NBA'de normal
sezonun sonuna geldiğimiz bugünlerde play-off eşleşmeleriyle birlikte konuşulan
yegane şey normal sezon ödüllerinin muhtemel sahipleri. Bütün sezon boyunca
yaptığım değerlendirmelerden sonra ödülleri dağıtmamam söz konusu olamazdı.
Bundan mütevellit kendi fikirlerim doğrultusunda her kategoride ilk 4 yapıp
ödülleri hak ettiğini düşündüğüm oyuncuları açıklayacağım. Tahmin edersiniz ki
her departmanda birçok aday var ve bu da birçoğumuzun farklı adaylar ön plana
çıkarmasını sağlıyor. Eminim ki hak verdiğiniz başlıklar olduğu gibi
katılmadıklarınız da olacak. Neyse lafı gevelemeden başlayalım.
En değerli oyuncu
LeBron'un
adaylarından biri olduğu bir ödülün bu kadar açık ara bir şekilde başka bir
oyuncuya gidiyor olması Durant'in nasıl bir sezon geçirdiğinin kısa bir özeti
adeta. Şöyle ki, LeBron'dan söz ettiğimizde onun ne kadar çok yönlü bir oyuncu
olduğundan ve oyunun her alanına nasıl etki yapabildiğinden bahsederiz. Bu
konuşmanın hemen akabinde ise per yani oyuncu efektiflik istatistiği akıllara
gelir ve LeBron'un ne denli çok yönlü bir oyuncu olduğu desteklenir-di. Ancak
Durant bu alanda da LeBron'u geçmeyi başardı. Oturduğu yerden skor
üretirmişçesine rahat sayı bulmasının yanında artık boş adamı bulmaktan da çekinmeyen
ve pas kanallarını çok iyi gören bir oyuncu haline geldi. Zaten savunulması çok
güç olan bir adamın boş durumdaki takım arkadaşlarını bulabilmesi şüphesiz ki
takımına büyük bir esneklik getirdi. Tüm bunların yanı sıra batı konferansında
bulunan Thunder, Miami'den daha iyi bir dereceye sahip. Russell Westbrook'un
sezonun önemli bir bölümünü kaçırdığını ve Durant'in ocak ayında adeta
çıldırdığını da hatırlatmalıyım. Ve LeBron'un son 4 senede 3 MVP ödülü olduğunu
da düşünürsek ödül %99.9 Durant'e gidecek gibi duruyor.
Diğer iki isimden söz edecek
olursak; Blake Griffin olağanüstü bir sezon geçirdi. Sanıyorum ki artık
fundementalı zayıf, sadece uçan kaçan bir adam olarak lanse edilmeyecek. Top
hakimiyetiyle bile çok özel bir uzunken, tüm bunlara ek olarak harika atletizmi
ve biraz da orta mesafe şutuyla hücumda müthiş bir silah. Bu kadar harika bir
sezondan sonra all-nba ilk takımı olamayacak olması üzücü. Şanssızlığı ise
Durant ve LeBron'un bulunduğu bir ligde forvet oynamasından başka bir şey
değil. Noah'ı seçerken ise biraz zorlandım. 4.sıraya kimsenin ismini tam olarak
yerleştiremedim, tatmin edici olmuyor. Beni en memnun eden Noah oldu. Gerek
Chicago'nun yaptıkları gerekse Noah'ın bireysel olarak başardıkları ve
tutturdukları istatistikler...
1-Kevin Durant
2-LeBron James
3-Blake Griffin
4-Joakim Noah
Yılın çaylağı
Çaylaklar bakımından son
yılların en zayıf sınıfıydı 2013 Draftı oyuncuları. Noel'in sakatlığı,
Bennett'ın adeta bir balon çıkması, Otto Porter'ın bir şey yapamaması..
Örnekler çoğaltılabilir. MVP ödülünden sonra en iyi çaylak ödülünü de verip
kolay olanları bir kenara bırakmak istiyorum. Geri kalanlar gerçekten zor,
çaylaklarda ise 4.adayı bulmak bile güç.
Bilmem hatırlar mısınız,
sezonun ilk günlerinde Michael Carter Williams, Miami'ye karşı inanılmaz bir
maç çıkarmıştı. 22 sayı 12 asist 9 top çalma... İşte o gün hepimiz
heyecanlanmıştık, Carter-Williams o performansı aynı çizgide götüremedi belki,
ki götürmesi de mümkün değil, fakat biraz can sıkan şut yüzdesine rağmen gayet
iyi bir çaylak sezonu geçirdi. Sezon başladıktan 2-3 ay sonra Philadelphia'yı
izlemek çekilmez bir şey olduğundan çok fazla göz atamasak da özetlerinden ve
istatistiklerinden bunu rahatlıkla anlayabiliriz. Bana göre bu ödülün en büyük
adayı MCW. En basit bir şekilde bakacak olursak MCW istatistik olarak
rakiplerinin çok önünde. Çaylak sezonunda 16+sayı 6+ ribaund ve 6+ asist
istatistikleri tutturdu. Arkasından gelen isim ise Magic çaylağı Victor
Oladipo. Tıpkı MCW gibi onun da şut yüzdesi pek iyi değil. 3.sırada vereceğim
Burke de aynı şekilde. Bu argüman pek fazla belirleyici olmayacak anlaşılan.
Oladipo da tıpkı Carter gibi fena olmayan bir çaylak sezonu geçirdi. Lakin,
MCW'de gördüğüm ışığı onda çok fazla göremedim ben. Elbette ki çaylak sezonunun
arkasından zıplama yapan oyuncu sayısı çok, zaman gösterecek.
Giriş bölümünde de
bahsettiğim gibi bu ödül için 4.ismi bulmak gerçekten zorlandım. 3.isim
bildiğiniz üzere Trey Burke, %37 saha içi isabet oranı gözümüzün içine içine
giriyor. Ama arkadaşlarını oynatabilmesi, rakip savunmayı okuma yeteneğinin
olması Burke'in kariyerinin iyi bir seviyeye gelmesine yardımcı olabilir.
4.isim olarak da Tim Hardaway JR. ismini veriyorum. Timberwolves çaylağı Dieng
veya Mason Plumlee tıpkı diğer oyuncular gibi sezon başından beri düzenli
süreler bulmuş olsalardı isimleri mutlaka burada yer alırdı.
1-Michael Carter-Williams
2-Victor Oladipo
3-Trey Burke
4-Tim Hardaway Jr.
Yılın en iyi savunmacısı
Bu yarış iki adam arasında
gerçekleşiyor. 2 ay öncesinde bu soru bana sorulmuş olsaydı cevabım kesinlikle
Roy Hibbert olurdu. Ligin en iyi savunma takımının temeliydi. Indiana hala
ligin en iyi savunma takımlarından birisi fakat all-star arasından sonra öyle
bir duvara çarptılar ki bu felaket düşüşleri herkeste farklı bir algı yaratı.
Bu düşüşteki en önemli pay Paul George'la birlikte Roy Hibbert'a aitti. Hibbert
hücumda heykel vazifesi görürken savunmada da her geçen gün geriye gitti. Keza
savunma ribaundlarını da savunmanın çok önemli bir parçası olarak değerlendiren
ben Hibbert'ın 8 maçta topladığı 24 ribaundu sindiremiyorum. Aynı dönemde
Rockets'ta ilk beş çıkan Ömer Aşık oynadığı 8 maçta 125 ribaund çekmişti. Bunun
en büyük sebebi Hibbert'ın ayaklarını yerden hiç mi hiç kesmemesi. Rakibini box
etse bile zıplamadığı için birçok kez karşı takım 2.şans sayısı elde ediyor.
Hibbert klasik bir uzun olarak arkada bekçi görevini üstleniyor. Uzun kolları
ve büyük vücuduyla çemberi savunuyor. Bu işi ligde en iyi yapan oyunculardan
biri. Bu ödüldeki en büyük rakibi Noah'dan daha iyi bir çember savunucusu.
Hibbert çember çevresinde rakiplerini %41'lik bir isabet oranına zorluyor. Noah
ise aynı alanda %45'te. Fakat Noah'ın Hibbert'a nazaran daha iyi yaptığı şeyler
de azımsanmayacak kadar fazla. Hibbert'ın sahada rahat hareket edememesinden
dolayı pick&pop savunması Pacers'ı bir hayli zor oluyor. Hibbert'ın
dışarıya çok fazla çıkamaması rakip takımda şutör bir uzun olması halinde
Pacers için büyük bir problem. Noah ise 1-5 arasındaki her türlü ters eşleşmeyi
lehine çevirebilecek kapasiteye sahip. Bu da Bulls'un savunmada rahatlıkla adam
değişmesine ve rakibinin kafasını karıştırmasına yarıyor. Ve tüm bunlara ek
olarak başta belirttiğim şey olan ribaundlar var. Noah benim için bir adım
önde.
Diğer iki isim ise DeAndre
Jordan ve Andre Iguodala. DeAndre Jordan'ın rakamları bu sezon olağanüstü. 10.5
sayı 13.7 ribaund ve 2.5 blok. Hem savunmada hem de hücumda gözle görülür bir
gelişim kaydetti. Doc Rivers'ın ona aşıladığı özgüven oyununda izlerini
gösteriyor. Bu iyi rakamlara ve performansa rağmen Clippers'ın savunma
anlayışının Pacers ve Bulls'a nazaran daha esnek oluşu onu bu ödülde biraz daha
arka plana itiyor. Benim fikrimce yılın savunmacısı ödülünün sahibi, kesinlikle
yılın en iyi 1-2 savunma takımında görev almalı. Ancak her şeye rağmen
oylamalar sırasında kendisine 1.sıra ve 2.sıradan oylar gelirse pek
şaşırmayacağım. Son ismimiz ise Andre Iguodala. Basketbolda savunmanın temel
taşını çember savunmak oluşturur. Düşününce çok basit. Rakip topu delikten
geçirmek istiyor, siz ise o çemberi savunmak. Bu yüzden boyalı alanda yer alan
ve rakibin şutunu bozma ihtimali daha yüksek olan oyuncular bu ödülü her zaman
daha fazla kazanan isimler olmuşlardır. 1990'dan bu yana bu ödülü kazanan
guard/kısa forvet sayısı sadece 2: Gary Payton ve Ron Artest. Bu yüzden
Iggy'nin şansı pek yüksek değil. Ama bu sezon harika bir savunma örneği ortaya
koyduğu gerçeği değişmiyor. 1-3 arasındaki her oyuncuyu çok iyi savunabilen,
yardım savunmalarıyla David Lee'nin açıklarını kapatmaya çalışan Iggy, Warriors'ın
yapıştırıcısı rolünde.
1-Joakim Noah
2-Roy Hibbert
3-DeAndre Jordan
4-Andre Iguodala
Yılın en iyi 6.adamı
Geldik en zor ödüllere. Herkesin farklı
sebepleri öne sürerek başka adayları ön plana çıkarabileceği ödülleri
paylaştıralım. 6.adam ödülüyle başlıyoruz.
Bu kategorinin altına yazacağım dört isme de çok
yakın olduğumu, sıralamayı yaparken epey zorlandığımı belirterek başlayayım.
6.adam ödülünün doğası gereği benchten gelen oyuncunun sahada kaldığı süre
boyunca takıma pozitif bir etki yapması ve bulduğu sürelerde istatistik
kağıdını bolca doldurması beklenir. Jamal Crawford geçtiğimiz senelerde yaptığı
gibi bu sezon da benchten gelip muazzam bir iş yaptı. Kenardan gelerek tam 18.5
sayı ortalaması tutturdu. Bunun yanı sıra son çeyreklerde kaydettiği 6.8 sayı
ortalaması Kevin Durant ve James Harden'dan
sonra ligde bir oyuncunun son çeyrekte tutturduğu en yüksek sayı ortalaması
konumunda. Total sayı ortalamasından değil, son çeyrekteki sayı ortalamasından
etkilendiğimi söylemeliyim. Sadece
benchten gelip sayısını atıp kenera çekilmiyor, oyunun sıkıştığı anlarda ve
maçı tayin edecek pozisyonlarda sahada bulunup kararı verecek isimlerden biri
oluyor. Bu yüzden Crawford'ın ödülü en çok hak eden oyuncu olduğunu
düşünüyorum. 2.sıradaki adayım ise Taj Gibson. Deng takası sonrasında dibe
yuvarlanması beklenen Chicago'nun belki de en önemli parçalarından biriydi. Taj
benchten gelip ruhsuz Boozer'ın bıraktığı boşluğu öyle bir doldurdu ki, Thibs
son çeyreklerde çoğu zaman ona süre vermeyi tercih etti. Ki Noah'la birlikte
takımının son çeyreklerde en çok süre alan oyuncusu konumunda Gibson. Benchten
gelip 13 sayı 6.5 ribaundluk katkısı gayet iyi. Daha da önemlisi savunmaya
getirdiği enerji Bulls'un beklenmedik çıkışının önemli sebeplerinden biri oldu.
Manu Ginobili ve Markieff
Morris ise diğer adaylarımız. Manu'nun sadece 20 dakika sahada kalıp gerçekten
iyi istatistikler tutturması etkileyici. Ancak Spurs'ün sisteminde artık hiçbir
şey şaşırtıcı değil. Bundan mütevellit Manu belki de hak ettiği değeri göremedi
bu sezon. Son isim ise Markieff Morris. Suns'ta Jeff Hornacek'in sistemiyle
büyük bir gelişim sağlayan oyunculardan biri. Kenardan gelip Phoenix'in
beklenmedik başarısının mimarlarından biri oldu.
1-Jamal Crawford
2-Taj Gibson
3-Manu Ginobili
4-Markieff Morris
En çok gelişme kaydeden
oyuncu
Tüm Phoenix Suns takımı diye
bir aday göstersek çok absürt olmaz heralde. Phoenix Suns oyuncularının koç
Hornacek'le yaşadığı gelişim, *spoiler geliyor* ki bu yüzden kendisi yılın koçu
için adayım, sezonun en güzel hikayelerinden biriydi. Bu gelişimi yaşayan
oyuncuların çoğunun 2.sezonunu yaşayan veya ilk sezonlarında potansiyelini
gösterememiş oyunculardan oluşmadığını söylemeliyim. Sadece Plumlee bu
kategoriye dahil edilebilir. Phoenix'ten öne çıkan iki aday var: Green ve
Dragic. NBA'de tutunmakta güçlük geçen Green, Phoenix kariyerinde adeta zirveyi
gördü. Şut yüzdesi 8, üçlük yüzdesi tam 9 puan arttı. Geçtiğimiz sezon 7 sayı
ortalamasına sahipken bu sezon 16'lı rakamlarda bulunuyor. Takım arkadaşı
Dragic ise iyi bir oyuncudan yıldız seviyesine yükseldi. Dragic'in yükselen
rakamları sadece sayı basamağı değildi. Tıpkı Green örneğinde olduğu gibi
Dragic de şut yüzdelerini müthiş geliştirdi. Goran bu sezon %50'nin üstünde şut
kullanıyor.
Bu kategorideki diğer iki
adayım ise Lance Stephenson ve Patty Mills. Indiana'nın son dönemdeki düşüşü
nedeniyle ismi çok fazla anılmayan Stephenson'ın All-star olma ihtimali
bulunuyordu. Pacers'a hücumda ve savunmada çok önemli katkılar veren Lance, all-around
oyunu dolayısıyla takımı için vazgeçilmez bir anlam ifade ediyor. Patty Mills
ise Spurs sisteminin tıkır tıkır işlemesinde önemli bir rol oynuyor. Benchten
gelerek %42 ile soktuğu üçlükler dolayısıyla Spurs'te Neal'ın yokluğu
aranmıyor.
1-Gerald Green
2-Goran Dragic
3-Lance Stephenson
4-Patty Mills
Yılın koçu
Birçok aday var. Hatta başka
sezonlarda bu sezon gösterdikleri performanslarla yılın koçu ödülünü
kazanabilecek olan adayların listeye girememesi söz konusu. Lafı fazla
uzatmadan başlayalım.
Üstte de spoiler verdiğim
gibi Jeff Hornacek benim bu ödüldeki favorim. Neden mi derseniz, sezon başında
onun takımını genel sıralamaya yerleştirdiğimde 28-30 arasında bir yere koyuyordum.
Gortat takasından sonra ise "Ya bu kadar da drafta yatılmaz ama"
havasında olan bizler, en azından ben, Hornacek'in önünde saygıyla eğiliyorum.
Kafasındaki oyun yapısını oyunculara öyle güzel aktardı ki, Suns sezonun en
keyifli takımı olmasının yanı sıra büyük bir başarı da elde etti. Son yılların
en zorlu batı konferansında play-off yarışını son güne kadar kovalamayı
başardılar. Ayrıca hatırlatmalıyım ki Phoenix kadrosu Philly'den sonra ligin en
ucuz takımı konumunda. Hornacek'in bu sezon başardıklarını anlatmaya başlarsak
bu bölüm baya uzayabilir. Hornacek diyip geçiyorum. 2, 3 ve 4 numaraya kimi
yerleştirmem gerektiği konusunda kararsız kaldım. Aklımdaki isimler Steve
Clifford, Tom T., D. Casey ve Pop'tan oluşuyordu.
Steve Clifford'ın Bobcats'te
başardığı şeyin hiç de azımsanmayacak bir şey olduğunu düşünüyorum. Lig
tarihinin açık ara en kötü franchise'ına bir kimlik kazandırmayı başardı. Şut
özürlüsü bir kadroyla iyi savunma yaparak play-off'u tekrardan Charlotte'a getirdi.
Her şeyden daha da önemlisi Charlotte Bobcats ismi başlı başına bir şaka konusu
olmuşken Clifford tüm bu algıyı değiştirip saygı uyandıran bir takım yarattı.
Ve bana kalırsa bu çok önemliydi. Sıradaki isim ise Tom Thibodeau. Deng takası
sonrasında lotarya kovalacağı düşünülen Bulls doğu konferansını ev sahibi
avantajını kazanarak bitiriyor. Bütün yaşananlardan sonra 50 galibiyet
sınırının yakınlarında bulunulması gerçekten olağanüstü. Thibs ligdeki en
rekabetçi koçlardan biri olduğunu tekrardan kanıtladı. Listemdeki son isim ise Gregg Popovich. Ligin
en iyi koçu. Fazla söze gerek yok aslında, uzun yıllar boyunca yaptığı iyi
şeyler takdir edilesi ama beni daha çok etkileyen başka bir şey var. O da
Miami'ye o şekilde kaybettikten sonra kadrosu neredeyse hiç değişmeyen Spurs'ün
aynı azimle tekrardan ligin tepesinde bulunuyor olması. Pop çok büyük çok...
Sezonun takımları bölümünde 2
tane all-rookie, 3 ane all-nba ve 2 tane all-defensive seçilecek. Kısaca onları
da yazalım.
Çaylak takımları
Çaylak takımlarında
oyuncuların pozisyonlarının bir önemi yok. Yani ilk beşte 5 tane pivot çaylağa
da yer verilebilir. Seçimlerimi buna göre yapacağım. Daha önce de söylediğim
gibi çaylaklardan iki tane beş çıkarmak özellikle bu sezon çok zor.
All-rookie 1: Michael
Carter-Williams, Victor Oladipo, Trey Burke, Tim Hardaway Jr, Mason Plumlee.
All-rookie 2: Ben McLemore,
Steven Adams, Gorgui Dieng, Giannis Antetokounmpo, Ryan Kelly.
All-Nba takımları
Bu kategorilerde seçilen
takımlarda 2 guard 2 forvet ve 1 pivot bulunma zorunluluğu var. LeBron ve
Durant'in 2 forvet boşluğunu dolduruyor olması muazzam 4 numara performansları
izlediğimiz bir sezonda bu oyunculara all nba ilk takımı girişini engelliyor.
Ayrıca Duncan, Nowitzki, George, Lowry, Davis, Lillard gibi gerçekten iyi sezon
geçiren oyunculara burada yer verememek tuhaf hissettiriyor.
All-Nba 1: Chris Paul, Steph
Curry, Kevin Durant, LeBron James, Joakim Noah.
All-Nba 2: John Wall, James
Harden, Kevin Love, Blake Griffin, Al Jefferson.
All-Nba 3: Tony Parker, DeMar
DeRozan, Carmelo Anthony, LaMarcus Aldridge, Dwight Howard.
Savunma takımları
Üstteki kategoride olduğu
gibi bu bölümde de 2 guard, 2 forvet ve 1 pivot kuralı zorunlu.
All-defensive 1: Pat
Beverley, Paul George, Andre Igoudala, Serge Ibaka, Joakim Noah.
All-defensive 2: Eric
Bledsoe, Tony Allen, Kawhi Leonard, Anthony Davis, Roy Hibbert.
*****
Normal sezon ödüllerinin
sonuçları açıklandıktan sonra herkesin tatmin olduğu bir sezon hatırlamıyorum.
Böyle subjektif bir konuda ben de elimden geldiğince düşüncelerimi sizlerle
paylaşmaya çalıştım. Diyeceğim şu ki elbette katılmadığınız yerler olacaktır,
ki olmalıdır da. Ve aslında işin güzelliği de orada.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder