Cumartesi, Mayıs 28, 2011

Şampiyon Barcelona



Yarın gazetelerde,

"Manu Barçalandı","Barça Barça Manu",Barçala Beni Messi","Mesih Messi" tarzı başlıklar görebileceğimiz olabilitesi üzerinden giderek bu tarz başlıklara yer vermedim.Futbolla çok sıkı bir ilişkim olmasa bile bu CL Finali'ni izlemediğim anlamına gelmiyor.Öncelikle Wembley ve İlker Yasin'den başlamak istiyorum.

Wembley-Müthiş stad,mekan oynatabilir hocam.

İlker Yasin-Hani bir çalışanda her zaman emekli edilme potansiyeli vardır ya,işte o İlker Yasin.Belki anlamadınız ya da ben anlatamadım.Bırak be abicim,yapma artık.Yaşlandık falan da diyorsun maçta.Evde torunların Fifa-Pes falan oynarken anlat onlara.Onlar etkilenebilir kurduğun müthiş cümlelerden.

Maçtan konuşursak:

Barcelona'nın ilk 11'inde Puyol'un olmaması beni şaşırtmıştı,ancak Pep'in oralarda topu daha iyi kontrol eden Mascherano'yu kullanarak,olası bir baskıda gelişebilecek top kaybını önlemek istemiş.Gerçi Manu'nun geldiği anları pek göremedik.

Pedro'nun golünden sonra Manu'nun düşeceğini düşünüyordum,ancak oyundan düşmediler-hızlı gol bulmaları da büyük etken-.Bunun sebebi de henüz yorulmamalarıydı.Ancak 2.yarının başlarında Messi'nin golünden sonra aynı şey olmadı.Barcelona'nın pas trafiğiyle bozulan solunum ve sinir sistemleri oyunu salmalarını sağladı.Sonrasında Villa'nın nefis golü..

Güllü Sir Alex Ferguson'ın değişikliklerde geciktiğini düşünüyorum.Ancak Cristiano Ronaldo'yu getirse koysa ne olacak.Barcelona'ya karşı kazanmak için isimlerden çok karakter ve taktik konuşturmak gerekli.Mourinho'yla bunu başaran Inter gibi.

2,5 ay önce ameliyat olan Abidal'ın kupayı kaldırması da gecenin en güzel görüntüsüydü.Ayak parmağı incindi diye maça çıkamayanları biliyoruz.Herife kanser teşhisi koyuldu,ameliyat oldu,geri döndü.Helal olsun.

Bu arada:

Spor Toto Süper Lig Transfer Piyasası



Sezonun sona ermesiyle hareketlenen transfer döneminde Türkiye Ligi'nde mücadele eden oyuncular için inanılmaz ücretler konuşuluyor,yazılıyor,yönetimler tarafından talep ediliyor.
Şu ana kadar yapılan ve yapılmak üzere olan transferlere baktığımızda Karabük'ün Emenike'den 7 milyon euro, Gençlerbirliği'nin Orhan Şam ve Mustafa Pektemek'ten toplam 7.5 milyon euro + Ali Kuçik gibi 'astronomik' ücretler aldığını görüyoruz.
Kayseri'nin Serdal Kesimal için en az 6-7 milyon euro, Eskişehirspor'un Sezer Öztürk için en az 6 milyon euro, Bursa'nın Volkan Şen için en az 5-6 milyon euro talep ettiği medya tarafından dile getiriliyor.
İleride çok iyi bir futbolcu olacağına yürekten inandığımız fakat bu sezon ilk kez Süper Lig'de mücadele etmiş ve ayağı kırılarak sezonu kapatıp birçok maçta oynayamamış Ersan Gülüm için Adana kulübünün istediği bonservis ücreti 6 milyon euro.
Geçtiğimiz bir-iki yıla bakacak olursak Beşiktaş'ın Tabata ve Köybaşı için Antep'e toplam 11.5 milyon euro verdiğini, Fenerbahçe'nin Mehmet Topuz için 8 ila 10 milyon euro arasında bir rakam verdiğini,Özer Hurmacı için de yüksek bir ücret verdiğini görüyoruz.
Bu rakamların ne kadar yüksek rakamlar olduğunu Dünya futbolunu az çok takip eden her futbol sever biliyordur mutlaka.
Anadolu kulüplerinin başkanları da (haklı olarak) kendi menfaatlerini düşünerek benim oyuncumun Tabata'dan,Topuz'dan veya herhangi başka bir oyuncudan ne farkı vardır diye düşünerekten o oyunculara ödenen paraya yakın bir değer biçiyorlar.
Yani benim düşünceme göre piyasanın bu kadar kızışmasının sebebi büyük kulüplerimizin bu sezona kadar Anadolu kulüplerinin oyunlarına gelip, oyunculara ve kulüplerine ederlerinden fazla ücret ödemesi.

Pippen'ın Sözleri


Miami Heat Ve Chicago Bulls arasındaki Doğu Konferansı Finali 5.maçının ardından Pippen,LeBron'un oyununun mükemmelliğini tarif edemediğinden dolayı olayın içine tepedeki adamı da çekti,olayın kısa özeti budur kanımca.Yalnız Pippen oyunun son bölümüne çok odaklanmış ve olayın sıcaklığıyla hareket etmiş olacak ki birazcık saçmaladı.2 gündür sosyal paylaşım sitelerinde kendisine edilen hakaretin haddi hesabı yok.

Bu arada ne söylediğini söylemeyi unuttum.Pippen "LeBron James Michael Jordan'dan daha iyi bir oyuncu olabilir" demişti.

LeBron'un müthiş bir play-off çıkardığına şüphe yok,ancak Pippen'da ufakta olsa bir Alzheimer belirtisi görmedim değil.Yıllardır yanında oynadığın adamı nasıl bilmezsin be adam.Hemen maç çıkışında söylemesinin bunda etkili olduğunu düşünüyorum.Sonrasında aldığı tepkiden dolayı,twitter adresinden yıkama yağlama çekti.
"Don't get me wrong, MJ was and is the greatest."

Michael Jordan ise hiçbir şey konuşmadı,konuşmasın da.Dünya'da yaşayan insanlar cevabı verdi,biraz sert olsada.

Ayrıca LeBron'un kariyerinde kazandığı birkaç bireysel ödülden başka hiçbir şey yok.Kariyeri bittikten sonra belki karşılaştırabilir.Bana kalırsa,büyük üçlüyü yarattıkları anda bu karşılaştırma olayı onun için bitmiştir.

Arvydas Sabonis Röportajı


Realgm'de yayınlanan röportajda,Portland Blazers'ın ve Avrupa'nın efsanevi pivotu Sabonis, kariyerine dair sorulara cevap veriyor.



RealGM: Do you remember your first days in the NBA?

Sabonis: It was October of 1995. Despite the fact that I was a 30-year-old, I felt like a rookie. Everything was very interesting for me; it was a completely different basketball. The organization, lifestyle and the intensity of the game were different.

RealGM: Like you said, despite being older, in the NBA you felt like a rookie. How your teammates treated you - more like a veteran player or like a rookie?

Sabonis: I can tell you that I didn’t have to sing birthday songs to anybody. Carrying things - I picked something, when I needed. I am doing that today as well, that is not a shame for me. Maybe my teammates respected my age or maybe they saw my passport (laughing).

RealGM: You had been playing against the best centers from all over the world. Can you evaluate the style of the game in Europe and in the NBA at that time?

Sabonis: The NBA game is more physical and the same is today. It is a more physical game in Europe now, but it is still not the same as in the NBA. The USA style is completely different; there is more individual game. The value of the game is also different. You cannot say that games, except playoffs, are not important, there is no time to celebrate victories or be sad after bad games. Tomorrow, you are going to play again and you have to move forward.

RealGM: In your opinion, is it possible to have an NBA team in London for example?

Sabonis: It depends on the NBA. If Euroleague opens borders, there will be no limits. If there will not be any restrictions on nationality question, for example, how many Lithuanians or Spaniards have to play for the team? However, all that depends on NBA.

RealGM: How would long flights affect players' performance?

Sabonis: When a plane is great it is almost like a bedroom and the eight-hour flight is nothing. Our longest trip was between Portland and Miami or Orlando. It was six hours - you take a sleep, eat and that is it. Nobody tells you to sit. I do not know what the NBA thinks about that. Maybe there are not enough arenas or the markets are too small. It is also uncomfortable that all old and traditional teams are from small cities like Villeurbanne, Pau Orthez or Kaunas. Even Vilnius... The population in some cities is the same as in all our country.

RealGM: Do you keep in touch with your former teammates or personnel from the Trail Blazers?

Sabonis: Not really, expect the doctor. I also communicate with physical trainer time after time

Batug.Com Veda Etti


Açıkcası çok fazla ahkam kesecek kadar içinde bulunamadım batug.com'un.Ancak efsane siteydi.Selam al,selam ver falan görünce şaşırmıştım,ufaktım tabii.Son zamanlarda iyice selam vermez olmuştuk,direk batug.org-forum adresi-yazıyorduk.Forumda da konu açtım diye banlanmıştım 3 yıl önce,içimizde apaçilik yok değildi tabii.Zaten sonrasında okuduklarımdan da ana sayfanın çeşitli zamanlarda yatış içerisinde olduğunu anlamıştım,öyle böyle ayakta durmuştu site.
Buradan sitenin veda edişinin nasıl olduğunu görebilirsiniz,ayrıca forum olayı devam etmekte.

Dönüyoruz



Resmin elbette bir anlamı var.3.kere başlıyoruz.İlerleyen günlerde kadro yenilenmesi de olacaktır.Birçok kişinin zamanında emeği geçen bir blog potasi delik.Yandaki röportajlar,resimler arşiv niteliğinde.Tekrar ayrılır mıyız,kim bilir.Ancak istemiyoruz bunu.Zamanla çeşitli düzenlemeler,yenilikler görebilirsiniz.Daha önce takip edenler bilirler.Basketbol çevresinde dönüp,diğer sporlardan da dikkat çeken şeylere değiniriz.Büyük bir okuyucu kitlemizin olmadığını bende biliyorum,ancak giren çıkan,bizleri okuyup bizi mutlu eden elemanlarda yok değil.Sayı ilerleyen zamanlarda artar,artmaz.Biz yazarız,sıkılasıya kadar.

NOT:Temayı,yazı stillerini falan da değiştirdik.Yazı stilleri bana da hafiften apaçileri anımsatıyor,gözüme hoş göründü.Amanın değişiyor muyum..