Pazartesi, Haziran 16, 2014
Üç Başlıkta 2014 NBA Finalleri
1-Spurs Basketbolu: Basketbol Orgazmı
Uzun süredir basketbolu ve NBA'i takip eden biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki hücum performansı bu kadar keskin ve kusursuz başka bir basketbol takımı belki de tarihte yok. Savunma temalı oyun sistemiyle bilinen bir franchise'ın elde ettiği 4 şampiyonluk sonrasında aynı koç ve oyuncu grubuyla hücumda tam bir suikastçiye dönmesi açıklaması zor bir gerçek. Spurs basketbolunun anahtarını oluşturabilecek bir çok etiket var belki fakat ilk sırada gelen şey kesinlikle top paylaşımı. Takımdaki herkesin topu dolaştırabilmesi, topun bir noktada sıkışmaması ve tüm bu top dolaşımı sonrasında cezayı kesebilecek şutörlerin varlığı Spurs hücumunu harika ve savunulamaz kılıyor.
Seriyi bir bütün olarak ele aldığımızda 2007'deki dominasyondan çok farklı olduğunu düşünmüyorum. Spurs o seride güle oynaya Cleveland'ı süpürürerek Larry O'Brien kupasına ulaşmıştı. Burada da benzer bir tablo var. Son üç maçta Heat adeta bozguna uğradı. Pop'ın Diaw'ın çok yönlülüğünü kullanmak adına onu ilk beşe yerleştirmesi ve sürelerini artırmasıyla Spurs hücumda çok daha akışkan bir hale geldi. Splitter aldığı sürelerde etkiliydi kanımca fakat sahada iki orjinal uzunun bulunuyor olması Heat'in Spurs'ü savunmasını kesinlikle kolaylaştırıyordu. Diaw'ın şut tehditi, penetre edebiliyor olması ve en önemlisi harika bir pasör oluşu Heat'in elini kolunu bağladı. Sonucunda Spurs hücumda istediği şeyleri tam anlamıyla yapmayı başardı.
Spurs normal sezonda oynadığı 82 maçın 62'sini kazanmış ve bunu yaparken hiçbir oyuncusu 30 ve üzerinde dakika ortalamayla oynamamıştı. Bunu düşündüğümüzde Spurs'ün domine etmesi çok şaşırtıcı gelmiyor. Hücumda herkesin kendine bulduğu bir rol var. Giren çıkan çok fazla fark etmiyor. Takımın en önemli skor opsiyonu 0/10 atarken onun yedeği oyuna girip tek çeyrekte 14 sayı atabiliyor. Hem de bu oyuncu geçtiğimiz sene oynanan finalde sadece 4 sayı atabilmişken bir senede bu tarz bir değişim yaşayabiliyor. Spurs basketbolu tam olarak bu. Bir başka örnek olarak, Matt Bonner'ın ligin en kötü takımı Philadelphia 76'ers'te süre alabileceğinden şüphe ediyorum. Lakin, Spurs'te final serisinde en kritik anlarda oyuna girip ufak da olsa bir etki yapabiliyor. Bu yüzden Spurs basketboluna çok fazla saygı duyuyorum, ki bence her basketbolsever de böyle hissediyordur.
2-LeBron Çok Yalnız Kaldı
Şunu kabul edelim ki LeBron en acımasızca eleştirilen bir numaralı spor figürü. Elde ettiği onca başarıya rağmen en ufak bir hatasında veya başarısızlığında yerden yere vuruluyor. Bakın ne söyleyeceğim, LeBron da insan. Kramptan dolayı eleştirildiğini dahi okudum birçok yerde, inanılır gibi değil. Bu seride Heat cephesinde eleştirilecek son isim LeBron James bana kalırsa. Kusursuz oynadı mı, bence hayır. Zaman zaman oyun içinde kopmalar yaşadığını söylemek mümkün, gerçi yanındaki 4 arkadaşı pek umursamıyormuş gibi davranırken onun 48 dakika boyunca kopmalar yaşamaması pek olağan gözükmüyor. Özellikle Spurs gibi bir makineye karşı oyundan kopmak kendi ayağına sıkmaya benziyor.
Olayı biraz dramatize edelim. Bu seride Big Three tam anlamıyla The Big One'a dönüştü. Final serisinde oynanan 5 maç sonunda ilginç bir görüntü ortaya çıktı. LeBron, Wade ve Bosh'ın attığı toplam sayı kadar skor kaydetti. Bosh bir kenara, Wade'in oyunun her iki alanında bu kadar kötü olması Miami'yi çok kötü yaraladı. Son 3 maçta Wade neredeyse hiçbir şey veremedi.
Wade'in final serisi boyunca savunmada James Harden'a dönüşü:
Wade serinin son iki maçında 7/25 ile şut attı. Her şeyden önemlisi cidden ortalama bir oyuncudan bile kötü gözüktü. Sezon boyunca aralıklarla dinlendirilmesi oldukça etkili gözükmüş ve Wade'in çok iyi bir sezon çıkarmasını sağlamıştı. Esasında Indiana serisi de dahil olmak üzere play-off'larda gerçekten iyiydi. Final serisinde ise dizleri yeniden patlamış ve bir haftada yaşlanmış bir Wade gördük. Wade'in penetre özelliği ve atletizmiyle çember etrafında bitirebilmesi Heat hücumunun olmazsa olmazlarından. Bu seride hiç mi hiç göremedik.
Bu başlığa şunu da ekleyeyim, Spoelstra o yardımcı oyuncuyu bulmak için elinden geleni yaptı. Farklı şeyler denedi ancak tutmadı. İki şampiyonlukta da önemli payı olan Chalmers'ın neredeyse hiçbir şey yapamamış olması serinin kısa bir özeti gibiydi. Chalmers bu takımın x-faktörü. Onun iyi oynadığı zamanlarda Miami'nin neredeyse kaybettiği maç yok.
3-Kawhi Süperstar Olma Yolunda
Spurs takımından bir kişiyi seçmek gerçekten çok zor. X olmasaydı şampiyonluk bu kadar rahat olmazdı diyebileceğimiz en az 5 isim var Spurs'te. Takım oyunun gerektirdiği her şeyi yaptılar tüm seri boyunca, lakin bence de en öne çıkan isim Kawhi Leonard'dı. LeBron'un iyi bir seri geçirdiğinden söz ettik, evet iyiydi de, ama LeBron'ın işi bitirmesine veyahut karar veren adam olmasını engellemeyi başardı. James'in oyun üstündeki dominasyonunu uzun sürelerde sürdürmesini engelledi. Bakınız: Son maçta ilk çeyrek sonrasındaki LeBron James. Tabii bunda takım arkadaşlarının da payı var. Onların hiçbir şey verememesi LeBron'un çok fazla yorulmasına ve bıkkınlığına sebep oldu.
Savunmada LeBron gibi bir canavarla uğraşıyor olmasına rağmen, serinin son üç maçında hücum anlamında da tavan yaptı Leonard. Saha içi isabet oranı olsun, üçlük atışları, ribaundları... Spurs'ün Miami Heat'i cayır cayır yakmasının ana sebeplerindendi. Spurs'ün hem oksijeni hem de katalizörüydü, her şeyi yaptı ve sonucunda da lig tarihinin en genç final mvp'lerinden biri oldu. Hatta Leonard all-star seçilmeden finallerin en değerli oyuncusu ödülünü kazanan 4.oyuncu oldu. Cedric Maxwell, Joe Dumars ve Chauncey Billups'tan sonra.
Değinmeden Geçemeyeceklerim
-2013 Finali 6.maçından sonra bu şekilde ayağa kalkıp finalde aynı rakibi perişan eden Spurs, spor tarihinin en önemli hikayelerinden birine imza attı. Pop, Duncan, Manu, TP ve diğerleri. Çok acayip ve örnek alınası bir sistem. Her şeyden önemlisi bu geri dönüş yıllarca unutulmayacak cinstendi, bir bakıma tarihe tanıklık ettik.
-Duncan, John Salley'den sonra 3 ayrı 10 yıllık periyotlarda*1999, 2003, 2005, 2007, 2014* şampiyonluk kazanan 2.oyuncu oldu. Diğeri John Salley. Fuck John Salley.
-Leonard, Magic Johnson'tan sonra en genç final mvp'si olan oyuncu oldu. Onun kariyerinin yükselişini görmek için sabırsızlanıyorum.
-Bu final serisi Shane Battier'ın son maçlarıydı. Aynı şekilde Ray Allen'ın da bırakabileceği konuşuluyor. Ray Allen'ın büyük hayranıyım ve gelecek sezon 39 yaşında olacak olmasına rağmen hala önemli katkı verebileceğini düşünüyorum. Büyük profesyonel.
-Seride çok önemli işler yapan Boris Diaw ve Patty Mills'ın kontratları sona eriyor. Spurs bir kez daha şampiyonluk için koşacaksa takımda kalmaları gerekiyor.
-Miami üst üste 4.finalini oynadı. Doğu konferansından gelmiş olsalar dahi büyük dominasyonun göstergesi. Big Three projesi bence fazlasıyla başarılıydı. Ki yola devam edecekler gibi gözüküyor. Riley'nin gerekli ayarlamaları yapacağını düşünüyorum.
-Saygı duruşu yapmamız gereken başka bir isim ise kesinlikle Rick Carlisle, bir başka deyişle 2013-14 Spurs makinesini 7.maça yani tamam mı devam mı maçına zorlayan adam. Manu'nun bir röportajında belirttiği gibi Carlisle izlediği savunma stratejisiyle Spurs'ün top paylaşımını engellemeyi başarabilmişti, hem de savunma özürlü oyuncularıyla. Saygı.
-'14 Spurs ileride '86 Celtics, '96 Bulls, '83 Sixers, '72 Lakers vb. gibi efsane takımlarla yan yana anılacak. Şüphesiz.
Etiketler:
analiz,
Dwyane Wade,
Lebron James,
Manu Ginobili,
Miami Heat,
San Antonio Spurs,
Tim Duncan
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
4 yorum:
Çok güzel toparlamışsın. Övgüde ve yergide dozajı çok iyi ayarlamışsın. Bir de John Sally yorumuna bayıldım. O kim alla sen. Ben öyle birini hatırlamıyorum bile. Müdürün torpilli oğlu olabilir.
John Salley, Bad Boys'un bir parçasıydı. Önemli bir parçası aslında. 96'da Bulls'ta da şampiyonluk kazanmıştı, lakin kendisi Jordan'dan pek hoşlanmıyor. Jordan'ın tarihteki en iyi beş oyuncudan biri olmadığını falan söylemişti.
Merhaba, size bir teklifim olacaktı mail adresi verebilir misiniz? gkhnaksoy@gmail.com
mertaydin23@gmail.com
Yorum Gönder