Çarşamba, Eylül 01, 2010

Ankara Arena İzlenimleri #6


Dün gece saat 4 gibi kafamı yastığa koyduğumda, içimde garip bir heyecan vardı. Ankara Arena'ya daha önce 5 kez gitmiştim son 10 günde. Ancak rakip Yunanistan olunca heyecan sardı etrafımı. Hani bu milliyetçi duygunun bir yan etkisi değildi. Salonda maç izleme kariyerimin en üst noktası olacaktı bu maç, o nedenle heyecanlıydım sanırım.

Artık sizinde ezberlediğiniz şekilde salona ulaştım ve bilindik yöntemleri uygulayarak salona girdim. Bugün 16:00'da oynanan Rusya - Fildişi Sahilleri maçı, turnuva boyunca Ankara Arena tarihinin en boş halidir herhalde. 1.000 kişi ya vardır ya yoktu. Tabii önceden de belirttiğimiz gibi bu durumun oluşmasında, kombine bilet alıp sadece Türkiye'nin maçlarını izleyen basketbol entellerinin de büyük etkisi var.

Bugün Ankara Arena'daki diğer iki maçın sönük bir havada geçeceği belliydi. Çünkü grubun iki favorisi belki de turnuvanın 6-7 favorisinden iki takım bugün karşılaşacaktı. Bu nedenle tüm dikkatler günün son maçına çevrilmişti. Tüm biletlerin satıldığı haberi akşam ki maçı biraz daha kızıştırıyordu.

Nitekim tüm biletlerin satıldığı haberi doğruydu. Ankara Arena tarihi günlerinden birini yaşadı. 10.400 kapasiteli salon, kapasitesinin üzerinde seyirciye misafirlik ediyordu. Bir gün önceki Sinan Güler'in "Kırmızı giyin!" çağrısı etkili olacak ki, salonun çoğunluğu bilinçli olarak kırmızı giymişti. Kırmızı giymeyi unutan birçok kişi de, salon içinde mağazası bulunan Intersport'u zengin etti ve tişörtler kapış kapış satıldı. Tüm salon amaçlandığı gibi kırmızıya bürünmüştü.

Maç ile ilgili düşüncelerime geçmeden önce salon içerisinde gerçekleşen ilginç olayları aktarmaya çalışayım. Salonda üç önemli ismi gördüm. Birincisi Ergin Ataman. Orta tribünün en ön sırasından maçı takip ediyordu kendisi. Baya bir bronzlaştığını söylersek yanlış olmaz. İkinci ismimiz ise Şahan Gökbahar. O da Ergin Ataman'ın tam karşı tribünün de en ön sıradan maçı takip ediyordu. Siyah gözlükle maçı izlemesi de ayrı bir absürd durumdu. Üçüncü önemli şahsiyet ise Kemal Kılıçdaroğlu idi. Salona maçın başlaması ile teşrif eden Kılıçdaroğlu'nun yanında TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin de vardı. Kameralar bu ikiliyi gösterdiğinde ise ilginç bir görüntü oluştu. Kemal Kılıçdaroğlu'nun alkışlayan taraftar, Mehmet Ali Şahin'i yuhaladı.

Türkiye 76 - 65 Yunanistan :

Türkiye - Yunanistan maçına dönecek olursak, yine maç içerisinde gelişen olayları uzun uzun yazmayalım. Dikkat çekilmesi gereken noktalara parmak basalım. Birincisi tabii ki Ersan İlyasova. 6/6 da üçlük isabetiyle 26 sayı atan Ersan maçın yıldızıydı. Bu performansı bizi gelecek için umutlandırdı. Diğer nokta ise Hidayet Türkoğlu'nun 3 sayılık basketi idi. 73 - 57 olan skor bir anda kapanmaya başlamış, 73-65'e kadar gelmişti. Maçın bitmesine 3 dakika gibi bir süre varken Hido'dan gelen üçlük işin bitmesi anlamına geliyordu. Zaten skorda bu yönde oldu, o üçlükten sonra maçta sayı olmadı. Ayrıca maç boyunca yaptığımız alan savunmasına değinmemiz gerekir. Müthiş bir şekilde yardımlaşarak, boşluk vermeden yaptık alan savunmasını.

Ancak unutulmamalıyız ki, yarın Porto Riko maçını kazanırsak şampiyon olmuyoruz. Bu galibiyet ile grup birinciliğini neredeyse garantiledik. Artık rakibimiz D grubunun dördüncüsü olacak. Dördüncünün kim olacağı ise hâlâ belli değil. Şayet İspanya oynadığı 3 maçta 2 mağlubiyet aldı. Yani sürpriz bir şekilde 2.turda İspanya ile karşılaşabiliriz.

Hiç yorum yok: