Çarşamba, Haziran 06, 2012

Celtics Finale Yürüyor




Celtics'i ezip geçeceğini düşündüğümüz Miami 3-2 geriye düştü dün akşam. Celtics'in ezileceğini düşünmemezin sebebi Philadelphia'yla oynadıkları seriydi. Fakat daha öncede belirttiğimiz gibi, Celtics iyiyle iyi kötüyle kötü olabilen bir takım. Celtics serinin ilk maçı dışında tüm maçlarda her şeyini ortaya koyuyor. Esasında dünkü maçı kazanmalarının sebebini mücadelenin yanısıra Miami'nin ilk yarıdaki umursamazlığına bağlayabiliriz. Celtics'i o ilk yarı performansından daha kötü yakalayamazlardı.  Celtics ilk yarıda %29'la şut attı, daha ne kadar kötü olmalarını bekleyeceksin be abicim..

Miami'nin aldığı bu mağlubiyeti LeBron'a bağlayanları anlamakta güçlük çekiyorum. Wilt Chamberlain'in bile tek başına şampiyon olamadığını düşünürsek-şampiyon oldukları 1967 yılında playofflarda Hal Greer 28, Chamberlain 21 sayı ortalamasıyla oynamıştı- LeBron'dan bunu yapmasını beklemek fazla iyimser bir yaklaşım.  Wade'in son çeyrekteki agresif oyunu iyi hoş ama maçı o noktaya getiren onun ilk yarıda yatmasıydı, tabii ki diğer oyuncularında. Maç boyunca full performans verebilen oyuncusu sayısı çok az ancak Wade bu seri boyunca adeta yatışta. Sakatlıklığından dolayı drive edemeyebilir, şutu bozulabilir ancak yanlış tercihleri sakatlıkla açıklanamaz. LeBron'u suçlayabileceğimiz nokta topun dönmesini sağlayamamasıydı, sadece 2 asist yaptı.

 1 değil 2 değil 3 değil. LeBron'un oyunun son bölümlerinde geri plana çekilmek gibi bir huyu var. Bazı maçlarda pek göze batmıyor, bazılarında ise ondan bir şeyler beklerken topu Wade'e verip sol dibe gitmesi insanı gıcık ediyor. Soksa da kaçırsa da bir şeyler yapmasını bekliyorsunuz ama yapmıyor. Dün yine son çeyreğin belli bölümlerinde geri plana çekildi . 7-8 sayı atmıştır, belki daha fazladır, emin değilim. Bahsettiğim şey genel olarak LeBron'un kontrolünde gerçekleşen Miami Heat hücumları LeBron geri plana çekilince abuk subuk bir hal alıyor. Wade isolation yapıyor veya James Jones falan el üstü şut kullanıyor. LeBron'un bu seride 46 dakika ortalamayla %50 ile 31.8 sayı 10 ribaund 4 asist istatistikleri tutturduğunu göz ardı etmiyoruz elbette. LeBron'un arka plana geçmesi istatistiklerle açıklanacak bir şey değil, tamamen psikolojik. Dwyane Wade ise Indiana serisindeki geri dönüşte verdiği katkının çok uzağında. İlk yarıda kayıpları oynadıktan sonra son çeyrekte kendisini ön plana çekebildi. Fakat bir süreden sonra yetersiz oluyor, ilk yarı ısınma bölümü değil ne yazık ki. Spoelstra'nın yaptığı tercihlerde çok enteresan.  Oyuna müdahelerini geçtim, adam daha rotasyonu ayarlayabilmiş değil. Karman çorman her şey. James Jones'ı kafadan silmişti, şimdilerde Mike Miller'dan fazla süre veriyor. Chris Bosh'ı son çeyrekte oynatmamakla da büyük hata yaptı. +/- istatistğine bakarak Bosh'ın verimi -12 gözüküyor ancak Norris Cole'unki +6 gösterdiği için kısa süre oyunda kalan oyuncular için bu istatistiğin pek bir anlamı olmadığını anlıyoruz. Velhasıl Bosh'ın son çeyrekte süre almaması çok kötü tercihti. LeBron'un ruhunun çıktığı bir bölüm vardı son çeyreğin başında. İşte o kısımda Bosh süre alabilirdi.

Celtics cephesinde ise işler tıkırında. İlk yarıdaki berbat şut yüzdesinden sonra oyuna tutunmaları tamamen Miami'nin hediyesiydi. Rondo felaket şut performansından sonra maçın son bölümünde çok çok önemli iki basket attı. Bu basketlerden biri James Jones gardaşımızın  ne zaman zıplayıp zıplamayacağını bilmemesinden dolayı verilen hücum ribaundu sayesinde geldi. Kevin Garnett ikinci yarıda müthiş oynadı. 26 sayı 11 ribaund.. Ve Paul Pierce.. Evet LeBron'un üzerinden gönderdiği o şutu atmadan önce 5/18 saha içi isabetiyle oynamış, 1/4 üçlük isabeti bulmuştu. En kritik yerde kaldırdı attı, maçı getirdi. Pietrus da çok enteresan adam. 13 sayılık katkısı çok önemliydi.





Maç sonunda Miami taraftarı olduğuna inanmadığım çocuğun Miami oyuncularına "Good Job Good Effort" diye defalarca haykırması efsaneydi.



Garnett'in maç sonu röportajında kameraya attığı bakış muazzamdı ahaha

Salı, Haziran 05, 2012

Thunder Büyük Oynadı



4.maçı kaybettikten sonra Gregg Popovich bazı şeyleri değiştirmesi gerektiği iç güdüsüne kapılmış olsa gerek. Manu Ginobili'nin bu sene playofflarda ilk kez ilk beş başlaması buna bağlanabilir. Manu olağanüstü oynadı ancak takımın çok önemli parçası Danny Green bir anda rotasyondan çıkmış oldu. Gary Neal'in berbat şut atması olayı daha belirgin hale getirdi. Tony Parker'ın Spurs'ün en kilit ismi olduğunu defalarca söyledik, o ne zaman devre dışı kalsa Spurs çok zorlanıyor ve çoğu maçı da kaybediyor. Dün 20 sayı atması onun etkili olduğunu göstermiyor. %33'le şut atması, 40 dakikada 4 asist 5 top kaybı yapması performansını özetliyor. Sezon içinde Spurs'ün iyi gözükmesini sağlayan ana parça Tony Parker'dı.

Thunder için ise The Godfather=Durant demek istiyorum, kesinlikle diğer oyunculara haksızlık değil bu. Durant innnnaaaanılmaaazzz bir sezon geçiriyor, her şeyiyle. Westbrook ise geçtiğimiz serilerde oldukça isabetli oynadıktan sonra, bu seride yüzdesiz atmaya devam ediyor, fakat sezondakinden farklı şekilde takımı oynatmaya yöneldiği için onun yüzdesiz atması pek sorun değil. Kısacası kontrolden çıkıp hastalıklı bir hal almıyor. Dünkü maç için pek geçerli olmasa bile playoffların genelinde bu şekildeydi.

Uzun lafın kısası Thunder her şeyiyle Spurs'e karşılık veriyor. Maçın 3.çeyreği her şeyi güzelce özetledi. 16-4 seri yakalayan Spurs, kendi oyununu oynamaya başladığı anda Thunder hızlı hücumlarla dengelerini bozdu ve farkı korudu. İlk iki maçtan sonra serinin 4-0'a gideceğini ciddi ciddi düşünürken, şimdi tam tersi şeyler düşünmem çok acayip İbrahim. Thunder finale çıkarsa da gram üzülmem, hak ettiler.




Pazartesi, Haziran 04, 2012

Özet Geç



Amerika'da yayınlanan basketbol kitaplarının %1'i falan dilimize çeviriliyor. Onlarda Ömer Seyfettin'in Kaşağı kitabı gibi ulaşılması kolay ve artık klasik olmuş haldeler. Phil Jackson'ın ktitapları örnek olarak verilebilir. Her D&R'da mevcut. Okumayan kaldıysa gitsin alsın. Kanada'nın en ucube şehrine gittiğimde bile kitapçıda onlarca basketbol kitabı görünce "Allllaaahhhhh" dediğimi hala hatırlıyorum. İkinci el kitaplarda vardı, 92'de yazılmış Jordan'la ilgili kitaplar falan. Amerika'da en çok satanlar listesine girmeyi başarmış, Bill Simmons'ın kitabından Shaq'ın kitabına kadar binlerce kitap ise ülkemize maalesef gelmiyor. Gerçi Phil Jackson'ın Kutsal Çemberler kitabının gelmesi en az 5 yıl sürdüğü için sorun yok, gelebilir. Her neyse. Sol tarafta blogrollde de görebileceğiniz filelisepet blogu iki kitaptan da çok özel çeviriler yapmış, özet geçmiş.

Shaq Uncut:
1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm

Ayrıca Bill Simmons'ın kitabından bir bölüm.

Dana kredi kartıyla al diyenlere cevap: Kredi kartım yok.

Celtics Geri Döndü



Son 3 maçtır oynanan oyunu Celtics organizasyonunun büyüklüğüne bağlıyorum. Bu sabaha karşı oynanan maçta Keyon Dooling gibi umursamaz adamın canını dişine takmasının başka açıklaması yok. Sadece buraya bağlamak çok yüzeysel duruyor olsa bile diğer oyuncuların hep birlikte ayağa kalkması Celtics'in tarihinde defalarca gerçekleşmiş bir şey. 1968-69 sezonunda konferansını 4.olarak bitiren Celtics doğuyu 3 ve 4.sıralarda bitiren New York Knicks ve Philadelphia 76'ers'i eleyip finale çıkmıştı. Lakers ise batıyı ilk sırada tamamlamıştı. 6 maç sonunda 3-3'lük eşitlik vardı. Serinin son maçı Los Angeles'ta oynanacaktı. Bill Russell'ın dediğine göre Lakers'ın efsane spikeri Chick Hearn şampiyonluk konuşmasını hazırlamış, Los Angeles Forum'da tavana balonlar yerleştirilmişti. Kısacası şampiyonluk içi her şey hazırdı. O gün Sam Jones ve John Havlicek'in yanında sezonu 5 sayı ortalamasıyla bitiren Em Bryant 20 sayı attı. Kariyerinin de en anlamlı maçıydı. Lakers'ın büyük üçlüsünün attığı 80 sayı yetmemiş, Bill Russell son şampiyonluğunu efsane bir şekilde kazanıp bırakmıştı.

Bu sabah oynanan karşılaşma da ise yine takım halinde ayağa kalkmayı başardılar. Üçünce çeyrekte gelmesi beklenen Miami Heat serisinden sonra yıkılmamaları önemliydi. 2.maçın kopyasıydı adeta. Hakemler daha berbattı. LeBron'a çalınan son iki faul felaketti. Keza Pierce için çalınan faullerde. Anlatılacak gibi değil kısaca. NBA'in bu hakem üçlüsüne ayar çekeceğini düşünüyorum. Bir önceki Celtics-Heat yazısında bahsettiğim gibi LeBron'un yanına 2.oyuncuyu çıkartmak zorundalar. Wade yine etkisizdi. 7/22 saha içi isabetiyle oynadı. Şutlarının girmemesiyle birlikte kafası oyunda değildi. Oyunun son bölümlerinde biraz toparlamış gibi gözükse de genel olarak hiç beklenileni veremedi. LeBron yine tek başına takımını sürüklemeye çalıştı, özellikle ilk yarıda. Haslem 12 sayı 17 ribaundla oynadı, önemliydi. Ancak ribaund diyince aklıma maç boyunca hiçbir şey yapmayan Mickeal Pietrus'un en kritik yerde aldığı 2 hücum ribaundu geliyor.

Üstte belirttiğim gibi Keyon Dooling'in 10 sayılık katkısı etkiliydi, özellikle serinin ilk iki maçında ortalama 10 sayılık bench katkısı alan takım için. Celtics'de Garnett 44, Ray Allen 47 ve Rajon Rondo 48 dakika sahada kaldı. Allen 37, Garnett 36 yaşında.. Tebrik etmek gerek. Diğer tarafta LeBron 49, Wade tam tamına 51 dakika süre aldı. Yıllar sonra bu maçın skor tablosuna  bakan çocuğunuz "Baba bu adamlarda rotasyon diye bir şey yok muydu" diye sorabilir.

5.maç inanılmaz bir hal aldı doğal olarak. Celtics'in yüzdeli şut sokması çok önemli. 4.maçta da gördüğümüz üzere şutları girmeyince tıkanıyorlar. Özellikle Rondo drive etmeyi bırakınca ellerinde çok az hücum silahı kalıyor. İlk yarıdaki Rondo'yla ikinci yarıdaki Rondo arasındaki fark buydu, Rondo üçlük çizgisinin ardında hücumu yönetmeye kalkışınca Celtics tempo kaybediyor. Uzatmalarda tekrardan içeriyi zorlayıp basketler buldu.

Heat için ise Wade'in verimli performans vermesi çok çok önemli. Hakemlerin Wade ve LeBron'u koruduklarını zaman zaman görüyoruz. Miami'de oynanacak 5.maçta bunu kesinlikle kullanmalılar. LeBron'un 6.faulle oyun dışı kaldığı maç sonrasında oynanılacak olan 5.maçta hakemlerin kararları Celtics taraftarlarını üzebilir.

Bulls'un Hedefi Nash veya Kidd


Rose'un sakatlığını düşündüğümüz vakit bu hamlenin ne kadar mantıklı olabileceğini anlıyoruz. Gerçekleşme ihtimali olduğu gibi gerçekleşmeme ihtimali de oldukça fazla. Ancak Bulls'un point guard transferi yapacağı aşikar.

Bulls'un maaş sınırını düşününce bu iki oyuncuya minumum veteran kontratından daha güzel ve ilgi çekici kontratlar vermesinin ihtimali yok. Sezon sonunda emekli olmayı düşünmeyeceğini söyleyen Jason Kidd minumum kontrata oynamayacağını da eklemişti. Steve Nash'in ise Phoenix'den ayrılıp ayrılmama konusunda kararsız olduğunu biliyoruz. Rose'un 2013'ün başında geri döneceği söylense bile sahalara döndüğünde eskisi gibi at koşturamayacak. Hem psikolojik açıdan hem de fiziksel olarak önünde aşması gereken uzun bir süreç var. Bu dönemde point guard bölgesinden gelecek katkı kilit nokta olacak. Steve Nash 1974 doğumlu, seneye 39 yaşında olacak, fakat geçtiğimiz sezon neler yaptığını gördük. Ayrıca 2012 Londra'dan sonra ameliyat olacak Deng de uzun süre takımdan ayrı olacak.

Hazır Bulls hakkında konuşmuşken, John Lucas'ın biten sözleşmesi yenilenmezse seviniriz.

Son olarak bu iki ismin Miami'yle de adlarının anıldığını belirtelim. Steve Nash'in basketboluna laf atacak değilim buradan ancak Miami Heat hücumuna çok yatkın değil bana kalırsa. Miami için Jason Kidd çok daha iyi hamle olur.

Pazar, Haziran 03, 2012

Seri Yeniden Başlıyor


Oklohoma City Thunder  2010'da Lakers'a karşı başarmış olduğu şeyi yani 2-0'dan geri gelmeyi tekrardan başardı. Seri 2-2 ile Texas'a gidiyor, bir bakıma serinin yeniden başladığını söyleyebiliriz.  Oklohoma City Thunder'ın 3.maçtaki performansını belli bir sistem üzerinden gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Sefa'yı Parker üzerine salıp Parker'ın hücum yollarını kapatmaları, Westbrook'un hücumdan çok savunmaya yönelmesi, keza hücumda da skoru bulmaktan çok takıma yönelik oynaması falan fıstık.. 4.maçın tek cümlelik özeti ise, Thunder savunmasının Gulyabani'leri Ibaka ve Perkins'in hücumda hiç beklenmedik performans vermesiydi. Perkins ve Ibaka toplamda 20'de 18'le oynadılar. 41 sayı 14 ribaundlık katkı getirdiler. San Antonio'daki maçlarla Okc'deki maçlar arasında uçurum var. İlk iki maçta Thunder, Durant ve Westbrook merkezli bir oyun oynarken, içerideki maçlarda top kullanma bakımından pek alışkın olmadığımız bir dağılma mevcuttu.

Spurs gibi veteran takımların bu gibi kritik maçları almasına alışkınızdır. Ancak dün Thunder uzunlarından gelen ekstra basketler oyunun kaderini değiştirdi. Ayrıca Oklohoma City taraftarı açık ara playoffun en iyi taraftarı. Şu atmosferde Charlotte'la oynasalar bile sarabilir, belki. Spurs'ün kaçan her şutunda gol olmuş gibi sevinmeleri vs. Güzeldi.


Tony Parker 3.maç sonunda "Daha önce Thabo'yla eşleşmiştim, alışkınım, problem değil" demişti. Buradan hiç öyle gözükmüyor, iki maçtır kendisinden beklenilenin ya da ihtiyaç duyulanın çok altında oynuyor. Sefolosha ligin en iyi 3-5 dış savunmacısından biri ancak Pop buna çözüm getirmeli. Öte yandan Tiago Splitter sıvama bölümünü de geride bıraktı. İlk sezonu da değil ki artık heyecana bağlayalım. Avrupa'daki performansıyla yakından uzaktan alakası yok. Dün sadece 5 dakika görev verdi Pop. O sürede de eli ayağı birbirine karıştı. Popovich'in pek düşünmediği Dejuan Blair iyi hava getirdi oynadığı bölümde. Perkins'le eşleşmesini iple çekiyoruz, efsaneydi. Duncan'ın istatistiklerine bakarak serinin en iyi maçını çıkardığını söyleyebilirsiniz ancak maçı izleyen biri için pek öyle değildi. Hücumda daha aktif olması gerek. Top ona değmeli,  yüksek postta pick&roll yaparak şut atmayacak bile olsa savunmanın dengesini bozabiliyor.

Thunder için ise yapılmış, yapılacak en yanlış şey Fisher'a 5+dakikalarda süre vermek. Hiçbir vasfı yok. Serinin ilk maçında 6/8'la 13 sayı  attı diye serinin geri kalanında 20 dakika süre vermeye gerek yok. Kenarda oturup abiliğini gayet güzel gerçekleştirebilir. Tabii yine minumum 15 dakikalarda süre almaya devam edecek.

Takım iki maçtır toplu halde iyi oynadığı için Westbrook potayı çok çok fazla zorlamıyor. Dün yine çok kötü yüzdeyle oynadı(2/10). Durant'e ise söylenecek laf yok, enfes oynuyor.

5.maçı alanın seriyi geçeceğini düşünüyorum. Spurs bu seviyede oynamaya çok alışkın. Taraftarın bile bu seviyelerde bi olmuşluğu var. Thunder'ın da dediğimiz gibi 2010'da aynı atmosferi yaşamışlığı mevcut. Doğu yakasındakinden çok daha zevkli geçtiğini düşündüğüm bu eşleşmenin gelecek maçını heyecanla bekliyoruz.