, geçtiğimiz günlerde de görevden ayrıldı. Onun hakkındaki düşünceleriniz nelerdir ?

SG: Ergin abi beni Türk basketbolunda bulunduğum yere getirmiştir. Besiktaş'ta oynarken bana güvenmesi ve daha sonrasında bu güvenini tekrar gösteren bir şekilde beni yanında Efes Pilsene'e getirdi ve yeri geldiği zaman bana önemli şanslar verdi. Antrenör olarak Efes Pilsen'in ve Türkiye'nin yetiştirdiği önemli antrenörlerden biri olduğunu düşünüyorum.


Fastbreak: Biraz soğuk bir soru olacak ama sormak istiyorum yinede. Efes Pilsen'in Avrupa'daki tüm maçlarını izledim şahsen. Yabancı oyuncular istedikleri zaman oyunda olmayınca sorun çıkarıyorlar, siz ise süre almayı hak ettiğiniz(Benim fikrim gerçekten böyle) halde benchte oturuyorsunuz, burdan yola çıkarak Türk oyuncuların sesi daha mı az çıkıyor bu tip olaylarda ?

SG: Bence bu konuda böyle bir düşünce sahibi olmak yanlış. Kimin oynadiği tamamen antrenöre bağlı bir karar olduğundan bu konuda benim genel olarak bir yorum yapmam yanlış olabilir.


Fastbreak: Milli takıma gelirsek, önümüzde Dünya Şampiyonası var. Şampiyonaya gelemeyecek yıldız sayısı her geçen gün artıyor(Son olarak Kobe).Sizce bu organizasyonun kalitesini düşürür mü ?

SG: Her ne olursa olsun, Türkiye için büyük bir firsat olduğunu düşünüyorum. Tabii ki de bütün dünyanın izleyeceği bu organizasyonda yıldız isimlerin olmayacak olması hayal kırıklığı yaratıyor ama bence çok zevkli bir organizasyon olacak.


Fastbreak: Gasol, Kobe, Parker, Nowitzki, Lebron, Wade, Bogut, Ming.. Bu gibi isimler turnuvada olamayacak. Sizce biz turnuvayı nerede bitirirsek, başarılı olduk diyebiliriz ?

SG: Bence bu konuda sabırlı olmalıyız. Öncelikle iyi bir avantajla gruptan çıkıp daha sonrasında da ceyrek finali hedeflemeliyiz. Çeyrek finale kaldıktan sonra Türk halkının desteğini alarak devamını getirebiliriz diye düşünüyorum.


Fastbreak: NBA'i takip eder misiniz? Hangi takımı desteklersiniz ? Beğendiğiniz oyuncular kimlerdir ?

SG: Eskisi kadar takip etmiyorum açıkçası. NBA artık iyice takımlardan çok oyuncuların bireysel yeteneklerini gösterdiği bir yer oldu gibi geliyor. İstisnalar var tabii ki de Boston Celtics, San Antonio Spurs, Los Angeles Lakers tarzı takımlar. GinobiliNBA'de en beğendiğim oyunculardan biridir.


Fastbreak: Örnek aldığınız basketbolcular kimlerdir ?

SG: Piston Pete Maravich, Michael Jordan, Manu Ginobili ve abim Muratcan Güler.

Sinan Güler'e teşekkürler..

Röportaj:Mert Aydın

Hiç yorum yok: