Perşembe, Haziran 02, 2011

Spor Sergi Ruhu ve Galatasaray'ın Dönüşü


Baya bir zaman önce Spor Sergi Sarayı hakkında yazmıştım nostalji bölümümüzde.O yazıya buradan ulaşabilirsiniz.

Spor Sergi Sarayı ve spor sergi ruhu...Galatasaray basketbol şubesi adına unutulmaz olan hatıraların başında bu ikisi gelir.Galatasaray'ın heybetli yılları o yıllar.Galatasaray'a gönül vermiş tüm insanlar geceden kuyruğa girerler salona girebilmek için.Minik bir salon tabii,5.000 kapasiteli.Basketbol sevgisi,Galatasaray sevgisi ve bir de spor sergi ruhu birleşince,Galatasaray taraftarının en güzel anıları hafızalara kazınmış orada.Ben bilmem,görmedim.Ama resimler,anlatılanlar bile yeterli oluyor o yıllara dönmeye,o yılları hissetmeye.İşte tam da buradan çıkıyor şu dillere destan "Yenilmez Armada". Aslında Galatasaray için kullanılmamış bu yanlış anlaşılma olmasın.Vikipedi bilgilerine göre Adana'da ortaya çıkmış.Ama dilden dile dolana dolana,en sonunda o zamanların efsane takımı Galatasaray'a sıçramış.O günlerin bir diğer yaygın mottosu ise şuydu :

"Spor Sergi Ruhu ile Şampiyon Olacağız!"




21 yıl önceydi,tüm bunlar söylendiğinde.21 yıl dile kolay.Bir ülkenin sporuna yön vermiş 3 kulübünden bir tanesinin basketbol şubesi 21 yıl sonra finalde.
Şimdi yeniden dillerde dolanıyor "yenilmez armada aşkıyla haydi salonlara" diye.Yıllardan sonra Galatasaray taraftarını böyle heyecanlandıran şey ne peki ? Buraya nereden gelindi ?



Geçen sene sezon öncesi ortaya çıkan sorunlar aslında başarı için kurulmuş takımın önüne çıkan bir engel olarak gözüküyordu.Galatasaray düştü düşecek,oyuncular bıraktı bırakacak derken takım herkesi şaşırtarak sezonu playoff bileti alarak bitiriyordu neredeyse.Playoff bileti de sezonun son maçında kaçıyordu.Galatasaray taraftarı o güne kadar biraz da üvey evlat muamelesi yaptığı şubesini hatırlıyordu.Alkışlıyordu.Eurocup final four'unu unuttum sanmayın.Çok önemliydi bu şube için.İşte Galatasaray'ın basketbolu yavaş yavaş ayağa kalkıyor,geliyordu.Bu sezon başında ise tamamen başarıya odaklanmış,geleceğe çok büyük bir umut penceresinden bakan bir takım oluştu.Başına Oktay Mahmuti getiriliyordu.Getirebileceğiniz en iyi birkaç Türk koçtan biri.Önce mücadele sonra istikrar sonra da başarı hedefi vardı.Süreç içerisinde yükselecek bir takım hedefleniyordu.Ancak takım sezona da çok iyi girdi,devamında da harika gitti.Avrupa macerasında çok iyi yerlere gelebilecekken,talihsiz sakatlıklarla uğraşıldı.Takımın çok önemli 4 parçası olmayınca Avrupa'da ilerleme olmadı.Ancak ligde liderlik koltuğuna çıkıldı,inildi ve sezon da 3. bitirildi.Playofflar başlıyordu ve Galatasaray taraftarı güzel portreyi daha net gördü.Önce Beşiktaş,sonra Olin-Banvit ve sonra final.Efes Pilsen'in nispeten daha kötü bir sezon geçirmesi Galatasaray'ın yoluna çıkmaması demekti ki bu Galatasaray için finali açan yoldaki en büyük şanstı.Beşiktaş 3-0 ile geçildi.Takım savunmada inanılmaz bir efor koyuyordu.Adeta savunma tehdidi oluşturuyordu.İkinci turda Banvit vardı.İlk maç farklı kazanıldı ve artık final yolu açılıyordu.Seri Abdi İpekçi'ye taşındığında her şey netti.Spor sergi ruhu geri dönmüştü.Harika bir seyirci desteği,vücutlarda kırmızı tişörtler ve dillerde yenilmez armada şarkılarıyla Banvit geçiliyordu.Tam 21 yıl sonra Galatasaray Türkiye Basketbol Ligi finallerindeydi işte.Taraftar,oyuncu,camia...Berbat geçen bir futbol sezonu üstüne tüm destek,tüm dualar basketbol takımı ile birlikteydi.Oktay Mahmuti bile şaşkındı."Buralara geleceğimizi düşünmemiştim,mücadele koymak hedefimizdi." Kesin olan bir şey varsa şu an Galatasaray'ın TBL'deki en iyi savunma yapan takımı olduğudur.Euroleague için başvuru yapıldı.Galatasaray emin adımlarla ilerliyor basketbol şubesinde.Türk basketbolu adına da bir yükseliş bu elbette.Dibe vurmuş bir efsanenin canlanması adeta.



Galatasaray ve Fenerbahçe 26 yıl sonra final oynayacaklar.Fenerbahçe elbette favori.Ancak Galatasaray da teslim olmayacaktır.Tıklım tıklım tribünler önünde,harika bir seri izleyeceğimize eminim.Kazanan kim olursa olsun,asıl kazanan Türk basketbolu olacaktır.

Hiç yorum yok: