Bulls'un iki çok değerli draft hakkını verip kadrosuna kattığı Doug McDermott takımla çıktığı ikinci maçında 31 sayı kaydetmeyi başardı. Draft öncesi okuduğum oyuncu değerlendirmelerinin çoğunda McDermott'ın kolej basketbolunda gösterdiği skorer oyunu NBA'de yansıtmasının çok zor olacağı kanısı hakimdi. Bu düşüncelerin temelinde Adam Morrison ve birkaç diğer örneğin yarattığı etki yadsınamaz. Ve bunlara ek olarak, McDermott'ın NBA'in en sert ve atlet savunmacılarını barındıran pozisyonda oynarken ne düzeyde skor üretebileceği hala büyük bir soru işareti.
Yaz Ligi elbette bir gösterge değil ama oyuncuların ilk sezonunda neler yapabileceğini veya yapamayacağını kısmen görme imkanına sahip oluyorsunuz. McDermott'ın iki maçını da izleme imkanım oldu. Hala çok fazla umut beslemiyorum. Daha doğrusu bir şey söylemek ve kesin yargıda bulunmak için normal sezonu beklemek gerekiyor. Şimdilik sadece takımdaki rolünün ne olabileceğine ve dikkatimi çeken birkaç şeyden bahsedelim.
Bulls'un onu tercih etmesindeki öncelik sebep McDermott'ın harika bir şutunun olmasıydı. *Wizards-Bulls play-off serisini takip edenler Chicago Bulls'un dış şutlardaki acizliğinin ne boyutlarda olduğunu görmüştür.* Dün gece de gösterdi ki kendisi çok sağlam bir şut mekaniğine sahip. Takımınızda Derrick Rose gibi bir delici olduğunda dış alanlarda şutörlere çok fazla boşluk yaratabiliyorsunuz. İşte bu yüzden McDermott sadece spot-up şeklinde şut atarak bile Chicago Bulls'a fazlaca yarar sağlayabilir. Şut mekaniğinin harika olduğunu yazdım ama fiziken yavaş ve atletik olmadığından ötürü perdelerden çıkıp şut atabilecek kapasitede olduğunu düşünmüyorum. En azından ilk birkaç sezon adına Kyle Korver karşılaştırmalarının üstüne bir çizik atmak gerekiyor. Korver'ın topu elden çıkarışı çok hızlı, McDermott'ın stili ise daha çok Bojan Bogdanovic'i andırıyor. Oyuncuların zamanla kaydettikleri gelişim sonucunda farklı silahlara dönüşmeleri görülmedik şeyler değil. McBuckets'ın çok fazla zamanı yok. Yeni yılın ilk günleriyle beraber 23 yaşını bitirmiş olacak. Ancak sahip olduğunu yetenekleri NBA arenasına yansıttığı takdirde ilk sezonunda dahi Bulls'a önemli katkılar verebilir.
31 sayı attığı maçta serbest atış noktasına 12 kez gitti. İyi bir işaret fakat doğruyu söylemek gerekirse o rakamı çok da umursamıyorum. Malum, normal sezonda çok daha karışık ve çoğul savunmalarla karşılaşacak. Yaz Ligi'nde penetre ettiği gibi rahat penetre edebileceğini zannetmiyorum. Ki burada bile penetrelerinin yavaşlığı dikkatimi çekmedi değil. Fakat hücumda topsuzken hiç durmaması, sürekli cut yapmasından oldukça etkilendim. Ah McDermott 2.10 civarında olsaydı tadından yenmezdi, benimki de fantezi işte.
Şutu dışında beğendiğim diğer yanları da var. Zeki oyuncu. Maç içinde Gary Harris'le eşleştiği pozisyonların neredeyse tamamında topu post'ta isteyip faul almayı başardı. Yeteneklerin yanı sıra basketbol zekası benim genç oyuncularda en çok önem verdiğim şey. Zamanla öğrenilmiyor çünkü. Pas yetenekleri hiç fena değil, topsuz hareketliliği gerçekten üst düzey.
Bir yerde Tony Snell'in adını duyduğumda aklıma bu geliyor ve ciddi olamıyorum. Hahaha. Snell gelecek sezonda Noah'ın enerji seviyesine çıkıp bu tarz hareketlere karşılık verir mi bilinmez, fakat kendisinin yaz boyunca müthiş çalıştığı kesin bilgi. Çok ince olduğu için eleştirilen fiziği artık daha güçlü gözüküyor. *Bunda t-shirt şeklindeki Bulls yaz ligi formalarının da ufak bir payı olabilir.* Fiziğinden daha önemlisi Snell çıktığı iki maçta toplam 50 sayı bıraktı. Dış şutlardaki özgüveni, gerektiğinde penetre edebilmesi oldukça umut verici. Hele ki Gasol ve Mirotic'in takıma katılmasından sonra uzunları ve kısaları arasında uçurum olan Bulls'un kısalarından çok iyi performans almaya ihtiyacı var. Bilindiği üzere iç/dış dengesi modern basketbolun en önemli kaidesi.
LV Yaz Ligi yazıları devam edecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder