Geçen gün Portland maçından sonra Kobe birkaç muhabire eski takım arkadaşlarıyla ilgili epey sallamıştı. Söylediklerinin haklı yanı olabilir ama Parker hakkında biraz fazla kaçırmıştı. Özellikle arkasından öyle atıp tutması pek hoş olmadı.
"Smush Parker, Kwame Brown ve Chris Mihm'le beraber oynarken neredeyse MVP oluyordum. Maç başına 45 şut falan kullanıyordum. Ne yapmamamı bekliyordunuz? Kwame veya Mihm'e pas atmamı mı?"
Buraya kadar söyledikleri dürüstlüğünün göstergesi. Herkesin de düşündüğü şeyler zaten. Sonrasında konuşmasına şöyle devam etmişti:
"Parker benim gördüğüm en kötü oyuncu. NBA'de hiçbir takımda süre almamalıydı. Point guard almak için biraz cimri davranınca o da kontratı buldu."
Bugün Parker bir radyo programına çıkmış ve Kobe'ye cevap vermiş:
"Söyleyecek hiçbir şey bulamıyorum. Utandım sadece. İsmimin hala o adamın ağzında ne işi var? İki yıl boyunca Los Angeles'ta bulunmuş olmak mükemmeldi. Herkes Lakers'ta süre alıp Kobe'yle yan yana oynamanın nasıl bir şey olduğunu soruyor. 2008'de de söylediğim gibi Kobe'yle oynamak abartıldığı gibi özel bir şey değildi. Yaptığı hiçbir şeye hakaret edemem. İş ahlakı muazzam, nefret etseniz bile yaptıklarını yok sayamazsınız. Onunla ilgili nefret ettiğim şey karakteri ve insanlara davranış şekli. Evet, Kobe Bryant'ın bu tarafından nefret ediyorum. Basketbol takım oyunu. Ekip işi yani. Bireysel sporlar gibi değil. Tenis veya golf değil. Eğer takımın süperstarı sizseniz takım arkadaşlarınızı rahat hissettirmeniz ve onları da oyunun içine dahil etmeniz gerekir. Ve Kobe Bryant bunu hiç mi hiç gerçekleştiremedi.
Ben Lakers'ta idmanlara çıktım. Önüme gelen tüm point guardları geçerek o rolü hak ettim. Sezon ortasında Kobe'yle saha dışında konuşmaya çalışmıştım. Sonuçta takım arkadaşımdı. Bana onunla konuşamayacağımı söylemişti. Onunla konuşmayı hak etmem için sahada daha fazla şey yapmam gerekliymiş. Çok ciddiydi. Ancak sahada onunla konuşabiliyorduk. Konuşmaların çoğu topun ona verilmesiyle ilgiliydi.
Kobe kimseyle arkadaşlık kurmaya çalışmıyordu. Konuşmuyordu. Hep kendi özel güvenlik görevlileriyle takılıyordu. Deplasmana giderken uçağın arka kısmında tek oturuyordu. Phoenix Suns'a karşı play-off maçına hazırlanıyorduk. Phil Jackson takım içinde bağ oluşması için Lamar Odom'a kredi kartını verdi ve takımca yemeğe çıkmamızı söyledi. Yemeğe çıktık. Takımca aynı masada otururken Kobe köşede kendine özel bir masada oturuyordu.
Kısacası Kobe ne zaman mutluysa Lakers mutluydu. Kobe ne zaman gülümserse takım gülümsüyordu. Takımın adı Los Angeles Bryants olmalı.
Lakers'a uyum sağlayamadım çünkü Kobe yapması gerekeni yapmıyordu. Bir süre sonra ona pas vermeyi kestim. 2.yılımdan sonra Lakers'ta yer almamamın en büyük sebebi bu. Yani Kobe Bryant'ın kıçını yalamadığım için Lakers'ta kalamadım."
Umarım Kobe de cevap verir ama sanmıyorum. Bekleyip göreceğiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder