Pazar, Ocak 05, 2014

Phoenix Suns; Sezonun En Güzel Hikayesi

Sezon öncesi tahminlerimizi yaparken çoğumuz Phoenix Suns'a hiç mi hiç şans vermemiştik. Yaz aylarında gerçekleşen hamlelerle batıdaki takımlar seviye atlarken, Phoenix Suns, Bledsoe hamlesi dışında eli yüzü düzgün hiçbir transfer gerçekleştirememişti. Üstüne üstlük, sahip oldukları tek verimli uzun görüntüsündeki Gortat'ı Okafor ve draft hakkı karşılığında Washington'a göndermişlerdi. NBA çevrelerince bu takas sonrasında Phoenix Suns alenen drafta yattığını duyurmuş oldu. Lakin sezon onlar için daha yeni başlıyordu.

Takım kimyasındaki başarı
Phoenix Suns'ın yeniden yapılanma süreci geçtiğimiz sezonun mayıs aylarında gerçekleşti. 10 sezon boyunca Danny Ainge'le birlikte Boston Celtics'te görev yapan Ryan McDonough, Phoenix Suns'ın yeni genel menajeri oldu. Geçtiğimiz sezonu iki koçla kapatan Suns, koç arayışını fazla uzatmadan eski oyuncusu olan Jeff Hornacek'le imzaladı. Hornacek 2011-13 arasında Utah'da yardımcı antrenörlük yapmıştı. Her ne kadar ekstrem bir örnek olsa dahi, koçların asistanlık evresinden geçmemelerinin çeşitli sıkıntılar doğurabileceğini Jason Kidd'in Brooklyn'de yaşadıklarıyla görmüş olduk. Bu yüzden Hornacek'in kısa da olsa asistanlık süreci geçirmesi başantrenörlük kariyerine olumlu bir etki yaptı.
Clippers'ta Chris Paul'ün varlığı dolayısıyla çok fazla şans bulamayan -ki bundan kastım ilk beşe girememesi- Eric Bledsoe'nun kontratının son sezonu öncesi bir takıma gönderileceğine kesin gözüyle bakılıyordu. Bledsoe'nun kısa sürelerde de olsa yaptığı katkı diğer takımların genel menajerleri tarafından da fark edilmiş olacak ki birden fazla takımın Bledsoe için Clippers'ın kapısını çaldığı haberlerini okumuştuk. Ve sonunda Clippers'ın istediği tarzda oyuncular olan Dudley ve Redick'in içinde bulunduğu takasla birlikte Eric Bledsoe, Phoenix Suns'a dahil oldu.
Takımın en iyi oyuncusunun olduğu bölgeye aynı seviyede başka bir oyuncuyu getirmek pek mantıklı durmamıştı. Bledsoe'nun takıma katılışıyla Dragic'in takasla gönderileceği dedikoduları ayyuka çıkmıştı. Ancak geçtiğimiz sezonlarda Dragic'in 2 numara oynamak istediği söylentileri dolaşıyordu. Genel menejer McDonough, Bledsoe hamlesi öncesi Dragic'in fikrini almış mıdır, bilemiyorum, fakat Dragic'in bu durumdan beklenenin aksine mutsuz olduğu söylenilemez. Genç yıldız sezonun bu bölümüne kadar oynadığı basketbolla 2 numarada daha etkili olduğunu kanıtladı.
Phoenix Suns'ın başarılı bir sezon geçirmesindeki en önemli pay şüphesiz koç Jeff Hornacek'e ait. Kenarda köşede kalmış oyunculardan kurulu kadrodan %100 verim alarak Phoenix'i beklentilerin çok üstüne çıkarmayı başardı. Dragic ve Bledsoe ikilisinin yanı sıra takımdaki diğer önemli parçaların neredeyse tamamı kariyerlerinin en iyi sezonunu geçiriyor: Gerald Green, Morris kardeşler, Plumlee, Frye...
Takımdaki oyuncuların çoğunun en iyi sezonlarını geçirmesi elbette tesadüf değil. Tüm krediyi koç Hornacek ve ekibi hak ediyor. Koç bu kadronun oynayabileceği en doğru basketbolu takımına oynatıyor. Sahayı çok iyi koşabilen ve atlet kısalara sahip Phoenix Suns her ribaund sonrasında fastbreak zorluyor. Phoenix Suns fastbreak hücumlardan maç başına 19.7 sayı buluyor. Bu alanda lig lideri konumundalar ve bu sezonki başarının en önemli kaynağı bu oyun mentalitesi…
Dragic ve Bledsoe gibi geçiş hücumlarında çok başarılı iki oyuncuya sahipken set hücumuna yönelik bir basketbol oynamak yanlış olurdu. Aslında yıllardır Phoenix Suns bu tarz bir oyun oynamadı. Fakat geçmişte Dragic'ten daha çok bir Steve Nash yaratılmak istendi. Hornacek, Dragic'i sahada daha özgür bırakarak onun zincirlerinden kurtulmasını sağladı.
Phoenix Suns'ın hücum mekanizması rakip savunmanın dengesini bozarak boş şutu bulmaya dayalı. Tepede 4 ve 5 numaraların gerçekleştirdiği screen'ler ile boş şutu bulmaya çalışıyorlar. Geçtiğimiz sezon Houston Rockets buna benzer bir hücum yürütmüştü. Phoenix bu sezon ligin en çok üçlük deneyen 2.takımı. Geçtiğimiz sezonun Houston Rockets'ının sahip olmadığı şekilde potaya devrilebilen uzunlara da sahipler. Çaylak sezonunda hiçbir varlık gösteremeyen Miles Plumlee double double ortalamalara yakın istatistiklerle oynuyor.
Phoenix Suns'ın hücumda oynadığı birkaç oyun...
Plumlee pick&roll
Bledsoe pick sonrası içeri drive
Frye'ın üçlükleri
Markieff Morris'in basketleri:
Yüksek tempolu basketbolun getirisi olarak Phoenix Suns iyi bir savunma takımı değil. Bu alanda ligin tam ortasında yer alıyorlar. Dragic ve Bledsoe gibi iki önemli oyuncunun fizik dezavantajına sahip olması da savunmada zaman zaman sıkıntıya yol açıyor. Suns için anahtar nokta savunmadan çok hücumdaki performans oluyor. Kötü hücum ettikleri maçlarda kazanma olasılıkları neredeyse sıfıra iniyor. Sezonun bu bölümüne kadar atarak kazanan bir takım görüntüsü çizdiler.
2013-2014 Sezonu
Sezon başında herkes onları sıralamanın en dibine yerleştirmişti. Sezonun şu bölümüne kadar elde ettikleri sonuç adeta bir peri masalı... Ligin en düşük bütçeli 5. takımı olan Phoenix Suns batıda 4. sırada yer alan Clippers'ın sadece 2 maç arkasında yer alıyor. Konferanslarındaki play-off yarışını göz önüne aldığımızda bu başarılı gidişatın ne kadar daha devam edeceğini kestirmek oldukça güç. Üstelik Bledsoe'nun diz sakatlığı yaşaması da onların bu çıkışını engelleyebilir.
Sezon başında genel menejer McDonough ve Phoenix Suns idarecileri bu sezonun üstünü çoktan çizmişti. Takımın bu derece iyi bir performans göstermesi kimse tarafından beklenmiyordu. Phoenix diğer takımlardan aldığı draft haklarıyla beraber geleceğin takımını yaratmayı planlıyordu. Sürpriz sezon başlangıcı dolayısıyla Phoenix yöneticilerinin tanking düşüncesi çok uzun süre yaşamadı. Hele ki doğu konferansındaki takımları düşününce Phoenix'in bu harika sezon başlangıcından sonra lotaryaya ilk 10 sıradan girmesi imkansız duruyor. Bu yüzden Phoenix Suns'ın yakın geleceğinde tanking kavramı artık yer almıyor. Genel menejer McDonough yaptığı açıklamalarda sahip oldukları 4 draft hakkının bir veya birkaçını kullanarak all-star seviyesinde bir oyuncu almak istediklerini söyledi. Her ne kadar çok başarılı olduklarından söz etsek de Phoenix Suns kadrosu batı konferansının en kötü 3-4 kadrosundan birine sahip.
2013-14 sezonunun geri kalanında Phoenix Suns'ın neler yapabileceğini gerçekleşecek önemli bir takas hamlesi değiştirebilir. Ancak 'değiştirmek' sözcüğüyle belirtmek istediğim şey, play-off veya lotarya kavramları arasında gidip geliyor. Phoenix'in çok yararlı bir takasla dahi ilk turu geçmesine ihtimal vermiyorum. Takım taraftarları ve yöneticileri de şu ana kadar gördükleriyle tatmin olmuş durumdalar. Dragic&Bledsoe ikilisinin koç Hornacek'le uyumu Phoenix Suns taraftarlarının geleceğe umutla bakmasını sağladı. Peki, Bledsoe, Phoenix’te kalacak mı?
Phoenix Suns'ın Geleceği
Bledsoe'nun takımda kalıp kalmayacağıyla ilgili gelen bir soru üzerine genel menejer Ryan McDonough şunları söyledi:
"Bledsoe'yu takımda tutabilmek için her şeyi yapacağız."
Eric Bledsoe, Steve Nash dönemi sonrasında yeniden yapılanmaya başlayan Phoenix Suns'ın geleceğinin önemli bir parçası olmaya aday. Kontratı sezon sonunda bitiyor. Sınırlı serbest olduğu için diğer takımlardan gelen tekliflerin Phoenix tarafından karşılanması mümkün. Bir başka deyişle Phoenix istediği takdirde onu elinde tutabilir. Ki genel menajer McDonough'ın söylediği gibi ellerinde tutacaklar. 13-14 milyon dolara kadar çıkılan kontratlara dahi karşılık vereceklerini söyledi. Bu noktadan sonra potansiyel bir sorun ortaya çıkıyor.
Takımın bu sezonki en iyi oyuncusu olan Goran Dragic bu sezon ve gelecek sezon 7.5 milyon dolar kazanacak. Önümüzdeki sezon Bledsoe 14 milyon kazanırken ondan daha iyi bir oyuncu olduğu konuşulan Dragic'in o paranın yarısına oynaması benim açımdan bir sorun. Dragic bunu sorun etmese bile Dragic seviyesine çıkabilmesi belki de hiçbir zaman mümkün olmayacak Eric Bledsoe'ya maksimum kontrat vermek çok zekice gözükmüyor. Ayrıca 2015'te kontratı sona eren Dragic'in de 7.5 milyon dolardan fazla isteyeceğini tahmin edebiliyoruz. Bledsoe ilk beşte çok iyi şeyler yapabildiğini kanıtladı fakat bu yeniden yapılanma aşamasında Phoenix'in maksimum kontrat verebileceği çok isim olacak. Bledsoe'yu 8-9 milyon civarında bir paraya kadar ellerinde tutmaları gerektiğini ancak fazlasını istediği takdirde masadan kalkmaları gerektiğini düşünüyorum.
Üst tarafta Phoenix Suns'ın sahip olduğu draft haklarından söz etmiştim. Bu sezon kendi draft haklarının yanı sıra Minnesota'nın, Washington'ın ve Indiana'nın ilk tur draft haklarına sahipler. Genel menejer McDonough bu draft haklarından birkaçını kullanarak iyi bir oyuncu almayı planlıyor. Chicago'dan Luol Deng, Philly'den Evan Turner daha önce ismi anılan oyuncular. Şu çok açık ki kadro kalitesi kesinlikle artmalı. Özellikle takımdaki oyuncuların genç ve tecrübesiz oluşu zaman zaman basit hataları beraberinde getiriyor. Evet, Phoenix geleceğe yatırım yapıyor ama bu yapılanma sürecinde birkaç tecrübeli isme de yer vermeleri gerekiyor.
Sahip oldukları draft hakları ve free agent piyasasından gelecek önemli eklemelerle Phoenix Suns’ın önümüzdeki yılları domine etme şansı bulunuyor. Takım mühendisliğini iyi yaptıkları takdirde 2-3 yıl içerisinde Nash ve Amare’li dönemde yaşanan play-off heyecanı tekrardan Phoenix’i sarabilir.
***
Phoenix Suns; 2013-14 NBA sezonunun en güzel hikayesi... Jeff Hornacek'in öğrencileri sessiz sedasız play-off resminde yer almaya devam ediyor. Kadrosunda all-star bir oyuncuyu barındırmadığı için arka planda kalan Phoenix Suns daha çok izlenmeyi hak ediyor.

Hiç yorum yok: