
Biraz rol yapıyor gibi gözükse de, Majesteleri ders dinliyor.
Yıl: 1983






















Phoenix Suns ve Totonto Raptors arasında beklenen anlaşmaya varıldı ve Hedo'ya Arizona yolu gözüktü. Toronto takasta Hedo'ya karşılık, Suns'ta isteneni veremeyen Leandro Barbosa'yı kadrosuna kattı.







Genellikle her turnuvada birkaç sürpriz ekip çıkar ve herkesi kendisine hayran bırakır. Sanırım 2010 Dünya Kupasının sürpriz takımı Uruguay'dı. Uruguay, daha önceden 2 kez kupayı kazanmış olan, ayrı bir yere koymamız gereken bir sürpriz takımdı. Sürpriz takımlar kriterine uyarak Uruguay da yarı finalde yenildi ve 3.lük maçı oynamaya hak kazandı. Rakibi ise genellikle finallerde görmeye alıştığımız(7 final) Almanya idi. Almanya 2006 Dünya Kupasında da üçüncülük maçı oynamış ve Portekiz'i yenerek üçüncülük unvanının sahibi olmuştu. Yaşları genç olmasına rağmen, tecrübeli takım Panzerler'di. Kazanan takım da Ahtapot Paul'un dediği oldu ve Almanya maçı 3-2 kazanarak üst üste ikinci kez kupada üçüncü oldu.
Almanya'nın ev sahipliğinde geçen 2006 Dünya Kupasının üçüncülük maçında Almanya ile Portekiz karşılaştı. Daha önce en büyük başarısı üçüncülük olan Portekiz için bu maç en büyük başarıyı egale etme şansıydı. Fakat maçı iyi bir oyun ile 3-1 Almanlar kazanmıştı. O zamanın şartlarına göre bu zafer, Almanları mutlu eden bir başarıydı.
Turnuvanın iki sürpriz ekibi yarı finalde favori ekiplere kaybederek, üçüncülük maçı oynama şansını yakalamıştı. İki ülkenin eski tarih bağlarından dolayı, dostluk içinde geçen maçı Türkiye 3-2 kazanmıştı. Ayrıca Hakan Şükür, Türkiye'nin ilk golünü 9.saniyede atarak tarihe geçti. Türkiye açısından başarılı geçen bir turnuva, bu maç ile mutlu sonlanmıştı.
Yine bir sürpriz ekip yarı finale kadar yükselmiş ve yine finali göremeden üçüncülük maçı oynamaya hak kazanmıştı. Kadrosunda turnuvanın gol kralı Davor Suker'i bulunduran Hırvatistan'ın rakibi Brezilya'ya şansız bir şekilde penaltılarda kaybetmiş olan Hollanda olmuştu. Kadrosunda Dennis Bergkamp, Patrick Kluivert, Marc Overmars, Philip Cocu, Edgar Davids gibi önemli futbolcuları bulunduran Hollanda, Hırvatistan'a 2-1 yenilerek kupayı dördüncü bitirmişti. Çoğu futbolseverin sempatisini toplayan Hırvatistan ise böylece tarihi bir başarıya imza atmıştı.
Kupanın yine iki sürpriz takımı yarı finalde, favori iki takım olan Brezilya ve İtalya'ya yenilerek üçüncülük maçında karşılaşmıştı. Bulgaristan büyük bir sürpriz yaparak kupaya katılmayı başarmıştı. Eleme grubunu Fransa'nın bir puan önünde tamamlayan Bulgaristan, kupanın en büyük sürprizi olmuştu. Fakat üçüncülük maçında şansları yâver gitmedi. İlk yarıda gelen Tomas Brolin, Kennet Anderson, Henrik Larsson ve Hâkan Mild'in 4 golüne engel olamayan Bulgarlar, turnuvayı dördüncü sırada tamamlarken, İsveç tarihinin en büyük başarılardan birini kazanıyordu.(1958 İsveç, Final)
İtalya'nın ev sahipliğinde gerçekleşen 14.Dünya Kupası, İtalya için buruk bir sevinç ile sonuçlanmıştı. Yarı finalde penaltılara kalan Arjantin maçında, turnuvanın gol kralı "toto" lakaplı golcü Salvatore Schillacci'nin penaltıyı kaçırması ile İtalya final biletini kaçırmıştı. Yine aynı durumdan mağdur olan İngiltere ise penaltılarda Almanya'ya kaybetmişti. Bu ekip üçüncülük maçında karşılaştı. Tarihin en sıkıcı dünya kupası olarak adlandırılan kupanın, en heyecanlı maçlarında biri üçüncülük maçı olmuştu. Yarı finalde penaltı kaçıran Salvatore Schillacci bu kez takımına üçüncülük unvanını kazandırıyordu. Maçın 86 dk. penaltıyı gole çeviren "toto" ile İtalya, belki de bir teselli buluyordu.
Fransa turnuvadan beklediğini alamayan bir takımdı. Yarı final maçında Andreas Brehme ve Rudi Völler'in gollerine engel olamayan Horozlar, üçüncülük maçına çıkacaktı. Rakipleri Maradona'nın iki golüyle yarı finalde Arjantin'e yenilen Belçika idi. Maç çekişmeli geçiyordu. Normal süresi 2-2 biten maçı, Fransa uzatmada 4-2 yenerek üçüncülük unvanına uzanıyurdu.
Polonya, kupada iyi bir performas göstermesine rağmen yarı finalde Paolo Rossi'nin gazabına uğramıştı. Paolo Rossi, 1980 yılında uyuşturucu kullanmaktan 2 yıl ceza almıştı ve dönüşünü 1982 yılında İtalya Milli Takımı ile dünya kupasında yapmıştı. Grup maçlarında 3 beraberlik alan İtalya, bir imkansızı başararak gruptan çıkmıştı. Daha sonra devreye giren Rossi, çeyrek final, yarı final ve final maçında toplam 6 gol atarak turnuvanın gol kralı olmuştu. Yarı finalde Polonya filelerine iki gol bırakan Rossi, Polonya'yı üçüncülük maçı oynamak zorunda bırakmıştı. Polonya'nın rakibi ise Batı Almanya'ya penaltılarda yenilen Fransa idi. Kadrosunda Giresse, Platini, Six, Amoros gibi ünlü isimleri bulunduran Fransa'yı 3-2 yenen Polonya, tarihinin en büyük başarısını egale etmişti.(1974 3.lük)
Çeyrek final gruplarını ikinci sırada bitiren iki ekibin karşılaşması olmuştu. Brezilya, Hollanda'nın arkasında A grubunu ikinci sırada tamamlamış ve üçüncülük maçına çıkmaya hak kazanmıştır. Aynı şekilde Polonya'da B grubunu Batı Almanya'nın arkasında ikinci tamamlayarak, üçüncülük maçı için bir kez daha sahaya çıkacaktır. İyi futbol ortaya koyan Polonya, kupanın güçlü ekiplerinden Brezilya'yı 1-0 yenmeyi başarmıştır. Polonya'nın golünü turnuvanın gol kralı Lato atmıştır.
Portekiz, yarı finalde kupa tarihinin en ünlü maçının baş kahramanı Eusébio'ya güveniyordu. Çeyrek finalde Portekiz, ilk 22 dakika içinde Kuzey Kore karşısında 3 farklı geriye düşmüştü. Daha Eusébio'nun ayağından gelen 4 gol ile maçı çevirmeyi başaran Portekiz, 5-3'lük skor ile yarı finale yükselmişti. Yarı finalde turnuvanın ev sahibi İngiltere ile karşılaşan Portekiz, ünlü forvet Sir Bobby Charlton'ın 2 golüne engel olamayınca sahadan 2-1 yenik ayrılmıştı. Portekiz'e üçüncülük maçı yolu gözükmüştü. Rakipleri yarı finalde Batı Almanya'ya yenilen Sovyetler Birliği idi. Sovyetler Birliği'ni 2-1 yenen Portekiz'de Eusébio, 9 gol ile turnuvanın gol kralı olmuştu.
1958 Dünya Kupasının üçüncülük maçı, tarihte en çok gole sahne olan üçüncülük maçı olarak kayıtlara geçti. Turnuvanın 13 gol ile gol kralı olan futbolcusu Just Fontaine'i kadrosunda bulunduran Fransa maçta iddialı konumdaydı. Batı Almanya ise son şampiyon unvanı ile geldiği turnuvada üçüncülük maçına çıkıyordu. Maç Just Fontaine'in resitali haline dönüşmüştü. Batı Almanya ağlarına 4 gol bırakan Fontaine, üçüncülük unvanını Fransa'ya getiriyordu. Maçı 6-3 kazanan Fransa, o zamana kadar tarihinin en büyük başarısını da kazanmış oluyordu.