Pazar, Temmuz 11, 2010

Unutmadan..bu yaz programımız dolu!


Şu ara free agent dönemiydi, Dünya Şampiyonası heyecanıydı, transferlerdi falan derken basketbolun yeterince içindeyiz. Hatta bu sporun delileri olarak kafalarımız basketbolla ciddi anlamda dolu. Öbür taraftan Güney Afrika'da Türkiye bulunmasa da futbol aşkımız bizi yine yanlız bırakmadı, orası için de ölüp ölüp diriliyoruz. Bu arada atletizmden tutun da diğer her türlü spor braşından türlü haberler aldık. Yanlız madem özellikle basketboldan konuşuyoruz, altyapı faaliyetlerinden de haberimiz olmalı, hiç değilse milli takımlardan.

Hırvatistan'da geçtiğimiz hafta başlayan Ümit Erkekler Avrupa Şampiyonası'nda grup maçları tamamlanırken; milli takımımız, Sırbistan, Litvanya ve Karadağ ile birlikte bulunduğu B grubunda 3'te 0 yaptı. Önümüzdeki 6 gün boyunca Hollanda, Almanya ve Çek Cumhuriyeti ile sıralama için klasman maçları oynayacak olan takımın bu başarısızlığının ciddi anlamda gözden geçirilmesi lazım geliyor. Çünkü Ümit milli takım, bildiğimiz gibi A milli takımdan bir önceki mertebedir ki çok uzağa gitmeden 4 yıl önceki Ümitler Avrupa Şampiyonasında 2. olan Türkiye kadrosuna bakılması yeterli. O takımın hemen hemen hepsi, bugün iyi kulüplerin mevcut kadrolarında yer alırken(NBA dahil) A-B milli takım kadrolarına da girmeyi başardı. Bu bahsettiğim çoğu oyuncu da kendini 2006'daki Ümitler şampiyonasında gösterme fırsatı bulmuştu ki bu durum da fikrimi destekler boyutta: Altyapıda kesinlikle ihmal vb kabul edilmemelidir. Bu sene altyapıdan yetişip gelmiş bir sürü yetenekli oyuncu barındıran bir Ümit milli takımın klasman maçlarına çıkacak olması gerçekten yakışık almadı fikrimce. Elbette ülkemizde yapılacak olan Dünya Şampiyonası için yıllardır yatırım yapılıyordu(!); ama nasıl oldu da gelecekteki şampiyonalar için yetişecek olanlar göz ardı edildi? Bu ülkenin basketbolda kendini göstereceği yegane zaman 2010 Dünya Şampiyonası mı yani? Komik olmamak gerekirdi.
Öbür taraftan bu yaz içinde desteklememiz gereken bir Ümit milli takım daha var: 9. Ümit Bayanlar Avrupa Şampiyonası, 15-25 Temmuz tarihleri arasında Letonya'nın Ljepaja şehrinde gerçekleştirilecek. Milli takımımız D Grubunda Beyaz Rusya, Litvanya ve Romanya ile karşılaşacak. A milli Bayanlarımızın da maç yoğunluğu yaşacağı dönemden önce şanslı bir organizasyon olacağını umuyorum.

Öte yandan bu yaz, Yıldız ve Genç Milli Takımlarımız da boş değil:

U18 Genç Kızlar Avrupa Şampiyonası, 29 Temmuz-8 Ağustos tarihlerinde Slovakya'nın Poprad kentinde yapılacak. Bu şampiyonaya hazırlık amacıyla milli takımımız önümüzdeki 3 gün boyunca İstanbul'da, Slovenya genç milli takımıyla 3 hazırlık maçı yapacak.
Genç Erkekler de Avrupa Şampiyonası hazırlığında. Bu amaçla bir hazırlık turnuvası için İspanya'ya giden milliler, turnuvada Rusya, İspanya ve Yunanistan ile karşılaşacak.
Bu sene 1.si gerçekleştirilecek olan U17 Yıldız Kızlar Dünya Şampiyonası 16-25 Temmuz tarihleri arasında Fransa'da. Rodez hazırlık turnuvası için Fransa'ya giden milli takım, turnuvada ev sahibi Fransa'nın yanı sıra Arjantin ve Çin'le karşılaşacak.
Son olarak Yıldız Erkek Milli Takımının da bu yaz Avrupa Şampiyonası'na çıkacağını belirteyim. Bu şampiyona da 5-15 Ağustos tarihlerinde Karadağ'da olacak. Polonya'daki 4lü hazırlık turnuvasındaki ilk maçında İsrail'i mağlup eden milli takım, Slovakya ve Polonya ile de karşılaşacak.

Bütün takımlarımıza başarılar diliyorum elbette. Fakat yine de neden bir türlü -herhangi bir dalda- altyapıyla çok daha fazla ilgili olamadığımızı çözebilmiş değilim. Neticede bugün severek veya sevmeyerek izlediğimiz birçok sporcunun yerine çok kısa zamanda yenileri gelecek ve ben 'geleceğimizi' daha yakından takip etmek yanlısıyım. (Bakınız bu yaz, takipçi olmak için hiç de fena sayılmaz.) Elbette ki bu noktada işin sadece küçücük bir bölümü biz izleyici/destekleyici kesimine ait. Örneğin -birçok kuruluşun hakkını yemek istemesem de- buradaki en büyük rollerden biri medyanın, biri de federasyonlarındır. Bu iki önemli faktörü, bu bahsettiğim meselede daha bilinçli olmamız için bizleri zorlamaya davet etmekten başka bir çarem yok gibi.. Sanırım bu konuda bu kadar sızlanma şimdilik yeter; fakat az önce bahsettiğim bize düşen o küçücük rolü yani 'desteği' göz ardı etmediğimiz sürece sporumuzun geleceği için çok daha büyük yatırımlar(!) yapacak olmamız da su götürmez bir gerçek.

Hiç yorum yok: