Çarşamba, Mart 21, 2012

Amerikan Spor Kültürü #2 : Doğ, Büyü, Oyna

"#2 derken ?" diyenler için, yazı dizisinin ilk bölümü buradaydı.

   Yazının ilk bölümünde Amerika'da yaşayan insanların televizyondaki spora bakış açıları hakkında konuşmuştuk. İnsanlar, televizyonlarda gördükleri hayatları, izledikleri ve keyif aldıkları şeyleri kendi hayatları içinde isterler. Tüm gün, dört duvar arasında ve çeşitli adamların emri altında, stresli bir işi kim ister ki çocukları için ?

   NCAA Division 3'de geçtiğimiz günlerde ilk şampiyonluğunu elde eden Illinois Wesleyan kadın basketbol takımının gelecek vaad eden oyuncusu Olivia Lett ile kısa bir görüşme şansı yakaladık. Kendisi de sorduğumuz birkaç soruyu cevapladı. Yazımızla ilgili olan kısımlara bir bakalım :

- "Ne zamandan beri basketbol oynuyorsun ?"
Olivia : "6 yaşımdan beri, düzenli olarak."
- "1990 doğumlusun, basketbola da oldukça erken başladın. Ailenin bu konudaki desteği hakkında neler söyleyebilirsin ?"
Olivia : "6 yaşıma geldiğimde tamamen ailemin isteğiyle basketbola başladım. Bir nevi onların sayesinde bu noktada olduğumu söyleyebilirim elbette."
- "Baban ya da annen, basketbolla ilgili bir geçmişleri mi vardı, neden basketbol ?"
Olivia : "Yoo hayır, fiziksel yapım ve o zamanlar babamın bir arkadaşı olan basketbol antrenörünün tavsiyesiyle bu dalı tercih ettiler."
- "Basketbol olmasa, başka bir spor olacaktı yani ?"
Olivia : "Evet öyle de denebilir. Özellikle babam, iyi bir sporcu olmamı istedi hep."
- "İstatistiklerin göz alıcı. Lise yıllarında Amerika'da tüm zamanların en skorer oyuncuları listesinde ilk sırada yer aldın fakat daha sonraki süreçte sakatlıklar yaşadın. Şimdi ise takımını ilk ulusal şampiyonluğa taşıdın. Baban gurur duyuyor olmalı."
Olivia : "Evet, bu duyguyu hissetmek ve yaşatmak harikaydı. Onu hayal kırıklığına uğratmadığım için çok mutluyum."
- "Önümüzdeki süreçte hedeflerin neler ?"
Olivia : "NCAA'deki tüm oyuncular gibi, WNBA'e adım atmak. İyi bir draft sıralaması da kariyer hedeflerimden biri elbette."

Olivia'yı ileride önemli bir WNBA oyuncusu olarak izleme fırsatı bulursak, bu yazı o zaman değer kazanacaktır. WNBA ve diğer kadın sporları, Amerika'da son yıllarda patlama yaşıyor. Aileler, yukarıdaki örnekte de görüldüğü üzere çocuklarını küçük yaşlardan itibaren birer "sporcu" olarak yetiştiriyorlar. Televizyonlarda çocuklarını izlemek, izletmek istiyorlar. Küçük yaşlardan itibaren düzenli bir antrenman temposuna ve terbiyesine tabi tutulmuş sporcular düşünün. Amerika'nın bu konuda ailelere ve çocuklara verdiği destek muazzam. Spor yapan insanlar değil, sporcu yetişiyor o topraklarda.

Kime Göre, Neye Göre ?


-Futbolun ülkesi İngiltere'dir.
-Futbol, Türkiye'de çok sevilir.
-Futbol, Avrupa'nın vazgeçilmezidir.
-Amerika'da pek tutulmaz, adı da "soccer"dir.

Klasik mi olacak bilmiyorum. Benim ulaşabildiğim TFF kaynaklarına göre Türkiye'deki lisanslı futbolcu sayısı 470 bin civarında. ABD'nin tamamında bu sayı 4 milyonu geçiyor. Nüfus farkına dayanarak bu istatistiği açıklayabiliriz elbette ama 4 milyon lisanslı futbolcuyu herhangi bir eyalet tabanında incelediğimizde bu sayının yine 300 bini bulduğunu görüyoruz. (ABD istatistikleri Amerika Yetişkinler Futbol Birliği'nden alınmıştır. USASA) Fakat gözüme takılan garip bir istatistik de burada. Türkiye'de en çok para yapan, en çok medya desteği alan ve en çok ilgi gören spor dalı futbol ve lisanslı futbolcu sayısı da buna paralel olarak fazla. Şimdi ABD'deki beş ana spor dalını ve bu sporların ülkedeki gelir dağılımlarına bakalım :


LeagueRevenueRef
NFL$11B[22][23]
MLB$7B[22]
NBA$3.8B[22]
NHL$2.9B[24]
MLS$0.28B[25]
MLS, yani "soccer" ülkedeki en az paya sahip spor konumunda. Satılan biletler, televizyon gelirleri, oyuncuların aldıkları ücretler... Hep en düşük. Yorum sizin.

  ABD ve Kanada, rekabete odaklı ülkeler. Rekabet çok seviliyor bu topraklarda. Sportif rekabet, şirketsel rekabet ya da aklınıza ne gelirse. İnsanlar, tuttukları takım finale kalamasa dahi, finalde herhangi bir takımı delicesine destekleyebiliyor. Bu rekabeti gerek medya olsun gerek insanlar kendi aralarında olsun, kızıştırıyor. Ve boom! Size kalan muhteşem reyting ve güzel, sıcacık yeşil kağıtlar.

Amerika'da 2010 senesinde en çok reyting alan programlar.

Bi bakar mısınız ? Nereden mezunsunuz ?

   "İnsanlar sadece izledikleri, okudukları, dinledikleri ve yaptıklarıyla kategorize edilebilir." 
Çoook eskiden, bir yerlerden aklımda kalmış bu söz. Bağlıyorum hemen.

ABD'de NBA izleyicisi : Üniversite mezunu (%43), Yarıda Bırakmış (%26), Diğerleri (%31)
ABD'de beyzbol izleyicisi : Üniversite mezunu (%30), Yarıda Bırakmış (%34), Diğerleri (%36)
ABD'de futbol (Amerikan) izleyicisi : Üniversite mezunu (%38), Yarıda Bırakmış (%33), Diğerleri (%39)

Buradan sonrası ilginç.

ABD'de araba yarışları izleyicisi : Üniversite mezunu (%22), Yarıda Bırakmış (%35), Diğerleri (%43)
ABD'de güreş izleyicisi : Üniversite mezunu (%15), Yarıda Bırakmış (%28), Diğerleri (%57)

(İstatistikler gallup.com 'un 2011'de yaptığı araştırmadan alınmıştır.)

Yorum yine size kalmış. Vallahi bir şey ima etmeye çalışmıyorum.


Devamı gelecek.




Hiç yorum yok: