Cuma, Temmuz 09, 2010

Roller Değişti

1974 yılında Batı Almanya'da düzenlenen Dünya Kupasında dünya yeni bir futbol ile tanışmıştı. Johan Cruyff ile antrenör Rinus Michels'in başlattığı bu futbol felsefesinin adı Total Futbol'du. Hollanda 1974 yılında total futbol anlayışı ile tüm dünyayı kendisine hayran bırakmıştı.


Total Futbol, Hollandalı teknik adam Rinus Michels'in adını koyduğu, 70'li yıllarda fırtına gibi esen, 80'lerde de devam eden futbol sistemidir. 1930'lu yıllarda Avusturya milli takımının eski antrenörü Hugo Meisl'in uygulayamadığı fikirde total futbolun temelini oluşturur. Kısacası her oyuncu geçici olarak da olsa her görevi yapabilmeliydi. Total futbol anlayışı içerisinde, futbol tempolu ve hızlı oynanmalıydı. Bugün oyuncuların maç başına koştukları kilometrenin artmasının en önemli sebeplerinden birisi total futbol ve ona karşı koymak isteyen takımların kondisyon yüklemesidir.

Johan Cruyff, Johan Neeskens, Jonny Rep, Rob Rensenbrink gibi isimler bu kadronun temelini oluşturuyorlardı. Rinus Michels 1974 yılında futbolcularına;"Defans yok, forvet yok. Hepiniz forvetsiniz ve hepiniz defans oyuncususunuz. Defanstan bir arkadaşınız forvete gittiğinde, forvet oyuncuları onların yerlerini dolduracak. Forvette beklemek yok, geriye gelecekseniz ve hep beraber hücuma çıkacağız." emrini verdi.



Total futbol ile ilgili önemli diğer bir özellik, mümkün olduğunca yerden oynanması gerekliliğiydi. Yerden oynamak daha iyi kondisyonu olan oyuncular için iyiydi. Böylece hareket durmuyordu, kesintisiz pas alışverişi oluyordu. Havadan oynanınca topu beklemek gerektiğinden, rakip defans hazırlanıyordu.

Total futbolun kurucusu Rinus Michels, bu taktikle tüm dünyanın takdirini kazanan bir teknik adam oldu ve FIFA tarafından yüzyılın teknik direktörü seçildi.Rinus Michels'e göre sistem, oyuncudan daha önemliydi. Sanırım bu da anlayışın en temelde nereye dayandığını gösteriyordu.



Evet o günlerden bugünlere geldik, Hollanda futbolunda 2010 Dünya Kupasına kadar pek değişiklik yoktu. Total futbol anlayışını hiçbir değişikliği uğratmadan sürdüren Portakallar, 1988 Avrupa Şampiyonası finalinde Sovyetler Birliğini 2-0 yenerek somut bir başarıya ulaşıyordu. 1974 ve 1978 Dünya Kupası finalleri kaybedildikten sonra kazanılan bu kupa total futbolun elle tutulur ilk başarısıydı.

Hollanda geleneğini ısrarla ve başarıyla devam ettirdi. 1998 Dünya Kupası yarı finalinde Brezilya karşısında penaltılar sonunda alınan mağlubiyet yine total futbolu sekteye uğratmıştı. Dennis Bergkamp, Patrick Kluivert, Philip Cocu, Marc Overmars, Jaap Stam gibi futbolcuların yer aldığı ve antrenörlüğünü Guus Hiddink'in yaptığı kalite bir takım bu sefer sonuca ulaşamamıştı.



Günümüze doğru gelirsek, Hollanda çehresini yine değiştirmemişti. 2006 Dünya Kupasında ve Euro 2008'de sırf göze hoş gelen futbol oynamak uğruna elenmişlerdi. Fakat son dönemde total futbol anlayışının içinde yer alabilecek Arjen Robben, Robin Van Persie, Dirk Kuyt, Wesley Sneijder gibi futbolcuları da yetiştirmekten geri kalmamışlardı.

2010 Dünya Kupasında ise farklı bir Hollanda izliyoruz. Hatta Johan Cruyff'un oynadığı futboldan sıkıldığını açıkladığı bir Hollanda izliyoruz. Portakallar bu sefer kafalarına "total futbol" kelimelerini takmış durumda değil. Onlar bu kez modern futbola ayak uydurmak istiyorlar. Önce gol yemeyeyim düşüncesini benimseyen anlayışı yansıtıyorlar Güney Afrika'da. Bu felsefe ile başarılı oldular ve 32 yıl aradan sonra dünya kupası finaline yükseldiler. Belki de Bert van Marwijk'in futbol görüşüyle tarihinde ilk kez şampiyon olacak Hollanda.



Günümüzde görüyorum ki roller değişti. Artık güzel futbol oynamaya çalışan takımlar Brezilya veya Hollanda değil, aksine Brezilya ve Hollanda modern futbol felsefesini benimsemiş durumda. Tabii ki bu anlayışta antrenörlerinde büyük etkisi var.

Göze hoş futbol oynamaya çalışan Almanya, Şili, Uruguay, Arjantin elenirken Portakallar bir kez daha final sahnesindeler. Bakalım değiştirdikleri mentalite ile bu kez başarılıya ulaşabilecekler mi ?

2 yorum:

Kerem Aktaş dedi ki...

Çok güzel yazı olmuş..

Emre Yılmaz dedi ki...

Teşekkür ederiz. Her gün kendimizi bir adım daha geliştiriyoruz.