Cumartesi, Eylül 04, 2010

Şampiyonada 7.Gün (İspanya-Yunanistan)


İspanya 80 - 72 Yunanistan

Özellikle son 5 yılda patlayan gruplar sonrası eşleşme hesapları, sportif mücadelenin önüne geçmeye başlıyor. Çapraz eşleşmelerden gelecek rakiplerin az buçuk belli olmasıyla, takımlar kendilerine en uygun yolu seçmek için bazen bilerek yenilebiliyorlar. Bu tür kurnazlıkların kralı olan Yunanistan yine ayak oyunlarına başvurdu. Ancak bu sefer oyunlarını çok uzaklardan bir ülke bozdu. Yeni Zellanda Fransa önünde farklı bir galibiyet alarak İspanya - Yunanistan eşleşmesinin olmasını sağladı.

Nitekim bugün İstanbul'da, Sinan Erdem Spor Salonu'nda İspanya - Yunanistan ikinci tur maçı oynandı. Yunanistan beklentilerin üstüne çıkarak başladığı maçı beklentilere cevap vererek bitirdi. Türkiye ve bilerek yenilmelerine rağmen Rusya maçlarında yine maç sonunu iyi oynayamayan Yunanistan, İspanya karşısında da bu kötü özelliğine yenik düştü. İspanya kötü başlayıp, sonradan biraz olsun toparladığı turnuvada fazla zorlanmadan çeyrek finali gördü. Ancak final ve şampiyonluk için hiç iyi sinyaller vermedi.

Juan Carlos Navarro : 22 sayı, 1 ribaund, 1 asist
Rudy Fernandez : 14 sayı, 2 ribaund, 1 top çalma

Nikos Zisis : 16 sayı, 4 ribaund, 1 asist
Dimitris Diamantidis : 16 sayı, 4 ribaund, 2 top çalma

Şampiyonada 7.Gün (Sırbistan-Hırvatistan)

Grup maçlarının sona ermesiyle eleme turu heyecanı bugün yapılan iki maç ile başladı.



Sırbistan 73-72 Hırvatistan
Son Avrupa ikincisi Sırbistan çok zorlansa da çeyrek final biletini aldı.Hırvatistan'dan bu yaz en azından bir çeyrek final bekliyordum.Bu performansı da bu maçta sahaya yansıttılar ama nefesleri yetmedi.Sırbistan'da Krstic ve Teodosic maça büyük etki etti.Maç birçok kez gitti geldi.Hırvatlar maç başında etkiliydi,içeriden iyi oynadılar,sert savunma yaptılar.Sırplar savunmayı sertleştirip ikili oyunları iyi oynadı.Son saniyeye kadar gidip gelen maç nefeslerimizi kesti desek yalan olmaz.Sırplar tam aldı derken Rasic'in elinden çalınan topla Hırvatlar avantaj elde etti ama ikide bir attılar.Beraberlikten sonra topu yarı sahadan çıkaran Sırbistan,Ivkovic gibi bir koça sahip olmanın avantajını yaşadı.Nefis bir oyun çizerek bomboş turnike attılar.Bundan sonra da maç Sırbistan'ın oldu.Hırvatlar ise bir turnuvanın daha sonuna geldiler.Ancak onlar turnuvayı Slovenya maçında kaybettiler.
İstatistikler

Rasic 15 sayı 3 asist 2 top çalma (Bu turnuvada Sırbistan'ın en çok fayda

Krstic
16 sayı 3 ribaund 3 asist

Tepic 2 sayı 7 ribaund 4 asist

Dusan Ivkovic,0 sayı 0 ribaund 0 asist.Ancak maç kazandıran bir hamle.

Popovic 21 sayı 5 asist 5 ribaund

Ukic 11 sayı 5 asist 4 ribaund

Banic 10 sayı 7 rib


Euroleague'in Yeni Adresi NTVSpor


Geçtiğimiz 2 yıl boyunca şifreli yayın yapan Spormax'ten izlediğimiz Euroleague, bu sezondan itibaren NTVSpor'da. Yeni bir yapılanmaya giden ve birçok spor organizasyonu için dev adımlar atan NTVSpor, Euroleague maçlarının yayın hakkını alarak müthiş bir işe imza attı.

2010-2011 sezonu için Euroleague'deki temsilcilerimiz dışındaki tüm maçların yanında Fenerbahçe Ülker'in yayın haklarını da alan NTVSpor, Efes Pilsen'in maçlarını yayınlayamayacak. Çünkü Efes Pilsen geçen sezon Spormax ile imzaladığı 2 yıllık sözleşme devam ediyor.

Genel bir toparlama yaparsak, Fenerbahçe Ülker ve diğer tüm Euroleague maçları NTVSpor'da yer alırken, Efes Pilsen'in maçları Spormax'ten ekranlara gelecek. NTVSpor'un Caner Eler hamlesini de hangi amaçla yaptığı böylece açıklığa kavuştu.

Cuma, Eylül 03, 2010

Grup Maçlarından Kalan İzler


2010 Dünya Basketbol Şampiyonası'nın grup maçları bölümü tamamlandı.Her anlamda nefis bir bölüm izledik.Heyecanlı maçlar,taraftarlar,sıra hesapları...

Ankara Seyircisinden 12 Dev Geçti :

Turnuva başlangıcında büyük soru işaretleri bırakan 12 Dev Adam taraftarını ardına alarak neler yapabileceğini gösterdi bize.Buradan en büyük alkış onlara gitse de ondan sonra Ankara seyircisi geliyor.Fildişi maçında bana neredeyse olumsuz bir yazı yazdıracaklardı.Ancak beklemeyi tercih ettim ve gayet mutluyum.Yunanistan maçı tek kelimeyle inanılmaz bir maçtı.Taraftar takımı itti.İtici bir güç oluşturdu.Ancak birkaç şeye değinmeden de olmaz.Por
to Riko maçı gösterdi ki seyircinin işler kötü gittiğinde de takımı toparlayacak unsur olması gerekir.Bunu pek yapamadık biz o maçta.Ama bu turnuvada Türkiye'nin maçlarının Ankara'da yapılması hem basketbola olan ilgiyi,hem de orada bulunan basketbol seyircisinin kültürünü artırdı.Ankara Arena'da çok güzel bir salon olarak Türkiye'ye kazandırıldı.

Kimse Kimseyi Hafife Alamaz :

Grup maçlarının en keyifli yerleri bu başlık altı sa
nırım.Çünkü ilk defa bu kadar çekişmenin yoğun olduğu bir turnuva izliyorum.En zayıf takımlar bir an olsun maçı bırakmadan mücadele ettiler.Sürpriz sonuçlar ortaya çıktı.Bunlardan örnek vermek gerekirse ; Almanya'nın bu zayıf kadrosuyla grup lideri Sırbistan'ı yenmesi,Fransa'nın yıldızsız kadrosuyla İspanya'yı yenmesi,Litvanya'nın 18 sayı farktan geri dönüp İspanya'yı yenmesi,A.B.D'ye son topta kaybeden Brezilya'nın Slovenya'ya mağlup olması,Fransa'nın ilk gün galibiyetinden sonra son gün Yeni Zelanda'ya yenilerek grubu 4.tamamlaması,Fildişi Sahili'nin Porto Riko'yu son maçta yenerek büyük bir sürpriz yapması ve hatta yeterli farka ulaşma çabası...Ve aklıma gelmeyen diğer şeyler.İnanılmaz bir grup süreci yaşadık.

Bir Yunan Klasiği : Ayak Takımı

Bu olayı ayrı bir başlık içerisinde incelemek istiyorum.Hemen olaya geçiyorum.Yunanistan Rusya ile son gün maçında oynayacak.Ancak iki takım da kazanmak istemiyor.Çünkü kazanan grubu ikinci tamamlayacak ve diğer grubun muhtemel üçüncüsü İspanya ile oynayacak.Ancak maç başladıktan sonra Ruslar pek beklediğimiz şekilde değil de,gururla ve onurla oynadılar.Kazanmak için oynadılar.Yunanlılar ise bir takım garip şey
ler yapıyor,şutları sanki 50 kiloluk top kaldırıp atıyormuş gibi atıyorlardı.Spanoulis,Diamantidis gibi skorerler sanki canları sıkkınmış gibi gözüküyor,böyle görünmek istiyorlardı.Sonuç olarak Rusya farkı açtı ancak son periyotta Yunanistan göstermelik bir basketbol oynayıp farkı eritti.Ama sonuç bildiğiniz üzere Rusya galibiyeti oldu.Bundan sonrası ise Bourousis ile Tanjevic arasındaki atışma ile devam etti.Tanjevic Yunanistan'ın yaptığı tiyatroya göndermede bulundu.Bourousis Tanjevic'in üzerine yürüdü.Onu alkışlayan Tanjevic'in yanından Bourousis uzaklaştırıldı.Tanjevic geçen sene Eurobasket'te de aynı şeyi yaptıklarını dile getirdi.Tanjevic sonuna kadar haklı.Çünkü bu yapılan tam bir haysiyetsizlik.Sonrası ise ilahi adaletin göstergesi.İspanya son maçını kazandı ancak Yeni Zelanda'nın Fransa'yı uygun farkla yenmesi sonucu grubu ikinci bitirerek Yunanistan'a rakip oldu.Şaka gibiydi gerçekten.



Yeşil Ejderhalar

İstanbul'da muhteşem bir taraftar grubu vardı.Slovenler.Ciddi manada 8 bin kişi gelmişler İstanbul'un tozunu attırıyorlardı.Bazıları kiralık ev arıyordu,o derece.Muhteşem bir destekleri,takımlarını sürükledi.Nitekim ikinci de oldular.Çeyrek finalde karşımıza çıkabilirler.O zaman çok ilginç olacak.Evimizdeki maçta bir anda deplasman havası olabilir.Biletlere saldırmak lazım o yüzden.Ejderha hikayesi ise şu : Slovenya bayrağında yeşil renk bulunmuyor ancak tüm taraftarlar ve milli takım yeşil.Bunun nedeni Slovenya'nın başkentinin simgesinin yeşil ejderha olması.Ve bu tüm ülkede kullanılan milli renk ve simge.

İzmir ve İstanbul

Diğer iki kente nazaran bu iki şehir yabancı taraftarlar tarafından çok daha beğenilmiş.Fiba sitesindeki yorumlar bu yönde.Özellikle İzmir'in harika bir yer olduğuna dair yazılar var.İstanbul'a en çok bayılanlar...Tahmininiz üzerinde...Slovenler.

Ankara Arena İzlenimleri #8


Evet, bugün yazı dizisinin kapanış yazısını yazıyorum. İçimde hem hüzün hem de sevinç var. Bir daha canlı maç seyredememek üzüntüye neden olurken, milli takımı en iyi şekilde Ankara'dan uğurlamak da bana mutluluk veriyor.

Günün maçlarını kısa kısa değerlendirerek kapanış bölümüne geçmek istiyorum. Porto Riko - Fildişi Sahilleri arasında oynanan maçta yarı uyukluyordum, yarı izliyordum ki baktım maç heyecanlı geçiyor. Tabii ki maçın heyecan verici olmasının sebebi Fildişi Sahilleri'nin Porto Riko önünde maçı sürekli önde götürmesiydi. Bir an için Porto Riko'nun kendilerini yakalamalarına izin vermediler. Hatta son bölümde gerekli farkı yakalayarak gruptan çıkmayı bile düşündüler ancak başaramadılar. Son günde Ankara Arena'da büyük alkış topladılar.

Yunanistan - Rusya maçı için bilet alan seyirciler büyük hayal kırıklığına uğradı diyebilirim. Maçın nasıl gelişeceği, maçı kimin kazanacağı her halinden belliydi. Ioannis Bourousis, Diamantidis, Spanoulis'in hiç keyfi yerinde değildi veya bize öyle gözükmek istiyorlardı. Bildiğiniz üzere Yunanistan bu tür ayak oyunlarının dünyadaki bir numarası. Bu maçı Rusya'ya kaybedip, İspanya'dan kurtulmak için her şeyi yapacaklarını herkes biliyordu. Ancak Yunanistan kendi üzerine düşen görevi yerine getirse de, İspanya'dan kaçmayı başaramadı. Bu sefer yaptıkları basketbol mahkemesinde cezalandırıldı.

Türkiye, Ankara Arena'daki son maçına çıktı bugün. Gruptan çıktığını bilen Çin ise önemli iki oyuncusunu, Yi Jianlian ve Wang Zhi Zhi'ye süre vermedi. Dolayısıyla bu iki oyuncunun olmadığı bir Çin neredeyse bir okul basketbol takımı gibiydi. İlk çeyrekte 6, ikinci çeyrekte attıkları 7 sayı zaten her şeyi ortaya koyuyor. Gösteri maçı havasında geçen maçta Türkiye, Kerem Gönlüm, Kerem Tunçeri, Ersan İlyasova ve Ömer Onan'ı dinlendirdi. Hidayet'e ise sadece ilk çeyrekte süre verdi Tanjevic. Bogdan Tanjevic demişken, kendisi bugün salonda alkışlandı ve yıllar sonra Türk seyircisi ile arasındaki ilişkiler pozitif yönde oldu. Ayağa kalkarak bizi selamladı tecrübeli koç. 47 sayılık fark ise maçı analiz etmeye gerek olmadığını gösteren diğer bir faktördü.

12 gün boyunca Ankara Arena'ya 8 kere gittim. 21 maç izledim, bunların 8'i Türkiye'nin maçlarıydı. Salona ulaşım için 16 lira ödedim. Yemek için 80 lira ödedim. Tişört ve diğer yan masraflar için 40 lira daha çıktı cebimden. 12 günün sonunda Ankara Arena macerası için toplam 420 lira ödedim. Geriye ne kaldı diye sorarsanız, 8 tane anı olarak kalacak Ankara Arena yazısı ve 50 yılda bir Türkiye'ye gelecek bir organizasyonu izlemenin verdiği keyif diyebilirim.

Perşembe, Eylül 02, 2010

Şampiyonada Eleme Turu Eşleşmeleri


Grup maçları tamamlandı.6 gün boyunca nefis maçlar izledik.Şimdi 16 takım kaldı.

Eşleşmeler şöyle :

Türkiye - Fransa

A.B.D - Angola

Slovenya -Avustralya

Yunanistan - İspanya

Litvanya - Çin

Brezilya - Arjantin

Rusya - Yeni Zelanda

Sırbistan - Hırvatistan

Şampiyonada 6.Gün

Türkiye-Çin maçı ve grubumuzun diğer maçlarını gece Ankara Arena İzlenimleri'nde okuyabilirsiniz.

İspanya 89-67 Kanada

Maçı üçüncü çeyreğe kadar koparamayan İspanya hiç ama hiç iyi bir görüntü vermiyor.Açıkçası sonradan ne duruma gelirler bilmiyorum ama Gasol'un olmayışı sanırım çok büyük bir eksik oldu.İspanya bu sonuçla grubu ikinci tamamladı ve Yunanistan'ın rakibi oldu.

Avustralya 76-55 Angola

Dün Almanya'yı mağlup eden Angola bugün de bir sürpriz yapar mı diye düşünenler az değildi.Ancak Avustralya buna izin vermedi.Bu iki takımın eşleşmesini ilerleyen saatlerde vereceğiz.

A.B.D 92-57 Tunus

Maç üçüncü çeyrekte koptu.Tunus elenirken ABD 5'te 5 yaptı.Eric Gordon 21 sayı attı.

Litvanya 84-66 Lübnan

Bir başka 5'te 5 yapan takım Litvanya oldu.Seibutis 17 sayı attı.Kendilerini çok sıkmadılar.

Sırbistan 84-82 Arjantin

Arjantin ite kaka yenilgisiz gelmişti ancak Sırplar onları devirdi.Maça iyi başlayan taraf Arjantin oldu ama Savanovic,Krstic ve Teodosic oyuna ağırlık koydu ve son dakikalara kadar çekişme oldu.Scola yine 32 sayı attı.Ama yetmedi.Sırbistan grubu ilk sırada bitirdi.

Slovenya 65-60 İran

Slovenya çok zorlandığı maçta İran'ı mağlup ederek grubunu ikinci bitirdi.Dragic 18 sayı 6 ribaund ile oynadı.

Yeni Zelanda 82-70 Fransa

Yeni Zelanda'nın 12 sayı farka ihtiyacı vardı.Öyle de oldu.Çok ilginç bir maçtı.Son dakikalarında Penney'nin 4 sayılık hücumu ve potalı bir üçlük Yeni Zelanda'yı elimizden kaçırdı.Fransa İspanya'dan sonra inanılmaz kötü bir basketbol ortaya koyarak kaybetti.Umarım bize karşı da böyle olurlar.

Almanya 91-73 Ürdün

Pek anlamlı bir galibiyet olmadı.Ürdün iyi izler bırakarak gitti.Almanya ise bana pek umut vermiyor.

Brezilya 92-74 Hırvatistan

Hırvatlar da iyi görüntü vermeyen takımlardan.4. bitirdiler ancak devamı nasıl gelecek bilmiyorum.Brezilya üçüncü oldu.

Bugün değerlendirmeleri kısa tuttuk.Birazdan eşleşmeleri yazacağız, yarın da değerlendirmeleri okuyabilirsiniz.

Delonte West Yuvaya Geri Döndü


Uzun zamandır yaz piyasası üzerinde transfer çalışmalarını sürdüren Boston Celtics geçen sezonu Cavs'ta geçiren Delonte West ile anlaştı.West 2007'de Celtics tarafından seçilip o sezonki şampiyonluğa katkı sağlamıştı.Rondo,Robinson ve West ile çok iyi bir guard rotasyonu oluştu Celtics'te.Akıllı bir yatırım bu West hamlesi.Ancak West'in kendisi pek akıllı değil hatta kafası kırık.En son silah bulundurma yüzünden ceza almıştı ve ilk 10 normal sezon maçında forma giyemeyecek bu nedenle.

Şampiyonadan Kareler










Ankara Arena İzlenimleri #7


Bugün daha çok parke üzerindeki oyun hakkında yazacağım. Çünkü parke üzerindeki basketbol dışında bugün Ankara Arena'da sönük bir hava vardı. Buna birçok neden gösterebiliriz tabii. Dün oynadığımız Yunanistan maçı, herkeste adrenalinin en üst seviyeye vurmasını sağladı. Artık rakibimiz Porto Riko deyince insanlara, "Yeneriz be ağbi." mantığı oluştu. Zaten en önemli yanlış da buydu.

Günün ilk iki maçına değindikten sonra Türkiye maçı ile ilgili birkaç şey söyleyelim. Eve geldiğimde adını bir an için unuttuğum ilk maç Yunanistan ile Fildişi arasında oynandı. Maçın kimler arasında oynandığını unutmam biraz normaldi. Sönük ve tatsız bir havada geçen maçta, bir de fark erkenden açılınca maç, dakikalar geçtikçe sıkıntı vermeye başladı. Son periyotta şov beklentisi ile izlediğimiz mücadeleden bunu da alamayınca, aklımda "zaman kaybıydı ya." düşüncesi oluştu. Bir ara arkadaşlarımla fark 60 olur diye tartıştığımız maç hakkında fazla konuşmaya gerek yok sanırım.

Günün ikinci maçında gözler bu kez Rusya ile Çin arasında oynanacak maça çevrilmişti. Bakın bu maçın kimler arasında oynandığını şak diye hatırladım. Ancak diğer günlerin aksine bu sefer de kaç kaç bittiğini hatırlamıyorum. "Bu ne lan, adam sarhoş mu demeyin." gerçekten konsantre olunabilecek maçlar değildi, bugün oynananlar. Bugün için Türkiye maçına odaklanmıştık. Ha enteller gibi de yerimizden kalkıp gitmedik, adam akıllı oturduk maçımızı izledik. Ancak bu maçlar benim hafızamda pek fazla bir şey bırakmadı. Maç boyunca Çin, hep bir adım gerideydi. Ya iki sayı ya üç sayı geriden takip ediyordu Rusya'yı. Ne zaman maçta son üç dakikaya girildi, Rusya bir "Yeter be!" dedi ve maçı kopardı. Maçı koparırken de fazla bir sorun yaşamadı. Dediğimiz gibi Rusya kazanması gereken maçları kazanıyor, kaybetmesi gereken maçları kaybediyor şu ana kadar. Gruptaki ve turnuvadaki geleceklerini yarın oynayacakları Yunanistan maçı belirleyecek. Ancak ben Rusya'dan bu karşılaşma için umutlu değilim.

Gelelim günün assolistine. Yunanistan maçındaki atmosfer, herhalde Ankara Arena tarihinde bir daha zor olur. O nedenle ne kadar seyirci gelse de "Bugün az seyirci, bugünkü seyirci ateşli değil." diyeceğiz. O yüzden taraftar konusuna girmek istemiyorum, bence iyiydik. Saha içine dönmeden önce taraftarın favori oyuncusu değişti diyebilirim. Artık en fazla çığlık Hidayet'e değil de, Ersan İlyasova'ya kopuyor. Tabii ki günlük olaylara bağlı yaşayan halkımız, maç çıkışında hadi kibarlaştırarak söyleyeyim "Bu Ersan çok havalı ya." diyebiliyor. Yarın Çin maçından sonra Ersan'ı vatan haini ilan edersek şaşırmayın. Maça dönecek olursak, ilginç ve son periyoduna kadar geride götürdüğümüz bir maçtı. Porto Riko maçın her anında bizden daha iyiydi. Hem Vassalo, Carmelo Lee ve Peavy ile buldukları dış skor gücü ile hem de içeriden Peter Ramos ile buldukları sayılar ile bizden üstün bir oyun sergilediler parkede. Ancak bu maçta büyük takım olma yolunda olduğumuzu gösterdik. Ne kadar kötü oynasak da maçı öyle ya da böyle kazanmayı bildik. Biraz Vatan Millet Sakarya üçlemesi ile de maçı oynasak da bu galibiyet bizim için çok önemliydi. Porto Riko cephesinden bakacak olursak, turnuvada 5 günde 4 kere iyi basketbol oynadılar ancak sadece 1 galibiyet alabildiler. Yunanistan, Türkiye ve Rusya maçlarının sonunda yaptıkları veya onlara karşı yapılan hakem hataları, Porto Riko'nun turnuvadaki geleceğini çizdi diyebiliriz.

Şimdi C grubunu birinci bitirmeyi garantiledik. Önümüzdeki rakip Çin değil, D grubunun dördüncüsü, büyük ihtimalle Yeni Zellanda. Ancak turnuva fikstürüne genel olarak bakacak olursak, bugün Slovenya'nın Brezilya'yı yenmesi ile çeyrek finaldeki rakibimiz ufukta gözüktü. Bize çok ters gelen bir ekip Slovenler. Çeyrek final gibi bir eşikte böyle bir rakiple karşılaşmak kötü olacak, hadi hayırlısı.

Çarşamba, Eylül 01, 2010

Şampiyonada 5.Gün


Türkiye maçının yorumlarını ve grubumuzun diğer maçlarını Ankara Arena İzlenimleri'nden okuyabilirsiniz.

Yeni Zellanda 71-61 Kanada

Grubumuzu lider bitirdikten sonra rakibimizi beklemeye başladık.Ve Yeni Zelanda bugün Kanada'yı yenerek bizim rakibimiz olma yolunda avantaj elde etti.Takımın bir numaralı skor gücü Kirk Penney bugünü de 18 sayı ile geçmiş.Yeni Zelanda'nın yeni yıldız adaylarından Abercrombie ise 10 ribaund toplamış.Yeni Zelanda grubunda kazanması gereken maçları kazanarak geliyor.

Sırbistan 94-79 Avustralya

Almanya'ya kaybettikten sonra vites artıran Sırbistan zor geçmesi beklenen maçta Avustralya'yı farklı mağlup etti.Avustralya'nın bir galibiyet çıkarmasını bekleyenler de yanılmış oldu.Teodosic turnuvaya döndükten sonra bu maçta 19 sayı attı.Krstic 10 ribaund topladı.Sırbistan yarın Arjantin ile liderlik adına mücadele edecek.

Hırvatistan 84-64 Tunus

Hırvatistan kolay geçti.Slovenya mağlubiyetinden sonra bu tür maçlara takılmamaları gerekiyor zaten.Bogdanovic 19 sayılık bir performans sergilerken Ante Tomic 9 ribaundla katkı verdi.Ancak Slovenya'nın Brezilya'yı mağlup etmesiyle grupta 3'e kadar düşebilirler.Brezilya'yı yenmeleri gerekiyor.

İspanya 91-57 Lübnan

İki maç kaybedip grupta ilk ikiye girme şansını kaybeden İspanya Lübnan karşısında sürprize izin vermedi.Ama maçı ilk yarıda kopartamadılar.İspanya S.O.S vermeye devam ediyor.Marc Gasol 25 sayı 8 ribaund ile oynadı ancak dün kaçırdığı iki serbest atışın telafisi zor olacak.

Angola 92-88 Almanya

Almanya tamamen turnuvadan düştü.Sırbistan'a karşı aldıkları ekstra galibiyet Almanya'yı sürükler mi dedik ancak iki gündür inanılmaz bir düşüş içerisindeler.Angola ilk günden sonra iyi bir basketbol ortaya koyuyordu.Nitekim sürprizini de yaptı ve Almanya'yı yenerek grupların son gününe 4.sırada girdi.Angola eğer bir üst tura atlarsa bu çok büyük bir gurur olacak Afrika kıtası için.Olimpio Cipriano attığı 30 sayı ile inanılmaz işler yapmış.Bunun yanına 5 ribaund,3 top çalma koymuş.Joaquim Gomes 16 sayı 14 ribaund ile oynamış.Angola gümbür gümbür şu an.Almanya'da Jagla 23 sayı atmış ancak yenilgiyi engelleyememiş.

Amerika 88-51 İran

Siyasi yönden bakılan bir maçtı ancak bunun adına bir şey görmedik. (iyi ki) Amerika farka giderken Kevin Love yine yine ve yine koç K'nın gözüne soka soka bir maç oynadı.11 dakikada 13 sayı 6 ribaund 1 asist.İran'da Haddadi 19 sayı 5 ribaundla oynarken takım arkadaşı Rudy Gay ile yaptığı muhabbetler daha ilgi çekiciydi.

Litvanya 69-55 Fransa

Günün en güzel maçlarından biriymiş özetlere bakınca.Maçı önde götüren Fransa tecrübesizliğine kurban oldu.Litvanya grubu lider tamamlamayı garantiledi böylece.Turnuva başında hiç beklenmeyecek işler oldu bu grupta.Hazırlık kampını çok iyi geçiren ve iyi sonuçlar alan Litvanya formunu koruyup,üstüne koyarak liderliği haketti.Maciulis 19 sayı ile oynarken Kleiza 15 sayı attı.Fransa'da Batum 13 sayı attı ancak bu kez pek iyi bir maç çıkaramamış.Diğer oyunculardan da yardım gelmeyince maç kopmuş.

Arjantin 88-79 Ürdün

Arjantin ite kaka,düşe bayıla,ine çıka mağlubiyetsiz olarak son güne gelmeyi başardı.Ürdün karşısında da yine maçı koparamadılar.Hiç umut verici bir oyun oynamıyorlar ama çok tecrübeli oyuncuları var.Tecrübesi en yüksek takım belki de bu turnuvada.Yarın Sırbistan ile çok önemli bir maça çıkacaklar.Büyük abiler orada karşılaşacak.Turnuvanın şu ana kadar ki sayı kralı Luis Scola bugün de onlar basamağını 3 ledi.30 sayı ve 13 ribaund ile oynadı ve yuh be kardeşim dedirtti.Pablo Prigioni 9 asistle oynarken,Carlos Delfino'da 18 lik tarife uyguladı.Turnuvada şu ana kadar göze batan bir basketbol oynayan Ürdün eleniyor ancak bizde güzel hatıralar bırakıyor.

Slovenya 80-77 Brezilya

A.B.D'nin arkasından gelecek olan takımı belli edecek karşılaşmaydı.Slovenya A.B.D'ye kök söktüren Brezilya'yı yine muhteşem taraftarıyla yendi.Maça baktığımızda Slovenlerin tecrübeli ellerinin döktürdüğünü görüyoruz.Lakovic 20,Nachbar 15,Brezec 16,Dragic 10 sayı atmış.Brezilya tarafında efsane adam Machado 20 sayı atmış,Spurs'ün yeni Brezilyalısı Splitter 19 sayı atmış.Marcelinho nam-ı diğer Marcelo Huertas yine nefis oynamış.8 sayı 10 asist.Ancak Slovenya taraftarını koyup ikinciliği aldı.Yolları açık olsun.Turnuvaların iyi oynayıp kaybedeni Slovenya bize gelene kadar iyi oynasın,bize kaybetsin istiyoruz.




Arkası Gelmeli-Gelecektir


Dün Ankara İzlenimleri başlığı altında Türkiye - Yunanistan maçı ile yazdıklarımı biraz kısa buldum. Bu nedenle hem dünkü maçı hem de Türkiye adına turnuvanın ilk 3 gününü değerlendirmek amacıyla geniş bir yazı yazmaya karar verdim.

Şimdi bu yazıda saha dışı olayları bir yana koyarak, işin parke tarafına bakalım. Türkiye açısından maçın en önemli teknik olayı alan savunmasıydı. Başlarda kötü yapıyoruz gibi gözükse de, 3 veya 4 uzunla yaptığımız alan savunması maçı bize getirdi. 33 defa üçlük sayılık atış deneyen Yunanistan 10 isabet bulabildi. Ayrıca Yunanistan adına sahada 32 dakika ile en çok kalan isim olan Dimitris Diamantidis'in 8 sayıda kalması ve sadece bir(Ioannis Bourousis - 15) oyuncunun çift haneli skora ulaşması yaptığımız savunmanın başarılı olduğunun diğer göstergeleriydi.

Ancak birbirinden ayırmamız gereken noktalar var. Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi çok kolay üçlükler yiyoruz. Bunun sebebi yaptığımız alan savunması değil. İçeri penetre eden oyuncuyu engellemek için birkaç oyuncumuz ona doğru hareketleniyor ve dolayısıyla savunmamızın dengesi bozuluyor. Adam adama savunma yapsak da yine bu durum böyle olacak. Fildişi Sahilleri'ne bile bir dolu boş üçlük fırsatı verdik. Üç sayı çizgisinin gerisinde iyi ritm tutturan takımlara karşı sorun yaşayabiliriz, umarım hiçbir takım bize karşı o ritmi tutturmaz. Yoksa başımız fena halde ağrıyabilir.

Uzun rotasyonumuza da değinmeden olmaz. Ömer Aşık - Semih Erden - Ersan İlyasova - Oğuz Savaş - Kerem Gönlüm gibi üst düzey diyebileceğimiz beş uzunumuz var. Hem Yunanistan hem de Rusya maçlarında pota altımız çok iyi çalıştı. FIBA'nın ayak oyunları ile sahada olmalarını sağladığı Fotsis ve Sofoklis Schortsanitis dün bize karşı sahadaydı. İkisi de bize ters gelebilecek oyunculardı. Ancak Bogdan Tanjevic bu noktadan iki tane doğru hamle yaptı. Birincisi Ömer Aşık - Semih Erden ikilisi ile Sofo'yu savunmaya çalıştı ancak hücumda bu ikiliden verim alırken, savunmada büyük sorun yaşadı. Fakat bu ince-uzun ikili Sofo'nun faul problemi yaşamasına sebep oldu. Daha sonra oyuna Oğuz Savaş dahil oldu. Sofo'ya karşı fiziksel olarak durabilecek yegana pivotumuzdu Oğuz. Öyle de oldu zaten. Pota altında etkili olamayan Sofo, her geçen dakika daha da sinirlendi. İşte tam bu anda devreye tekrar ince-uzun ikilimiz girdi. Sofo'yu bu seferde bloklarla etkisiz hale getiren milli takım, Baby Shaq'ın erken bir şekilde beş faul almasını sağladı. Ersan İlyasova, Kerem Gönlüm ve alan savunmamız ise Fotsis gibi iyi bir şutöre fazla sayı imkanı tanımadı.

Yunanistan maçı özelinden dışarı bakarsak, milli takımımız turnuva genelinde çok iyi bir savunma yapıyor. Şu an için turnuvanın 56 sayı ortalamayla en az sayı yiyen takımıyız. Bazen tam sahada bazen yarı sahada yaptığımız savunma, taraftar desteği ile birleşince inanılmaz bir hal alıyor. Dirençli savunma sonuncunda kaptığımız toplar, hücumumuza da pozitif şekilde yansıyor.

Kısa oyuncularımıza gelecek olursak, şu ana kadar turnuvada kusursuz bir performans çıkarıyorlar. Gerek Kerem Tunçeri gerekse Ender Arslan yine turnuva başlangıcını çok iyi oynuyor. Ancak bizim için soru işareti olan durum, bu performanslarının arkası gelecek mi ? Eurobasket09'da, oyun kurucu bölgesinde arkasını getirememe sorununu fazlasıyla yaşamıştık. Umarım bu sefer böyle olmaz. Bunu önlemek için de elimizden geldiğince rotasyona gitmeliyiz.

Hakemler hakkında da birkaç kelam etmek gerek. Ben dün gece ki performanslarını çok kötü bulmuyorum. En azından önceki Yunanistan - Türkiye maçlarına oranla çok daha iyi bir yönetim gösterdiler. Tamam, kabul ediyorum bazı noktalarda hata yaptılar. Mesela Sofoklis Schortsanitis'e çalınmayan hatalı yürümeler ve fauller beni de tribünde çıldırttı. Sofo'yu oyunda tutmak için ellerinden geleni yaptılar ama olmadı. Ancak bizim lehimize de olan açık yanlış kararlar vardı maçta. Bu tip hatalar maç atmosferinde normal karşılanabilir. İlk kez eşit seviyede oynadığımız bir Yunanistan maçını kazandık, 26 yıl sonra gelen bu galibiyet kutlu olsun.

Evet, Yunanistan maçını kazandık ve tarih yazdık. Ancak bugün yapacağımız Porto Riko maçını kazanırsak veya ertesi günkü Çin maçını kazanırsak şampiyon olmuyoruz. Biz sadece birinci görevimizi yani grubu lider tamamlama görevimizi başarıyla tamamladık. Unutmamalıyız ki Eurobasket09'da çeyrek finale İspanya ve Sırbistan'ı yenerek gelen milli takımımız Yunanistan'a yenilerek ilk dördün dışında kalmıştı. Grup aşamasında yendiğimiz İspanya ve Sırbistan final oynamıştı. Biz şu an bir turnuva oynuyoruz, asıl iş eleme maçlarında başlayacak.

5.Gün Maç ve Yayın Programı


Maçlar Saat ve Yayın

Çin - Rusya 16:00 @ Ntvspor

Kanada - Yeni Zelanda 16:00

Sırbistan - Avustralya 16:30

Hırvatistan - Tunus 16:30

Fildişi Sahili - Yunanistan 18:30 @ Ntvspor

Lübnan - İspanya 18:30

Almanya - Angola 19:00

İran - A.B.D 19:00 @ Ntv

Türkiye - Porto Riko 21:00 @ Ntv

Litvanya - Fransa 21:00 @ Hd-en

Arjantin - Ürdün 21:30

Brezilya - Slovenya 21:30


Arsen'den Ersan'a : Bir Yıldızın Doğuşu

Uzun süredir böyle bir yazı yazmayı düşünüyordum ancak dün geceden sonra artık beklememek lazımdı.Bu yazıda Ersan İlyasova'nın hayat hikayesini okuyacaksınız.

Kırım'dan Özbekistan'a sürgün edilen bir ailenin çocuğudur.Babası Enver İlyasov ve annesi İraliye İlyasova,yasak kalktıktan sonra tekrar Kırım'a döner.Doğum yeri ve tarihi 1987 Eskişehir olarak geçse de Özbekistan Basketbol Federasyonu 1984'te Taşkent'te dünyaya geldiğini iddia etmektedir.Muhtemelen Özbekistan'ın başkentine dünyaya gelmiştir ve Türk vatandaşlığına geçtikten sonra yaşı küçültülmüştür.

Genç yaştayken o dönemin en iyi altyapısına sahip takımlarından Ülkerspor tarafından keşfedilmiştir.Burada yetiştirildikten sonra Türk vatandaşlığına geçirilip asıl ismi Arsen İlyasov olan oyuncu Ersan İlyasova olmuştur.2004-2005 sezonunda Ülkerspor'da kısa sürelerle şans bulduktan sonra NBA scoutlarının dikkatini çekmiş ve 2005 draftlarında Milwaukee Bucks tarafından 36.sıradan seçilmiştir.
NBA'de daha başarılı olması adına Avrupa kariyerine biraz daha devam etmesi gerekmekteydi.Ancak o Bucks ile 2 yıllık sözleşme imzaladı.Hemen sezon başında NBDL'e(NBA geliştirme ligi) gitti.Burada başarılı bir performans çizdikten sonra 2006'da Türkiye'de düzenlenen Avrupa Ümitler Basketbol Şampiyonası'nda ikinci olan Türkiye'nin bu başarısına en büyük katkıyı veren oyuncu olmuştur.Ve bu başarısının ödülünü de o turnuvanın MVP'si olarak almıştır.

2007'de Avrupa'nın kalburüstü takımlarından Barcelona ile sözleşme imzalamıştır.Burada iki sezon kalıp,iki sezonu da başarılı ve dolu dolu geçirdi.Barcelona taraftarının ayrı bir sempatisini kazanan Ersan 2009-2010 sezonunda Bucks'a tekrar döndü.

Bu sezonda takımının playoff yapmasında önemli katkıları oldu.NBA scoutları tarafından Andrei Kirilenko'ya benzetilmektedir.Hem 4 numara hem 3 numara oynayabilmektedir.İmza hareketi,şut fake inden sonra bir adım geriye çekilip attığı şuttur.Bu atışı büyük bir yüzdeyle sokar.Çok yönlü bir oyuncu olması ve fiziğinin güçlü olması onu NBA'de daha çok fazla izleyeceğimizi göstermekte.Zevkle.

Ersan İlyasova evlidir ve bir kız çocuğu babasıdır.

Ankara Arena İzlenimleri #6


Dün gece saat 4 gibi kafamı yastığa koyduğumda, içimde garip bir heyecan vardı. Ankara Arena'ya daha önce 5 kez gitmiştim son 10 günde. Ancak rakip Yunanistan olunca heyecan sardı etrafımı. Hani bu milliyetçi duygunun bir yan etkisi değildi. Salonda maç izleme kariyerimin en üst noktası olacaktı bu maç, o nedenle heyecanlıydım sanırım.

Artık sizinde ezberlediğiniz şekilde salona ulaştım ve bilindik yöntemleri uygulayarak salona girdim. Bugün 16:00'da oynanan Rusya - Fildişi Sahilleri maçı, turnuva boyunca Ankara Arena tarihinin en boş halidir herhalde. 1.000 kişi ya vardır ya yoktu. Tabii önceden de belirttiğimiz gibi bu durumun oluşmasında, kombine bilet alıp sadece Türkiye'nin maçlarını izleyen basketbol entellerinin de büyük etkisi var.

Bugün Ankara Arena'daki diğer iki maçın sönük bir havada geçeceği belliydi. Çünkü grubun iki favorisi belki de turnuvanın 6-7 favorisinden iki takım bugün karşılaşacaktı. Bu nedenle tüm dikkatler günün son maçına çevrilmişti. Tüm biletlerin satıldığı haberi akşam ki maçı biraz daha kızıştırıyordu.

Nitekim tüm biletlerin satıldığı haberi doğruydu. Ankara Arena tarihi günlerinden birini yaşadı. 10.400 kapasiteli salon, kapasitesinin üzerinde seyirciye misafirlik ediyordu. Bir gün önceki Sinan Güler'in "Kırmızı giyin!" çağrısı etkili olacak ki, salonun çoğunluğu bilinçli olarak kırmızı giymişti. Kırmızı giymeyi unutan birçok kişi de, salon içinde mağazası bulunan Intersport'u zengin etti ve tişörtler kapış kapış satıldı. Tüm salon amaçlandığı gibi kırmızıya bürünmüştü.

Maç ile ilgili düşüncelerime geçmeden önce salon içerisinde gerçekleşen ilginç olayları aktarmaya çalışayım. Salonda üç önemli ismi gördüm. Birincisi Ergin Ataman. Orta tribünün en ön sırasından maçı takip ediyordu kendisi. Baya bir bronzlaştığını söylersek yanlış olmaz. İkinci ismimiz ise Şahan Gökbahar. O da Ergin Ataman'ın tam karşı tribünün de en ön sıradan maçı takip ediyordu. Siyah gözlükle maçı izlemesi de ayrı bir absürd durumdu. Üçüncü önemli şahsiyet ise Kemal Kılıçdaroğlu idi. Salona maçın başlaması ile teşrif eden Kılıçdaroğlu'nun yanında TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin de vardı. Kameralar bu ikiliyi gösterdiğinde ise ilginç bir görüntü oluştu. Kemal Kılıçdaroğlu'nun alkışlayan taraftar, Mehmet Ali Şahin'i yuhaladı.

Türkiye 76 - 65 Yunanistan :

Türkiye - Yunanistan maçına dönecek olursak, yine maç içerisinde gelişen olayları uzun uzun yazmayalım. Dikkat çekilmesi gereken noktalara parmak basalım. Birincisi tabii ki Ersan İlyasova. 6/6 da üçlük isabetiyle 26 sayı atan Ersan maçın yıldızıydı. Bu performansı bizi gelecek için umutlandırdı. Diğer nokta ise Hidayet Türkoğlu'nun 3 sayılık basketi idi. 73 - 57 olan skor bir anda kapanmaya başlamış, 73-65'e kadar gelmişti. Maçın bitmesine 3 dakika gibi bir süre varken Hido'dan gelen üçlük işin bitmesi anlamına geliyordu. Zaten skorda bu yönde oldu, o üçlükten sonra maçta sayı olmadı. Ayrıca maç boyunca yaptığımız alan savunmasına değinmemiz gerekir. Müthiş bir şekilde yardımlaşarak, boşluk vermeden yaptık alan savunmasını.

Ancak unutulmamalıyız ki, yarın Porto Riko maçını kazanırsak şampiyon olmuyoruz. Bu galibiyet ile grup birinciliğini neredeyse garantiledik. Artık rakibimiz D grubunun dördüncüsü olacak. Dördüncünün kim olacağı ise hâlâ belli değil. Şayet İspanya oynadığı 3 maçta 2 mağlubiyet aldı. Yani sürpriz bir şekilde 2.turda İspanya ile karşılaşabiliriz.

Şampiyonada 4.Gün


Türkiye maçının ayrıntılarını maçı sahadan izleyen arkadaşımız Ankara İzlenimleri başlığı altında ele alacak.


FilDişi Sahili 66-72 Rusya

C grubunun ilk karşılamasıydı.Açıkcası maçtan önce çok zevkli bir karşılaşma beklesemesemde,Fil Dişi genel olarak maçın içinde kalmayı başardı.Rusya maçı tam anlamıyla koparamasa da maçın hakimi olduğu açıktı.Geriye de düşmelerine rağmen kontrolü elinde tutmayı başardı Blatt'ın takımı.Fil Dişi ise gerçek anlamda kısıtlı bir kadroya sahip.Sonlara doğru uzun süreler alan oyuncular yorgun düştüler.Diabate ve Lamizana takımı sırtlamaya çalışsa da olmadı.Kone'de sınırlı basketbol zekasıyla içerden olabildiğince etkili olmaya çalıştı.Son çeyrekte Lamizana oyunun biraz daha içerisinde olabilseydi,Rusya'nın bir sürpriz yaşama ihtimali çok da az olmazdı.Ancak Blatt doğru hamlelerle takımını önde tutmayı ve kontrolün kendilerinde kalmasını başardı.

Rusya'nın ve David Blatt'ın oynattığı oyun çoğu kimselerin hoşuna gitmese de benim hoşuma gitmekte.Monia ve Mozgov gerçekten izlemesi zevkli adam.Khryapa yine sahada yoktu,gözlerimiz onu aradı.Ve Ponkrashov.Onun tarzı ve driveları cidden çok iyi.Fakat şutu inanılmaz şekilde kötü.Boş şutları dahi sokamıyor.Bi adam eksik yanını hiç mi geliştirmez.Halbuki bu kadar iyi oyunu okuyan ve oyunu gören bir adamın ceza şutlarını sokabilmesi çok önemli.

Sonuç olarak üstte gördüğünüz üzere kazandı Rusya.Mozgov ve Kaun toplamda 32 sayı kaydetti.Bunda da rakip potaaltının zayıf olması büyük etken.



Yeni Zelanda 108-76 Lübnan

Turnuva başlamadan önce D Grubunun 4.sırası için kapışacak takımlar belliydi.Lübnan,Kanada,Yeni Zelanda.Kanada ilk 3 maçını da kaybederek aradan çıktı.Bu maç onun için çok önemliydi.Ancak Yeni Zelanda rakibini yenerek önemli bir avantajı eline geçirdi.

Maç boyunca önde olan taraf Yeni Zelanda'ydı.İlk periyodu 32-16 önde kapatan Hakacılar,devreyide51-32 önde bitirdiler.Oyunun kontrolünü elinde tutan Yeni Zelanda 3.periyodu 81-56,maçı da 108-76 kazandı.

Bakalım Lübnan İspanya'ya karşı sürpriz yapabilecek mi? Yazmakta bile zorlanıyorum ancak belirli senaryolarda yok değil..



Porto Riko 84-76 Çin

İkiside Yunanistan'a kök söktürmüştü,biri bireysel hatalardan diğeri ise dış etkenlerden dolayı kaybetmişlerdi o maçı.Porto Riko'nun Çin'e oranla daha komple bir takım olduğunu söylemeye gerek yok.Çin elindeki kadrodan maximum verimi alıyor bu turnuvada.Porto Riko ise göze hoş gelen bir oyun sergiliyor.

Ramos'un bu maçta çok etkili olmadığını ve ona uygun maç olmadığını belirterek başlayım maçı değerlendirmeye.Çin oldukça dirençli bir oyun sergiledi,maç 80-65'e kadar tam anlamıyla bitmedi.Yani 36 dakika güzel bir maç seyrettik.Vassalo'nun harika oyunu Porto Riko'yu galibiyete taşıyan temel etken.Karşı tarafta ise NBA forma giymiş ve hala giyen iki oyuncu turnuvada sükse yaptılar.Yi Jianlian ve Zhizhi Wang.Yi 24,Wang 17 sayı kaydetti.Çin için gruptan çıkmak zor gibi gözükse de sonuna kadar zorlayacaklardır.Porto Riko'nun önünde bir Fildişi maçı var,cepte gözüken..



Fransa 68-63 Kanada

Şampiyonayla ilgili yazılarımda nerede Kanada geçse,en az bir kez dengesiz lafını kullanıyorum.Ve yine kullanıyorum,dengesiz takım Kanada.Maçın nasıl bir çekişme içinde geçtiğini anlatmak için periyod sayılarını vermemiz yeterli gibi:

1. PERİYOT: 15-15
DEVRE: 28-28
3. PERİYOT: 46-48
Sonuç:68-63

Son 3 dakikaya 59-58 önde giren Fransa,ıkınarakta olsa kazanmayı bildi ve 3 de 3 yaptı.Kanada ise kazanabileceği iki maçıda kötü kaybetti.Batum 24 sayıyla takımını sırtlarken,karşı tarafta Joel Anthony'yi kullanma problemi yaşadı Kanada.Anthony sadece6 sayı kaydedebildi.

Fransa'dan ilk 3 maçıda almasını beklemiyorduk heralde.



İspanya 73-76 Litvanya

İspanya sürpriz yapmaya devam ediyor.Fransa'dan sonra ikinci firesini verdi.Aynı saatlerde Türkiye maçını izlediğimden çok ahkam kesmeyeceğim.Ancak 3.periyotta 18 sayı öndeyken maç vermek,İspanya'nın kafa yapısının pek sağlam olmadığının bir göstergesi.Bu mağlubiyetle grubu 2.bitirme şansları kalmadı.

Açıkcası bir takım ayak oyunları ve senaryolarda çıkmaya başladı.İspanya eğer grubu 3.bitirirse yolu çok zorlaşacak.Fakat 4.bitirirse,muhtemelen bizimle eşleşip Amerika'dan da kurtulacak,bakalım Dünya Şampiyonasında bizleri neler bekliyor..

Salı, Ağustos 31, 2010

Şeffaf Maskeli Adam : Ersan İlyasova


Önceden de giymiş,alışık...

Türkiye maçının ayrıntılı analizini gece,Ankara İzlenimleri'nde okuyabilirsiniz.

Şimdi ki konumuz ise şeffaf maskeli adam.

Muhteşem bir maç çıkardı Ersan.Tekrar söylüyorum bu yazı sadece Ersan'a endeksli olacak.Yanlış anlaşılma olmasın takım olarak harikaydık.Ama onu gece ayrıntılı olarak okuyabilirsiniz.

Öncelikle en çok ihtiyacımız olan yerlerde çıkıp takır takır şut soktu.Ribaundlara müthiş konsantre oldu.Savunmada inanılmaz işler yaptı.Tam 26 sayı atarak hepimizi kendine hayran bırakmakla kalmadı.Tüm izleyenleri,tüm dünyayı kendine hayran bıraktı.

Fiba'nın taraftar köşesinden bazı yorumları yazmak istiyorum buraya :

Yunanistan'dan bir izleyici : Maskeli adam cyborg gibiydi.İnanılmaz.
Yunanistan'dan bir diğer izleyici : Çirkin maskeli adam bizi bitirdi.
Amerika'dan bir izleyici : Bucks'ın muhteşem Türk'ü sadece Bucks'ta yaptığını yaptı.Kusursuzdu.
Porto Riko'dan bir izleyici : Bizi bitiren hakemler Türkiye'yi bitiremedi.Ilyasova tek kişilik şov yaptı.

Daha birçok buna benzer yorum var ancak keselim ve Ersan'ın istatistiklerini koyalım :

-31 Dakika oyunda kaldı.
-14'de 9 la hücum etti
-8'de 3 iki sayı hücumu.6'DA 6 ÜÇ SAYILIK HÜCUMU
-2'de 2 serbest atış
-5 ribaund,1 top çalma

Bir Daha Olmasın



Bu maçın önemini basketbolseverlere anlatmaya gerek yok.Grup liderliği için çok önemli bir maç.Yunanistan takımının bizi sevdiğini ve genelde mağlup ettiği bariz.İlk iki maçlarında çok zorlansalarda,bu birazcık kişisel rehavetlerinden kaynaklanıyor.Sonunda öyle böyle kayıpsız geldiler.İlk iki maçlarında oynamayan 2 adam var.Soko ve Fotsis.Sırbistanla oynanan hazırlık maçından ötürü ceza almışlar ve ilk 2 maç oynayamamışlardı.Çok diri olacak ikiside.Uzun rotasyonları ilk iki güne göre müthiş derinleşti.İkiside önemli uzun.Soko içeriden çok etkili,Fotsis ise iç dış dengesini iyi oynayan,tecrübeli ve NBA patentli bir oyuncu.

Yunanistan'ın ilk 2 gün dış atışlarda gayet başarısız olduğunu gördük.Diamantidis,asist yapsa da o ceza atışlarını sokamadı.Keza Zisis'de ikinci maçlarında sönüktü.Formda olan isim Vassilis Spanoulis.İlk 2 maçta 23.5 sayı ortalamasıyla oynadı.Bourosis ve Tsartsaris'i potaaltında durdurabiliriz.Ancak gelen 2 oyuncunun rakipte çeşitlilik yaratması biraz korkutucu.

Ben bu maçta Yunanistan'ın boş şutlarda verim alacağını düşünüyorum.Onun için Çin gibi bir maç boyunca alan savunması yapamayız.Adam adama savunmada Spanoulis'in driveları canımızı yakabilir.Ancak hep onlar bize ne yapabilir,diye bakmak da yanlış.Açıkcası formdayız.Hele Hidayet'in Rusya maçının son bölümünde yaptıkları bu maç için çok önemliydi.Geçen sene Eurobasket 09'da Yunanistan'a kaybettiğimiz maçta Hedo son çeyrek çok iyi oynasa da uzatma bölümündeki hatalarıyla cezanın kendisine kesilmesine engel olamamıştı.Ancak bugün Hedo gerçek anlamda iyi bir performans göstermeli.Hedo'yu muhtemelen Dimitris Diamantidis'le savunacaklar.Hidayet 10 cm uzun ve çok daha kalın bir oyuncu.Diamantidis'in ahtapot ve inanılmaz bir savunmacı olduğu doğru ancak Hedo'yu da küçümsemeyelim.Formda olunca neler yapabildiğini gördük.Lebron James'e karşı,Paul Pierce'a karşı,Andre Iguodala'ya karşı..

Kısaca Rusya maçının son 5 dakikasıyla ümitlendim ben-Hedo tarafından-.

Diğer oyuncularımız gerçekten iyi durumda.Sinan Güler'e bişiler yazmak lazım.Adam doping falan alıyor olmalı.O enerji nedir ya.Valla müthiş katkı yapıyor.

İşin teknik,taktik kısmından yana duygusal yanı var elbet.Hatta bu taraf daha ağır basıyor.Alttaki resimde gördüğünüz üzere..



Umarım kazanırız.Başarılar milli takıma.Ayrıca umuyorum ki herkes kırmızı giyer ve salon atmosferi muazzam olur.Bu maç Atina'da falan olsa ortamın nasıl olacağını tahmin edebiliyorum çünkü..

Pazartesi, Ağustos 30, 2010

Şampiyonada 3.Gün


Not : Slovenya-Hırvatistan maçının ayrı değerlendirmesi için buradan.

Sırbistan 112-69 Ürdün

Teodosic'in geri döndüğü maçtı.7 sayı 7 asistle oynadı.Zaten Sırbistan için rahat bir maçtı.Keselj 21 sayı ile oynarken ilk iki günün başarılı ismi Rasic 8 asist yaptı.

İran 71-58 Tunus

İran'ın gruptaki hedef maçıydı ve Asya Şampiyonu kazanmayı bildi.Haddadi 23 sayı 13 ribaund ile göz doldurdu.Tunus için turnuvanın sonuna geldik.

Avustralya 78-43 Almanya

İlk iki gün Arjantin ve Sırbistan ile savaşan ve Sırbistan'a sürpriz yapan Almanya bu maçta tükendi.Önceki gün iki uzatma oynayıp çok fazla efor harcayan Almanya grubu üçüncü bitirme ümidini korusa da averajda çok gerilere düştü.Bu ağır mağlubiyet aynı zamanda Almanya'nın lider oyuncu eksikliğini tekrar gösterdi.Avustralya adına iyi bir maçtı.Ancak onlar için turnuvanın gerisi çok iyi geçmeyecek gibi.

Amerika Birleşik Devletleri 70 - 68 Brezilya

Basketbol şampiyonlarında grup kuraları çekildiğinde ilk önce gözler Amerika'nın grubunda olur. 2010'da da değişen bir şey yoktu benim için. Dışarıdan bakıldığında Amerika'yı kapasite olarak zorlayabilecek iki takım görüyorduk. Gün geçtikçe Amerika kadrosunun tamamen değişmesi, diğer iki takımın Amerika'yı zorlama ihtimalini biraz daha kuvvetlendirmişti. Tahmin ettiğim iki takım; Slovenya ve Brezilya'ydı.

Bazıları tarafından genç kadro bazıları tarafından B takım olarak değerlendirilen Rüya Takım'ın gruptaki fikstürü zordu. Dinlenme gününe kadar Hırvatistan, Slovenya ve Brezilya ile karşılaşacaklardı. 3 günlük iyi performansın ardından işler Amerika için daha kolay olacak gibi gözüküyordu. Ancak ilk iki maçtaki rakipler, daha çok şuta dayalı ekipler olduğundan Amerika'ya uygun ekiplerdi. Skorlarda bu yönde gelişiyordu. İlk iki maçta Amerika rahat oyunla galibiyete uzandı.

Beklentiler artık Brezilya'ya çevrilmişti. Amerika'yı gruplarda belki de turnuvada durdurabilecek nadir takımlardan biriydi Amerika. Sert pota altı ve yaptıkları iyi savunma Amerika'nın oyun stiline ters gelebilirdi -ki öyle de oldu. Nene Hilario ve Anderson Varejao ikilisinin eksiliğine rağmen maçtan kopmayan Brezilya neredeyse maçı kazanıyordu. Son 5 saniyede potanın içinden çıkan iki top Amerika'ya galibiyeti ve büyük bir ihtimalle grup birinciliğini getirdi. Ancak Brezilya hem Amerika'ya hem de diğer takımlara büyük bir mesaj verdi. İki önemli eksiği ile çıktığı maçta bu kadar direnç gösterebilen Brezilya, turnuvada sürpriz işlere imza atabilir. Ayrıca Marcelo Huertas'ı bugün gösterdiği performans nedeniyle ayakta alkışlamak lazım.

Maçın İstatistikleri :

Kevin Durant 27 sayı, 10 ribaund, 7 top kaybı.
Marcus Vinicius 16 sayı, 3 ribaund, 1 blok.

Angola 70 - 91 Arjantin

Maalesef maçı izleyemediğim için skor yorumculuğu yapmak istemiyorum. Sanırım ilk 3 günün geride kaldığı turnuvada bir Arjantin değerlendirmesi yapmak kötü olmaz. Manu Ginobili ve son olarak Andres Nocioni'yi kaybeden Arjantin, büyük takım olmasının avantajını kullanıyor. Zor da olsa ilk iki maçı kazanan Arjantin, Luis Scola önderliğinde grup birinciliğine doğru emin adımlarla ilerliyorlar. Önlerindeki tek engel Almanya'ya kaybetmiş olan Sırbistan var. Ancak çeyrek final ve ötesi için ümit veriyorlar mı derseniz, fazla emin konuşamam.

Joacqim Gomes 16 sayı, 7 ribaund, 5 asist.
Luis Scola 32 sayı, 8 ribaund, 3 top çalma.

Özel Bir Maç : Slovenya-Hırvatistan




Normalde maçların analizini geceleri yazıyoruz ama bu maçı daha ayrıntılı bir biçimde tek postta girmek istedim.Canlı yayınla da izledik.Her anlamıyla unutulmaz bir maçtı.

Öncelikle Sloven taraftarlar hakkında çok konuşuldu ama bir kez daha hayran bıraktılar kendilerine.Litvanya taraftarından görmeye alışık olduğumuz bu görüntüler turnuvanın en iyi seyircisi Slovenler tarafından geldi.Abdi İpekçi'yi her anlamda nefis kullanıyorlar.Basketbolu gerçekten bilen bir seyirci.

Maça dönersek,Eurobasket 09'daki gergin maçın etkileri burada da vardı.Ancak maç öncesi benim favorim Hırvatistan'dı.Hırvatistan pota altında çok güçlü ve sert bir takım.Uzun rotasyonu çok geniş.Tomic,Banic,Andric,Zoric,Loncar gibi kaliteli isimler var.Ancak Loncar fazla süre bulamadı.Hırvatistan maçın başından itibaren faul problemine girdi.Loncar dışındaki tüm uzunlar 4 faule ulaştı ancak bu çok etkilemedi.Çünkü neredeyse içeriden hiç hücum olmadı diyebiliriz.Post move hücumlarını hiç göremedik.İki takım da atmaya gelmişti.

Slovenya yıllardır turnuvaların iyi oynayıp kaybeden takımıydı.Çok sert bir takım olmamaları savunma da aksamalarına neden oluyor.Ancak maça sonradan ısınan Dragic ve maçın genelinde lider gibi oynayan Lakovic Sloven hücumlarını sürükledi.İlk yarıda daha iyi oynayan takım Hırvatlardı.Marko Tomas ve Ukic'in dışarıdan bulduğu sayılar ve penetreleri Slovenlerin savunmasını bozdu.Alan savunması denediler ancak Hırvatistan iyi hücum etti.Ancak ikinci yarıdan itibaren maçın momentumu Slovenya'ya döndü.Çünkü özellikle skor bulma görevi Hırvatlarda Ukic ve Tomas'a kaldı.En güçlü yeri olan pota altından hiçbir üretim yapamadı Hırvatistan.Üçüncü periyotun sonunda üçlük bombardımanına başlayan taraf Slovenler oldu.Nachbar çok iyi oynadığı maçı üçlükleriyle süsledi.Slokar bir iki ekstra üçlük soktu.Zupan,Lakovic ve Dragic'te birer üçlük soktu.Böylece Slovenler skor avantajını yakaladılar.



4.periyot başına iyi başlayan Hırvatistan'dı.Bu kez üst üste üçlükler bulan taraf onlardı.Ukic,Tomas ve Popovic kritik şutlar sokup Hırvatistan'ı öne geçirdi.Ama çok tecrübeli olan Lakovic maça ağırlığını koydu.Önemli yerlerde,hücumda ve savunmada önemli işler yaptı.Nachbar'da iyi oyununu sürdürdü.Slovenler serbest atışlarda sorun yaşadılar ancak Hırvatistan dışarıdan da durunca skor bulamadı.Bir blok pozisyonunda bileğini burkan Zoric'te oyun dışı kaldı ve Hırvatistan'ın gardı düştü.Son anlarda Slovenler serbest atışları atamadı ama Hırvatistan'da skor bulamadı.Böylece Slovenya maçı 91-84 kazandı.Ancak Slovenya'da Hırvatistan'da çok iyi bir görüntü çizmedi bana kalırsa.Seyirci desteğini arkasına alması Slovenlerin en büyük avantajıydı.Brezilya maçları iki takım içinde çok çok önemli olacak.



Sloven ve Hırvat taraftarlar iç içe takımlarını destekledi ancak dediğimiz gibi Sloven taraftarlar bu turnuvada başarıyı kafaya koymuşlar.Artık iyi oynayıp kaybeden olmak istemiyorlar.

Maçtan istatistikleri verelim :

Slovenya : Jaka Lakovic 15 sayı 4 asist
Goran Dragic 14 sayı 4 asist 4 ribaund
Bostjan Nachbar 11 sayı 5 ribaund
Uros Slokar 15 sayı 6 ribaund

3 sayı isabet oranı %50
2 sayı isabet oranı %59
Serbest atış oranı %64

Hırvatistan : Roko Leni Ukic 20 sayı 7 asist 3 ribaund
Marko Popovic 17 sayı
Marko Tomas 17 sayı 4 asist 2 ribaund
Luka Zoric 8 sayı 9 ribaund

3 sayı isabet oranı &55
2 sayı isabet oranı %50
Serbest atış oranı %58

3.Gün Maç ve Yayın Programı

Ürdün - Sırbistan 16:30 Kayseri

Slovenya - Hırvatistan 16:30 İstanbul @NTVSPOR

Tunus - İran 19:00 İstanbul

Avustralya - Almanya 19:00 Kayseri @NTVSPOR

A.B.D - Brezilya 21:30 İstanbul @NTVSPOR

Angola - Arjantin 21:30 Kayseri

Ankara Arena İzlenimleri #5

                      "El pençe divan durmak" deyimi yerinde kullanıldığında ne güzeldir.

Ankara Arena'ya giderken dolmuşta salonu görenlerin "Burası ne ya ? Alışveriş merkezi mi yapmışlar ?" demesine artık alışık olduğumu belirterek yazıma başlayayım. Bugün dünkü tecrübelerimden ders alarak, salona girmeden önce 18 yaşından büyük biriyle anlaştım. Nedenini dünkü yazıda belirtmiştim, görevliler 18 yaşın altındaki basketbolseverleri yanında velisi olmadan salona almıyor. 2 üniversiteli genç sağ olsun yardım etti de sağ salim salona girdik.

Günün ilk maçına ilgi önceki güne göre çok daha azdı. Bunun sebebi ise belliydi; Çin ve Fildişi Sahilleri kağıt üzerinde grubun en zayıf iki takımıydı. Zaten dün salonda olan birçok Çinli seyirci de maçta yoktu. Fildişi Sahilleri'ni destekleyen 50 kişilik grubu saymazsak, biz bize güzel bir maç izledik. Güzel olmasının nedeni ise maçın son periyodunun şov havasında geçmesiydi. Hem Fildişi Sahilleri'nin harlem tarzı oynayan oyuncuları hem de sürekli hızlı hücumları düşünen Çinli oyuncular maçı enfes bir hale getirdi.

Fildişi Sahilleri, kadrosunun kısıtlı olmasının zararını gördü ve maçın sonunu iyi getiremedi. Çin cephesinde ise iki kişiye değinmek istiyorum. Birincisi turnuvanın ilk iki gününde 26'şar sayı atan Yi Jianlian. Kendisini ilk kez çıplak gözle izliyorum. Hayran kaldım desem abartmış olmam. 23 yaşındaki bir basketbolcuya göre tecrübeli ve isabetli tercihler kullanıyor sahada. Gerçi 23 yaşında olmasını şaibeli bulanlar da var. New Jersey Nets'li pivot daha şimdiden Yao Ming'in görevini üstlenmiş ve başarı ile yerine getiriyor durumda. Atletik olması kendisine çok büyük avantaj sağlıyor. Potaya yakın olarak aldığı her topu direk smaçla bitirmek istemesi pozitif bir durum. Değinmek istediğim ikinci isim Selçuk Ernak. Kendisi bildiğiniz üzere Banvit koçluğu yapmış, modern ve geniş bir vizyonu olan bir antrenör. Şansını Çin Milli Takımında deniyor Selçuk hoca. Çin kenar yönetimindeki en ateşli isim olması da Türklüğünden kaynaklanıyor sanırım.

Ankara Arena'da ikinci maç Yunanistan ile Porto Riko arasındaydı. Dün de belirttiğimiz gibi artık Türk seyirciler turnuvada iki takımı destekliyor. Birincisi Türkiye ikincisi Yunanistan'ın rakip takımı. Yunanistan'ın rakibine inanılmaz bir destek var salonda. Dün Çin bugün de Porto Riko tarihinde aldığı en büyük desteklerden birini aldı Ankara Arena'da. 8-9 bin kişiyi arkasına alan takımlar Yunanistan'a rahatlıkla diş geçirebiliyorlar. Nitekim bugün de öyle oldu, Porto Riko hakem oyunlarına kadar maçı önde götürüyordu. Bu "hakem oyunları" lafı çok yerde geçiyordu, bugün canlı şahit oldum. Hani bunu herhangi bir milliyetçilik duygusu ile veya herhangi bir Yunanistan nefreti ile söylemiyorum, kesinlikle salonda Yunanistan tutuculuğu vardı. İlk önce Porto Riko adına maçın en etkili iki adımından biri olan P.Ramos'a garip bir hücum faulle beş faul aldırılıp, oyundan atıldı. Ardından net bir savunma faulünü vermeyince sinirlenen Porto Riko kenar yönetimine kolay bir teknik faul çalındı. Ardından maçın en etkili ismi J.J Barea saçma bir faulle oyun dışına gönderildi. Yunanistan ise Spanoulis, Bourousis, Zisis üçlüsü ile faul atışlarını eksiksiz attı ve maçı kazandı. Maç sonunda Porto Riko'yu ayakta alkışlayan Ankara seyircisi büyük bir takdiri hak etti. Ayrıca maç boyunca önümde oturduğunu anlamadığım Sofoklis Schortsanitis'i ayakta iken görünce baya bir tırstım.

Günün son maçı yine Türkiye'nin maçıydı. Bu sefer rakip Avrupa temsilcisi Rusya idi. Yunanistan ile en çok taraftar grubuna sahip takım olan Rusya sadece maçta değil tribünde de bize rakip olacağını maç öncesinde gösteriyordu. Ancak yine salonu tıklım tıklım doldurmayı bilen Ankaralı basketbolseverler, sanıyorum ki Rus taraftarların seslerinin televizyonda duyulmasını engelledi. Rusya maçı bizim için turnuvadaki ilk ölçü olarak değerlendirebileceğimiz maçtı. Timofey Mozgov, Sasha Kaun ve Sergey Bykov gibi oyuncular başımızı ağrıtabilirdi. Ancak maç öncesinde öğrendiğimiz Viktor Khryapa'nın takım kadrosunda olmama haberi bizim için maça olumlu yansıdı. Zaten güçlü olan pota altı oyuncularımız daha rahat bir maç geçirebilecekti.

Maçı uzun uzun anlatmaya gerek yok, zaten Türkiye'nin %70'i maçı izlemiştir maçı. Ancak maça direkt etki eden taraftar faktöründen bahsetmeden olmaz. Birkaç koltuk dışında, ağzına kadar dolu olan Ankara Arena turnuva ruhuna bürünmeye başlamış. Rakip takımın hücumlarını ıslıklamalar, hakemi yuhalamalar, kötü gününde olan oyuncumuzu desteklemeler(Hido) artık basketbol seyircisi olduğumuzun göstergesi. Daha önceki turnuvalara göre bu değişimin en büyük sebebi bence bilet fiyatları. Tabii bay negatif olarak eksik yönümüzü de söylemeden olmaz. Şimdiden söyleyelim ki yarın bugün yenilirsek, "bu takım çok iyiydi ağbi amaa" demeyelim. Eksiklerimizi belirtelim, Pollyannacılık yapmayalım. İki maç sonunda en büyük eksiğimiz dış şut savunması. Hem Rusya hem Fildişi Sahilleri maçında bir dolu üçlük yedik. Şut imkanlarını daha iyi değerlendiren takımlarla karşılaşınca bu durum büyük bir sorun haline gelebilir.

Günün dikkat çeken diğer olayı ise Hidayet Türkoğlu'na verilen destekti. Maçın ilk yarısında dün gibi saha içi isabet bulamayan Hido, taraftarların da gaz vermesi ile kendine biraz olsun geldi ve 6 isabetli şut attı. Günü 14 sayı ile tamamlayan Hido turnuvaya yeni ısınmaya başladı diyebiliriz. Lâkin miili basketbolcu turnuvanın ilk gününde Fildişi karşısında saha içi isabet bulamamıştı ve 4 sayıda kalmıştı. Ayrıca Hido şu ana kadar turnuvada 6/22 şut isabet yüzdesiyle oynuyor.

Gelelim yine günün konusuna. Bugün ana başlığı başbakan Recep Tayyip Erdoğan. Kendisi, basketbol alanındaki temsilcisi Turgay Demirel ile birlikte bugün Ankara Arena'ya teşrif ettiler. İçlerinden "keşke gelmez olaydım." diye bir hayıflanış vardır bence. Çünkü başbakan ve ekibi salona girer girmez, yuhalama ve ıslık sesleri koptu. Gerçi kendisi bu davranışlara pek aldırış etmez gibi görünse de içinde bir burukluk vardı kanımca. Başbakanı olduğun ülkenin bir salonunda, böyle karşılanmanın elbet belirli sebepleri vardır. Geçmişi irdelemeden, siyaset yapmadan bu ince çizgiden uzaklaşıyorum. Ayrıca Hido'da maç sonunda "Başbakanımıza da çok teşekkür ediyorum." deyince yine ıslık sesleri salonda yükseldi. Yine Ukraynalı dans grubunun Türkiye - Rusya maçında gösteri yapmaması R. Tayyip Erdoğan'ın gelişi ile ilişkilendiriliyor. Herhalde başbakan bir daha hayatında basketbol salonuna uğramaz Türkiye'de.

Günün Sonuçları :

A Grubu :

Ürdün          65 - 79  Angola
Sırbistan     81 - 82  Almanya
Arjantin       74 - 72 Avustralya

B Grubu :

Slovenya    77 - 99  ABD
Hırvatistan 75 - 54  İran
Brezilya        80 - 65 Tunus

C Grubu :

Çin               83 - 73  Fildişi Sahilleri
Türkiye       65 - 56  Rusya
Porto Riko  80 - 83  Yunanistan

D Grubu :

Litvanya     70 - 68  Kanada
Lübnan       59 - 86  Fransa
İspanya     101 - 84 Yeni Zellanda

İlk 2 Günün Ardından İstatistikler :

Sayı Krallığı :

1. Kirk Penney - Yeni Zellanda  29
2. Yi Jianlian     - Çin                    26
3. Luis Scola     - Arjantin           25,5

Ribaund Krallığı :

1. Yi Jianlian         - Çin          11,5
2. Levon Kendall - Kanada  11
3. Zaid Abbas      - Ürdün     10,5

Asist Krallığı : 

1. Osama Dahgles        - Ürdün   7
2. Anton Ponkrashov  - Rusya   7
3. Ricky Rubio              - İspanya 7

Blok Krallığı :

1. Joel Anthony     - Kanada 3,5
2. Hamed Haddadi - İran        3,5
3. Salah Merji          - Tunus   3,5

Top Çalma Krallığı :

1. Ricky Rubio              - İspanya  3
2. Jermanin Anderson - Kanada  2,5
3. Sinan Güler               - Türkiye  2,5