Salı, Ocak 29, 2013

Mahmuti Faktörü


Özel adamlar çokça bulunur. Üstelik basketbol gibi bir sahnede özel karakterler, kendine has tipler görmek reele göre daha da kolaydır. Fakat bir adam var ki, benim gözümde diğerlerinden başka. Onun hakkında görüşlerim hiçbir zaman değişmedi. Türk basketbolunun belki de en özel adamı; Oktay Mahmuti'den açalım sözü. 

Kendisi hakkında ilk kanaatim ne zaman oluştu çok iyi hatırlıyorum. Aydın Örs tedrisatından geçtiğini bilmeden, kendisi hakkında en ufak fikir sahibi olmadan izlediğim bir adamdı. O zaman bir Türk çocuğu için basketbol Efes demekti. Ve koç da genç Mahmuti'ydi. Henüz 35 yaşında, bazı basketbolculardan genç bir adamdı. Ama onun Efes'i, izlediğim en heyecan verici takımdı. Ve öyle bir takımda henüz gelmedi. 

Mahmuti'nin Galatasaray koçu oluşunu kabullenememiştim bir Beşiktaşlı olarak. Bize yakıştırıyordum doğrusu. Karakterini, duruşunu ve oyun yapısını Beşiktaş organizasyonuna ve taraftarına yakın buluyordum. Ama olmadı. Galatasaray'a gitti. Hatta efsane olmasına bir "tık" kalmıştı. Hatta bir çok taraftara göre Mahmuti bir efsane. Fakat hedeflenen başarının erken gelmesi daha sonra fazlasının abartılı şekilde hedeflenmesi ve gayet olağan bir play-off vedasının aşırı abartılması sonucu ile birazda başkanla yaşadığı problemler sebebiyle Mahmuti görevinden ayrıldı. Türk basketbolu için hayırlısı da oldu. İyi oldu, çok güzel oldu gibi geliyor bana. Beşiktaş'a yakışıyor demiştim ya. Sanıyorum Mahmuti en çok Efes'e yakışıyor. Hem Fener'e Galatasaray'a yada bize gelmesin. Bu adam derbi isminin altında ezilip gidecek kadar vasat biri değil ki... (Şunu da izlemenizi tavsiye ederim.)

Koç bu yaz ait olduğu yere geri döndü. İyi bir bütçe ve Final Four hedefiyle yola çıktı. Bence hedef gereksiz büyük tutuldu. Bu sezon için son sekiz yeterli hedefti. Ama öyle bir kadro kurdu ki Efes. Gerçekten F4 değil de başka bir şeyden bahsetsek ayıp olur. Eh, koçta bunu kabullendi. Bu hedef doğrultusunda çalıştıklarını dillendirdi. Aslında step-by-step gitmeyi sever ama yapacak pek bir şey yok. Yola çıkıldı. Efes için F4 yolundan dönüş yok gibi zira oynanan oyunda Final Four olgunluğuna yaklaştı gibi. Sene başında Efes'in ham oyunu üzerinden Mahmuti'ye sallayanlar sustu. Efes, biraz fikstür avantajının da yardımıyla TOP 16'ya 4 galibiyetle başladı. Özellikle İstanbul'da Zalgris gibi bir takımı 52 sayıda tutarak "Mahmuti Ekolü"nü tekrardan benimsediğini gösterdi. 

Mahmuti ve Efes için işler yolunda gidiyor. Bu sezon başı bir iki doğru hamle daha yapsalar bence net şampiyonluk favorisi olabilirlerdi Eurolaegue için. Özellikle Barac konusunu çözüp, daha efektif bir isim getirip Semih'i daha iyi yedekleyebilseler çok iyi olacaktı. Neyse ki Kerem Gönlüm, pota altında her şeyi yapıyor. Bir diğer Kerem bir diğer veteran Tunçeri'de son haftalarda çok iyi katkı vermeye başladı ki kendisi bir ara rotasyon dışı kalmıştı. 

Son yıllarda yaptığı müthiş yatırımlara rağmen sürekli başarısızlıkla adı anılan Efes için, Mahmuti en doğru tercihti. Başarı para saçmak, abartılı kadrolar kurmakla değil. Doğru isimleri, doğru sistemlere eklemekle oluyor. Semih, Gordon, Shipp yeni Efes organizasyonunun sembol isimleri oldu diyebiliriz. Ama her şeyden önde kalitesi ve vizyonuyla koç var...

Hiç yorum yok: