Cumartesi, Aralık 04, 2010

Elbet Bir Gün...


Potasıdelik olarak geleneksel aralarımızdan biri daha bir süredir devam etmekte.Ama geleneksel olarak dediğimiz gibi : Bir gün döneceğiz.Elbet bir gün buluşacağız.

Pazartesi, Kasım 22, 2010

Gönül Ferman Dinlemiyor


Eva Longoria'nın açtığı boşanma davasının belgesi.

NBA'in en ünlü evliliklerinden Tony Parker-Eva Longoria birlikteliğinin bitişi tüm dünyada yayılırken Tony Parker'ın karıştırdığı işler de su yüzüne çıkmaya başladı.

Fransız oyuncunun Eva Longoria'yı İngiliz bir genç kızla aldattığı ortaya çıktı.Bu isim ise henüz 19 yaşında.Parker'ın kafası güzel olmalı ki böyle bir işe bulaştı.Zira 7 yıllık evliliği çöpe atmakla kalmadı bir anda eleştirilerin de hedefi oldu.

Pazar, Kasım 21, 2010

Nelere Kadirsin Iverson


Beşiktaş Cola Turka - Fenerbahçe Ülker derbisi bugün 15.30'da Akatlar'da oynanacak.Beşiktaş tarihinde basketbol şubesi için ilk kez biletlerin karaborsaya düştüğü söyleniyor.E doğal.Iverson diyoruz.Fenerbahçe diyoruz.Her yönüyle ilginç bir maç olacak.Maç Spormax tarafından verilecek.Ama gönlüm isterdi ki Murat Murathanoğlu ve İsmet Badem'den dinlemeyi bu maçı.Hemofarm maçında o eski Atv'de yayınlanan basket maçlarına geri dönmüştüm.Spormax'in basiretsiz spikerleri olmaz umarım.

Tabii dalga dalga yayılan NBA Tv'nin Beşiktaş maçlarının yayın haklarını alması haberini biliyoruz.Amerika'da banttan yayınlanacak.Ancak maç saatinde Amerika'da saat 8.30 olacak ki bugün pazar.Ve Amerikalı Iverson hayranları ve diğer kıtalardaki insanlar harıl harıl link arıyorlar.Bizzat justin.tv'de karşılaştığımız duruma göre birçok "channel" bu maçı yayınlayacağını yazmış.Tabii birçoğu Türk "channel"ı.

Iverson'ın gelişi yayın pazarını hem TV üzerinden hem de internet üzerinden çok hareketlendirdi.Dua edelim de Iverson sakatlık falan yaşamasın.

Perde Yeni Açılıyor


NBA'de 2010-2011 sezonu açıldı.Ve benim gördüğüm en iyi açılışlardan biri oluyor şu ana kadar.Zira Chicago'nun galibiyet rekorunu kırar denilen Miami şimdiden 5.mağlubiyetini aldı bile.Batıda da sadece 1 mağlubiyetle devam eden Spurs sürprizi,onun yanında da New Orleans var.

Bu sezon inanılmaz maçlar izleyeceğiz gibi.Çünkü neredeyse hiçbir maç öylemesine oynanmıyor.Salonlar oldukça dolu.Bunda NBA yönetiminin "seyirciyi sev" kampanyasının da etkisi var tabii.

Asıl bahsetmek istediğim ise yetenekleri ortada olan ancak NBA'de henüz kendini kanıtlayamamış olan oyuncular.Dün gece Darko Milicic'in NBA'e geldiğinden beri oynadığı en iyi maçı izledik ki ben hiç tahmin etmiyordum artık.Kendini en sonunda toparlamaya başladı.

Bir diğer isim ise geçen sezon oynayamayan Blake Griffin.Sezona çok iyi girdi.Hatta dün geceki istatistiklerini paylaşalım ağzınız açık kalsın : 44 sayı 15 ribaund 7 asist 2 top çalma 1 blok.Muhteşem olmasının yanı sıra heyecan verici.Gerçi Clippers yine kendi evinde kaybetti ama neyse ki Griffin NBA tarihinin yüz kızartıcı ilk sıra seçimlerinden biri olmayacakmış gibi.

Son olarak dün geceki performansından iki hareketle veda edelim.İlkinde Mozgov'u, ikincisinde de Gallinari'yi Amerika'ya geldiklerine bin pişman etti.

Pazar, Kasım 14, 2010

Iverson Ankara'ya Gelmeyecek


Bir basketbolsever olarak Allen Iverson transferi sonrası heyecanlanmıştım. 35 yaşında falan ama sonuçta Iverson. Ankara'da yaşayan biri olarak kafamda ufak bir fırtına koparttım hemen. Ancak sonuç olumlu olmadı; Iverson Ankara'ya gelmeyecek.

Bildiğiniz üzere Beşiktaş Cola Turka, Beko Basketbol Ligi'nin ilk haftasında deplasmanda Atatürk Spor Salonu'nda Türk Telekom ile oynamıştı ve maçı farklı kazanmıştı. Tek Ankara temsilcisi ile Iverson transferinden önce oynayan Beşiktaş Cola'nın yolu bir daha Ankara'ya düşmeyecek. Ne yapalım artık, belki Iverson gelmiyorsa ben gelirim İstanbul'a.

Cumartesi, Kasım 06, 2010

Ah Iverson Vah Iverson


Evet efendim dakika 1 gol 1.Iverson uçağı kaçırmış,yarın ki basın toplantısı,tören falan alayı iptal.İyi de oldu bu benim için.Yarın vizem vardı gidemeyecektim.Ancak o bahsedilen soru işaretleri,olumsuz olarak cevaplanmaya başlıyor yavaş yavaş.Ne diyelim,devamı gelmesin.Ancak ben bile inanmadım bu söylediğime..

Perşembe, Kasım 04, 2010

Babam Kapak Olmuş



NBA 2K11 ve Michael Jordan'ın oğlu Marcus Jordan

Regal Barcelona-Fenerbahçe Ülker


Geçen senenin Eurolig şampiyonu Regal Barcelona,geçen sene olduğu gibi bu senede Fenerbahçe Ülker'in grubundaki rakiplerinden birisi.Geçen sezon İspanya'da oynanan maçta gördüğümüz Fenerbahçe Ülker'den çok daha farklısını beklediğimiz açık.Geçen sezonki maçta,oyuncuların farka razı bir görüntü vermesi şahsen benim sinirlerimi feci şekilde bozmuştu.34 sayı fark yemesine yemişlerdi,ancak oynanan oyun farkın çok daha aşağısındaydı.

Bu sezona gelirsek,iki takımda kayıpsız geldi bu maça.Tabii Fenerbahçe Ülker'in durumu Barcelona kadar iyi görünmüyor olabilir.Özellikle Zagreb'deki maçın son bölümü gerçekten korkutucuydu.Sonuçta kayıpsız ayrıldı Fenerbahçe,önemli kısım da burasıydı.Rytas maçı,yani Eurolig sezonunun ilk maçı, keza daha kolay geçmişti.

Barcelona cephesinde ise,zaman zaman rakiplerinden direnç görseler dahi maçları -beklendiği gibi- kolay geçtikleri söylenebilir.İlk maçta Zagreb'i daha sonra ise Erman Kunter'in Cholet'ini geçmeyi başardılar.

Barcelona takımı gerçekten komple bir takım."Kadro derinliği" tamlamasının kralının bulunduğu bir takım Regal Barcelona.Tabii her iyi takım gibi,bu takımında en iyisi daha doğru bir söyleyişle en güvenilir oyuncusu şüphesiz Juan Carlos Navarro.Yaşı ilerledikçe oyunun her alanında kurtlaşmaya başladı Navarro,iyice yıllanmış şarap tadına büründü İspanyol.Tabii bu açıdan düşünülünce,savunma kısmında Bornova maçının yıldızı Ömer Onan'a büyük yük düşüyor.2010 Fiba Dünya Şampiyonasında ne düzeyde bir savunmacı olduğunu bir kez daha kanıtlamıştı Ömer Onan.

Üstlerde de bahsettiğimiz gibi komple bir takıma sahipler.2009 Avrupa Şampiyonasında canımıza okuyan Sloven Laka Lakovic benchden geliyor.Önünde İspanyol Ricky Rubio var.Ben hala şutunun çok iyi olmamasından ötürü kendisine biraz soğuk kalsamda,oyunu yönetme anlamında çok değerli bir oyuncu olduğu inkar edilemez.Pota altında da Fran Vazquez,Erazem Lorbek,Boniface Ndong gibi isimlere sahipler.İki Amerikalı forveti Pete Mickael ve Morris Terence'da gününde olduklarında can sıkıcı hal alabiliyorlar.

Yani isim isim düşünülünce işimizin gerçekten zor olduğu düşünebilir ancak karakterli ve doğru bir basketbolla birlikte neden olmasın diyoruz..

Çarşamba, Kasım 03, 2010

Efes Pilsen-A.J Milano


Geçtiğimiz hafta Power Electronics Valencia'yı mağlup edip gruptaki ilk galibiyetine ulaşan Efes Pilsen'in bu haftaki rakibi Armani Jeans Milano.İtalyan ekibi,ilk maçında Cska Moskova'ya konuk olmuş,maçı da oldukça rahat götürüp dikkatleri üzerine çekmişti.Cska'nın bu sürpriz mağlubiyetten sonra fikstür şanssızlığı nedeniyle bir de Panathinaikos'a yenilmesi,gruptaki tüm dengeleri alt üst etti.

Bu maçın sonucu grubun gidişini oldukça etkileyecek düzeyde.Sebebi ise Cska'nın bir an önce toparlanmasını beklememiz.Mantıken de Cska'nın önündeki maçlara çok konsantre çıkacağını düşününce,son ikiye kalacak takımı grubun orta düzeyli takımları arasında oynanacak maçlar belirleyecek.Bu yüzden ilk iki maçında bir galibiyete ulaşan iki takımın mücadelesi,gruptaki yerleri için oldukça önemli.

Efes Pilsen'in ilk maçında uzatmalar sonunda Union Olimpija'ya yenilmesi gerçekten üzücüydü.Gerçek anlamda kazanacağı bir maçı kaybetmek-özellikle bu tarz üst düzey maçlarda-moral bozucu.Kesinlikle kazanılması gereken maç Valencia maçıydı ve kazanıldı.

Armani Jeans Milano'da guard rotasyonundan öte uzun rotasyonunda çeşitli sıkıntılar var.Cska Moskova maçını takımına kazandıran adam olan Oleksey Pecherov,sakatlığı yüzünden Olimpija maçında oynayamamıştı.Bir başka uzunu Marius Petravicius'un da durumu net değil.Guard rotasyonunda iki Amerikalı'sı Jaaber ve Finley'den çekinmekle beraber bu maç için en kritik oyuncuları Litvanyalı Maciulis gibi gözükmekte.Açıkcası Bootsy Thornton'la eşlemesi de biraz daha rahat olmak için iyi bir sebep.Öte yandan Milano'nun tecrübeli İtalyan'ı Mason Rocca'nın neler yapabileceği de merak konusu.Genelde bu tarz maçlarda pota altında üstünlük kuran takımların kaybetme olasılığı çok az olur-inanılmaz ekstra durumlar dışında-.Üstteki bahsettiğimiz uzunlar oynamaz veyahut oyunlarını ortaya koyamazlarsa,Vujcic'le birlikte daha toparlanmış gözüken Efes Pilsen maçı bu bölgedeki üstünlüğüyle kazanabilir.

Efes Pilsen tarafında merakla beklenen isim kuşkusuz Rakocevic.Geldiği günden itibaren tartışılan Rako'nun geçen haftaki 23 sayılık performansından sonra,bu haftada aynı seviyede bir oyunla oynaması Efes Pilsen'in galibiyeti adına çok önemli.Diğer yandan haftanın Mvp'si Bootsy Thornton yine en güvebilir eller olacak.Kadro bakımından Efes Pilsen'i daha iyi durumda görsem de Cska Moskova maçında inanılmaz yüzdeli oynayan rakip Milano'dan da çekinmiyor değilim.

Ancak Efes Pilsen'in Olimpija maçındaki hataları yapmadığı ve kendi basketbolunu oynayabildiği sürece Milano'nun İstanbul'dan galibiyet çıkarmasını zor olarak görüyorum..

Salı, Kasım 02, 2010

Shaquita>Beyonce



Söylenecek laf var mı bilmiyorum,izleyin...

Pazartesi, Kasım 01, 2010

Naptın Pierce??



Cadılar bayrammı falan değil,çok farklı bir şey Pierce'ın ki.Ama çok fantastik olduğu gerçeğini değiştirmez bu.

Cumartesi, Ekim 30, 2010

Arşivlik (Ayın Fotoğrafı)


Nereden nereye diye soruyor kendine.Merak etme AI.

Asist Fetişisti Rondo


Efendim gün geçmiyor ki bir yeni çılgın Rajon Rondo performansı izlemeyelim.Yeni sezonda 3 maç geride kalırken Rajon Rondo,16.7 asist ortalaması ile oynamakta.İlk maçta Miami'ye karşı 17 asistle oynamıştı.Dün gece ise NY Knicks'e tamı tamına 24 asist koydu.NBA tarihinin en muhteşem guardlarından biri olmaya doğru gidiyor.

Beyler bayanlar unutmayalım ki bu adam henüz 24 yaşında.Ayrıca dün yaptığı 10-10-24 üçlüsü ile sezonun ilk triple double performansını ortaya koydu.Bu performansla Isiah Tomas'ın 7 Şubat 1985'ten beri elinde tuttuğu, triple double yaptığı maçta en fazla asist yapan oyuncu rekoruna da ortak oldu.Ve Celtics tarihinin bir maçta en çok asist yapan 2.oyuncusu da oldu.Bu rekor Bob Cousy'e ait.28 asist yapmış efsane.

Bizimkiler


NBA'de dün geceyle birlikte yavaş yavaş NBA'e ısınmaya başladık.Bizimkilerden kasıt,tahmin ettiğiniz gibi Türk oyuncular.Şu ana kadar işler bizim için pek de iyi gitmiyor esasında.
Mehmet Okur,Ömer Aşık,Semih Erden,Ersan İlyasova ve Hidayet Türkoğlu olmak üzere 5 kişiyiz bu sene NBA'de.

Mehmet Okur,bildiğiniz gibi geçtiğimiz aylarda çok ciddi bir sakatlık yaşayıp,uzun süreli bir tedaviye salıvermişti kendisini.Ocak'ta döneceği konuşuluyor ancak kendisini hemen toparlaması çok zor.Şayet Philadelphialı Elton Brand'de aynı şeyi yaşamıştı.Aşağı yukarı 1 senede kendisine gelememişti.Uzun oyuncularda bazı şeyleri toparlamak çok daha zor.Sakatlık sebepleri farklı ama bu olaya en iyi örneklerden biri de Yao Ming olabilir.

Semih Erden,hazırlık maçlarının nerdeyse tamamını takip ettim.Semih'in çok uğraştığını bazen iyi işler yaptığını gördüm.Ancak önündeki isimler çok büyük.Türkiye'den gelen bir çaylağın bazı isimleri geride bırakması çok zor.Şu anda Kendrick Perkins yok,3 maçta da süre bulamadı.Carl Landry'nin ilk 5 çıktığı bir Sacremento'da veyahut bir Toronto'da kendisini çok daha rahat bir şekilde gösterebilirdi.Kısaca takım büyük,Semih'in işi zor.

Ömer Aşık,pre-season döneminde oldukça fazla süre alan Ömer'in şuana kadar çıktığı tek maç olan Okc maçında 3 dakika süre alması beni çok şaşırttı.Tom T.'nin Boston'ın savunma uzmanıyken Bulls'a geldiğini biliyoruz.Bu yönden çok şanslı olduğunu düşünüyordum.Gerçi daha 1 maç oynandı sadece.Semih'e göre çok daha şanslı olduğunu düşünüyorum.Hücumunu da geliştirebilirse-ki sanmıyorum-çok daha komple bir oyuncu olabilir.

Ersan İlyasova,Ertem Şener'in Bursaspor'un bi maçında yaptığı yorum gibi bir takıma sahip kendisi,Milwakee Bucks takımı Bursa Pazarı gibi karışık.Resmen bir panayır havası var.Ersan çok garip kalıyor orda.Aldığı şansları da değerlendiremedikçe gözden düşecek gibi.Sezonun ilk maçında 16 dakika süre alan Ersan,ikinci maçta 8 dakika süre alabildi.Bakalım ilerleyen dönemlerde ne olur bilinmez ama Milwakee için ilerleyen zamanlar pek aydınlık değil gibi.

Hidayet Türkoğlu,Suns'ın kendisi için uygun bir takım olduğunu düşünmüyorum.Ancak Toronto'nun yanında çok daha iyi olduğu yadsınamaz.Steve Nash'in yanında o topa hakim olma lüksüne pek sahip değil ancak sistem oyuncusu olup bol bol üçlük sallayabilir.Şuana kadar üç sayılık basket dışında basket bulamadı Suns'da.Ancak Suns şuana kadar pek umut vermedi.Uzun rotasyonu çok dar.Ha bide şu var,şimdi aklıma geldi.Hido 4 numara oynuyor resmen.1-2-3 gördükte,4 numara da çok zorlanıyor Hedo.Özellikle savunma kısmında.Bunun en güzel kanıtıda çıktığı son 2 maçta 5 faul ortalama tutturdu.Umarım sisteme alışır ve eski ortalamaları yakalar.

Cuma, Ekim 29, 2010

Iverson İmzaladı




Vatana millete hayırlı olsun

Perşembe, Ekim 28, 2010

Netice Değil Hatice de Sorun Var


Euroleague ikinci hafta maçında Fenerbahçe Ülker'i zorlu bir karar maçı bekliyordu. Ya yolunu düzene sokup, hedefleri doğrultusunda ilerleyecekti ya da geçtiğimiz iki sezondaki gibi ite kaka istikrarsız bir şekilde devam edecekti. En azından oyun olarak olmasa da görüntü olarak hatasız geçmeliydi Fenerbahçe Ülker bu engeli. Bu yol ayrımı için kötü bir deplasmandı Zagreb.

Fenerbahçe Ülker bu akşam tüm olumsuz etmenlere rağmen zorlu bir maçın altından kalkmayı başardı. Hakem, taraftar ve formda olan genç Hırvat basketbolculara karşı önemli bir galibiyet alındı Drazen Petrovic Salonu'nda. Sanırım bu galibiyete en çok sevinen Neven Spahija olmuştur. Takım düzeni tam oturmamışken Euroleague'de kayıpsız gitmek mükemmel oldu Hırvat koç için. Ancak çoğu zaman harala gürele oynanan basketbol ve top kayıpları negatif yönde en çok dikkat çekenler. Haftaya yine deplasmanda Regal Barcelona maçı olduğu düşünüldüğünde bu eksiklikleri bir an önce gidermeli sarı lacivertli ekip. Yoksa netice cephesinde de darbe alabilir.

Efes ile Toz Pembe Hayaller Serisi


Evet evet başlık tam da böyle olmalıydı.Çünkü Efes Pilsen yönetiminin her sezon başlarken yaptığı toz pembe açıklamalar bu sene de geldi.Bunlar genelde Euroleague bazlı olup final four için yeterli güce sahibiz tarzı açıklamalar oluyor.Peki bu sezon neler olur ?

İlk kez ciddi ciddi Fenerbahçe Ülker karşısında izledik Efes'i.O maçı geride götürmelerine rağmen kopmadılar ve maç sonunda iyi oynayan taraf olup kupayı kazandılar.Ancak Fenerbahçe o maçtan bugüne,oldukça değişmiş gözüküyor.Geçen hafta Union karşısında izlediğim Efes Pilsen bana hiç ama hiçbir şey vaad etmeyen bir takımdı.Nitekim Union Olimpija ciddi ciddi zayıf bir takım Euroleague için.Birkaç eli yüzü düzgün oyuncusuyla oynuyorlar ancak bana kalırsa Efes Pilsen'in kesinlikle kazanması gereken bir maçtı.40 a direk dayamış Jagodnik bile durdurulamadı. (çok ekstra atsa da)

Bu hafta ise yine berbat başlayan maçta sonradan toparlanıldı ki bunda hiç kuşkusuz Vujcic transferinin büyük etkisi var.Şu an elden gelenin en iyisiydi belki de.Ki ilk maçı olmasına rağmen tecrübesiyle anında fark yarattı ve takıma hemen adapte olmuş 40 yıllık Efesli gibiydi.Ancak Efes Pilsen'de o raya oturmayan sistem devam ediyor.Çünkü takımda çok garip işler olduğunu düşünüyorum.Öncelikle Wisniewski diye bir oyuncu alıyorsunuz,29 yaşında ve tek bir farklı özelliği yok elinizdeki guardlardan.Yani bırakın ilk beş çıkmayı Ender Arslan çok daha iyi bir oyuncu Wisniewski'den.Baskı altında garip garip top kayıpları yapıyor.Bir Rakocevic vardı elimizde bu da bonus adam olacak gibi.Ender'in yerine bu adamın süre almasını yediremiyorum açıkçası.Bir de Sinan Güler var.Dünya Şampiyonası'nı hiç mi izlemediniz diye sordurtur adama.Yani maç başına 1-2 dakika süre alıyor ki aklım almıyor benim.Neyse allahtan Kerem Tunçeri inanılmaz formda ve sanki Amerikalı bir skorer gibi oynuyor bu aralar.Thornton'da biraz biraz kendini bulur gibi oldu.Roberts çok beğendiğim bir oyuncuydu ve savunmada çok etkili.Hücum yönü biraz daha gelişse enfes olacak.Nachbar aynı tas aynı hamam diyeceğim ki vazgeçtim.Çünkü Nachbar'ın kalitesi takımla ortaya çıkıyor.Slovenya'da da böyleydi,geçmişte de.Yani 1 numaralı skorer değil bu adam.Takım coşacak ki bu da coşacak.El üstü atmaya falan kalkınca aman yapma diyoruz.4 numara oynamak istemiyor o da biliyorum.Geçen seneden beri 3 numara istiyor ama penetre özelliği 4 numarada işe yarıyor.Rakocevic de bildiğiniz gibi sizlere ömür.18-20 atsa da güvenmiyorum bu adama.Güvenemiyorum.Çünkü çok kasıntı bir arkadaş.Geçen seneden beri Efes Pilsen'in nasıl tahammül ettiğini anlamıyorum.Ha patladı ha patlayacak diyoruz da adam eline koluna hiç hakim değil ki.Sürekli saçma sapan top kayıpları yapıyor.Büyük skorer falan da değil kimse bana masal anlatmasın.Adam Guiza gibi.Sanki bir sezon piyangodan Euroleague sayı kralı olmuş.Öncesinde Valencia ve Tau formasıyla da çok iyiydi ama bir oyuncuyu her maç izleyince anlaşılıyor.

Son olarak,Efes'ten bu sezon Euroleague'de en fazla final 8 bekliyorum.Türkiye'de yarı final ya da final.Ancak özellikle Avrupa'da beklentim yok.Nitekim bu sene kurulan kadronun da yeterli bir kalitede olduğunu söyleyemem.Yani,kimse bu sene toz pembe hayallere dalmasın.

O Bir Çılgın


Evet bayanlar baylar,o bir çılgın,o bir "chosen".Onun adı Lebron James.Neden çılgın derseniz,smaçlar falan değil konu yahu.Boston ve Philadelphia maçlarında yani sezonda şu ana kadar çıktığı maçlarda tutturtuğu istatistiklerin "TO" bölümü.To nedir,turnover.Yani top kaybı.

3 mü,hayır.4 ? 5 ?

Arttır baba,arttır.

Evet sizlerde düşünemediniz.8.5 top kaybıyla gidiyor şu anda LBJ.

Burda Lebron James'e bişiler sokuşturmak değil amaç,cidden söylüyorum bunu.İki maçıda izledim aslında ancak böyle istatistiklere bakınca bir değişik hissettim,biraz boş kalan bloga da ekmek çıksın diye düşündüm.Takipçiniz King of Akron...

Salı, Ekim 26, 2010

1 Kasıma Kadar NBA..


Evet 1 Kasım'a kadar sadece 3-4 gün içinde olsa,NBA maçlarını yüksek kalitede ve ücretsiz olarak izleme şansınız var.Nasıl olacak bu,NBA League Pass'e üye olmanız yeterli.Normalde 50 dolar gibi bi ücret bayılıyorsunuz,aslında bayılmak falan değil,gayet güzel ücret.Üye olup preseason maçlarını da izleyebilirsiniz.

İşte buradan üye olabilirsiniz.Gerisi size kalmış.

Pazartesi, Ekim 25, 2010

Kara Kartal Iverson


Bundan 7-8 yıl önce bu içerikte bir haber görsem,bu haberi yayınlayanlara edemeyeceğim küfür yoktu.Aslında bu cümle Iverson'ın ne denli düştüğünün başka bir ifadesi.Bütün bunları bırakıp Türkiye'ye,Beşiktaş'a geldiğini düşününce müthiş şeyler hissediyorum.Sanırım sadece bu transfer bile soğuk şeyler hissettiğim Beko Basketbol Ligine belli bir sempati duymama sebep olacak.

* NBA MVP (2001
* NBA Yılın Çaylağı (1997)
* 11x NBA All-Star (2000-2010)
* 4x NBA Sayı Kralı (1999, 2001-2002, 2005)
* 3x All-NBA Birinci Takımı (1999,2001,2005)
* 3x All-NBA İkinci Takımı (2000,2002-2003)
* All-NBA Üçüncü Takımı (2006)
* NBA All-Çaylaklar Birinci Takımı (1997)
* 2x NBA All-Star Maçı MVP (2001, 2005)

Pazar, Ekim 24, 2010

Jerome Randle


Dün Fenerbahçe Ülker - Aliağa Petkim maçını izledim. Fenerbahçe Ülker'in İzmir temsilcisini ezip geçmesinin yanında ufak bir şey gözüme çarptı. Evet gerçekten ufak bir şey, boyu 1.78 cm. Aliağa Petkim'in guardı Jerome Randle'dan bahsediyorum tabii ki. 5/7 2 sayılık, 4/7 üç sayılık, 8/8 serbest atışlık performansı ile 30 sayı üreten Jerome Randle'dan.

Halil Üner ve ekibi Beko Basketbol Ligi için müthiş bir oyun kurucuyu kadrolarına katmışlar. Aliağa Petkim tarzındaki takımlara cuk diye oturan bir guard Randle. Hem de 23 yaşında. Skor yönünden üst düzey bir oyuncu. Dün Tarence Kinsey'e karşı bile el üstü, mesafe tanımadan yolladı üçlükleri potanın göbeğine. Takip etmek gerekiyor böyle oyuncuları, sonra bir bakıyorsunuz Bo McCaleb gibi Avrupa'nın devlerine gidiyorlar.

Derbiye Saatler Kala


Bu akşam 19:00'da Türkiye'nin en büyük maçı olarak nitelendirilen Fenerbahçe-Galatasaray maçını izleyeceğiz.Dünya çapında bir ilgi gördüğü de söylenmekte.Ben ise henüz dünya çapını pek göremedim,olsa olsa yarıçapta kaldı hep.Buna rağmen büyük bir derbi olduğu da kesin.Genelde bu maç için "el s*kko" tarzı benzetmelerle karşılaşıyorum birçok platformda (özellikle ekşi sözlükte) Ancak bunun genelde Beşiktaşlı taraftarlardan söylendiği de gözüme çarptı.Zaten dünyadaki en önemli derbilerde çok büyük bir oranla futbol konuşulmuyor.Daha doğrusu ön plana çıkan futbol olmuyor.Çünkü derbi dediğin birbirinden hiç hazzetmeyen iki kulübün,iki takımın,iki taraftarın karşı karşıya gelmesidir.Ve sonucunda çok düşük bir ihtimalle güzel futbol izleyebilirsiniz.

Derbiye gelirsek,Galatasaray'ın ne durumda olduğu açık.Bu durum yetmezmiş gibi Baros ve Kewell'da bu akşam sahada olamayacak.Arda'nın da olmayacağını düşünürsek tam anlamıyla garip bir kadro ile sahada yer alacaklar.Ve dolayısıyla Fenerbahçe çok büyük favori olarak gösteriliyor,hatta kaç atar deniliyor.Yalnız dikkatimi çeken bir diğer husus,bundan önceki derbilerin çoğuna Galatasaray'ın favori olarak gösterilmesi ve sonucun Fenerbahçe lehine bitmesi.Fenerbahçe hep sorunlu dönemlerinde Galatasaray'ı mağlup etti.Kısacası basının bu işte payı büyük.Yıllardır Galatasaray üzerinde dönen derbi favorisi muhabbeti bu sene Fenerbahçe'ye çalıştı.O yönden Fenerbahçe adına tek olumsuzluk budur bence.Türk spor medyasının cenabet olduğu görüşündeyim.

Her ne olursa olsun,çirkin bir maç olmasın.Kırmızı kart belki olabilir de kavga dövüş görmek istemiyoruz artık.

Cumartesi, Ekim 23, 2010

NBA.COM Anketleri


NBA.COM'da dönen son anketlerin çoğu Jordan'la alakalı.Sebebi ise Jordan'ın geçenlerde yaptığı açıklama.-Açıklama burada,isteyene-Bundan önceki anket,

-Jordan şuanda oynasaydı 100 atar mıydı,idi.Yanlış bilgi vermiyim ama benim gördüğüm son haliyle %58 evetti.

Az önce gördüğüm anketteki soru ise şöyle:

-25 yaşındayken Lebron mu yoksa Jordan mı daha iyiydi?

Şu anda %72 lik bir Jordan üstünlüğü söz konusu.Ancak nba.com bu olayı sanki biraz abarttı.Rocky 6 filminin benzeri basketbolda olursa şaşırmam açıkcası-elbette şaşkınlıktan bayılırım,lafın gelişi orası-

Bakalım başka neler göreceğiz,bu açıklamaların alayının nba'e yaradığını düşünenlerdenim ayrıca.

Ee Geldik İşte


Dönülmez akşamın ufkundayım diyerek saçmalayacağımı düşünmeyin.Saat 04:14,Memphis-Detroit maçını izlerken sordum kendime.Neden artık şu lanet bloga bir kaç düşüncemi yazmıyorum diye.Daha öncede belirttiğim gibi anı anına güncel olmasada,maçları gördükçe,izledikçe onu geçtim;elimden geldiğince güncelleyeceğim blogu.Diğer arkadaşlar adına bir şey diyemiyorum ama bendeniz zamanım el verdikçe yapıcam cidden.

Bide şu var.Epeydir yoktuk,tabi bu spordan uzak durduğumuz anlamına gelmiyor.Mesela bendenizin üniversiteye yeni yerleşmesinden ötürü kaynaklanan bi internet sorunum vardı.Neyse işte efendim,previewlerden başlarız yardırmaya.

Pazartesi, Ekim 11, 2010

Mavi Efes


Efes Pilsen'in bu sezon ki forma renklerinde ufak bir değişme olmuş. Lacivert-beyaz olarak lanse edilen takım renklerine bu sene bir de mavi eklenmiş. Güzel olmuş, hoş olmuş.

Cuma, Ekim 08, 2010

Akagün'ün Telekom'u


Ankara basketbolunun tek temsilcisi Türk Telekom'da Ercüment Sunter ile uzun süreli ilişkinin son kullanma tarihi geçmiş, Murat Özyer ile de kanlar uyuşmamıştı. Böyle bir ortamda takımı baştan oluşturacak ve sağlam bir temel atacak koç gerekiyordu. Başkent ekibinin son 6 yıllık periyotta yaptığı en doğru hamleydi Faruk Akagün'ü Amerika'dan getirmek.

Son sezonda iyice zirveye vuran sorunlar ile enkaza dönüşen Türk Telekom'u toparlama görevi de eski Pistons scout'ı Akagün'e düşmüştü. Bu zorlu toparlama görevi için sert bir imaj çizilmesi gerekliydi. Tecrübeli koç fikir uyuşmazlığına düştüğü Ceyhun Altay, Ümit Türkoğlu, Yunus Çankaya, Rasim Başak, Adem Ören ve Mehmet Yağmur'u kadro dışı bırakarak herkese net bir mesaj vermişti. Hazırlık kamplarında da bu mesajların devam ettiği gelen duyumlar arasındaydı. 

Mesajlar verildikten kadroyu netleştirme işine giren Akagün, yabancı seçimini spekülatif isimlerden yana kullandı. Özellikle Sani Becirovic ve Tony Gaffney gibi iki önemli ismi takıma kazandırmak büyük bir adımdı enkaz Telekom için.

Alışma devresini sıkıntılı atlatan Türk Telekom, kadronun tüm hatlarını bu hafta içerisinde belirledi. Daha önce cezalandırılan 6 Türk oyuncunun affedildiği belirtildi. Beko Basketbol Ligi için yeterli olarak sayabileceğimiz 5 yabancı oyuncunun yanında 6 tecrübeli Türk oyuncuyu da düşündüğümüzde Türk Telekom harabeyi temizleme senesi için umut veriyor. Benim de en büyük dileğim başkentin tek temsilcisinin bu kötü günlerden kurtulup, final oynadığı eski günlere dönmesi.

Perşembe, Eylül 30, 2010

Dean Smith Bobcats İdmanında


Efsane koç Dean Smith,Bobcats idmanına katılmış.79 yaşındaki efsane basına konuşmazken,bu ziyaretin Jordan kaynaklı olduğu bariz gibi.Açıkcası çok şaşırdım bu habere.Ara ara hafıza kaybı yaşadığını duymuştum Smith'in,demek ki basketbol kısmı hala yerinde.82'de North Carolina NCAA Şampiyonu olurken,Jordan takımının maçı kazandıran basketini atmıştı.

Cumartesi, Eylül 25, 2010

Basketbol'da Kulüpler Birliği Kuruluyor


Bu kulüpler birliği mevzusunu son senelerde futbolda duyar olmuştuk.Çok etkin bir kurum izlenimi bıraktı bizlerde.

Bu olayın basketbol ligimizindede gerçekleşmesi için Beşiktaş uzun bir süredir diğer kulüpler ile görüşüyordu.Son olarak devreye Aziz Yıldırım'ın girmesiyle bu hayalleri gerçekleşmiş oldu.Diğer kulüplerde Beşiktaş'ın bu teklifini kabul ederek Kulüpler Birliğinin ilk adımı atılmış oldu.

Beşiktaş uzun bir süredir bu olayın peşindeydi ancak Türkiye A Milli Basketbol Takımının son Dünya Şampiyonası'ndaki başarısı besbelli Aziz Yıldırım'ı da mest etmiş ki olaya son noktayı koymuş.Kimsenin Aziz Yıldırım'ın iş bitiriciliğinden şüphesi yoktur eminim.Bunu sadece Fenerbahçeliler değil diğer kulüp taraftarlarıda çok iyi bilir.

Bu proje basketbolumuzun daha kaliteli olması,bir adım hatta daha fazla ileriye gitmesi için muhakkak faydalı olacaktır.Bundan sonra yaşanılacak sorunlar çok daha kolay bir şekilde atlatılacaktır.

Amerika'dan Fenerbahçe'ye : "Free Enes !"



Amerika'nın NCAA takımlarından Kentucky'de hareketli günler yaşanıyor.Fenerbahçe'den olaylı bir şekilde ayrılan Enes Kanter,Fenerbahçe'nin kontrat konusundaki ısrarı yüzünden Kentucky'de oynayamıyor.Bildiğiniz gibi NCAA kuralları gereğince profesyonel sözleşme imzalayan oyuncular kolejlerinin formasını giyemiyor.


İşin ilginç yanı ise Amerika'daki NCAA otoritelerinin Enes Kanter'li Kentucky'i şampiyonluk adaylarından biri göstermesi.Durum böyle olunca Kentucky'de Fenerbahçe için bir protesto başladı. "Free Enes" yazan bardaklar,tişörtler,şapkalar bastıran okulun bu ürünleri yok satmakla birlikte kentin köprülerinde yine "Free Enes" yazan bayraklar asılı.Böyle bir ilgiyi duymak bizi gururlandırıyor.Fenerbahçe'nin de daha fazla ısrarcı olacağını zannetmiyorum.Kentucky Wild Cats koçu ise Enes'in aralık ayına kadar takıma katılacağını düşündüğünü söyledi.



WEB : http://twitter.com/FreeEnes

http://kentuckybasketballnews.com/

Evren'in Tercihi


Türkiye'nin Dünya Şampiyonası için 15 kişilik geniş kadrosu açıklandığında kadrodaki isimlerden biri de Evren Büker idi. Özellikle Adidas Cup'ta Engin Atsür'ün sakatlanmasından sonra daha da ön plana çıkması bekleniyordu yetenekli guardın. Ancak olaylar Evren'in istediği yönde gelişmedi, Koç Tanjevic bir türlü Evren'e ısınamadı ve ikilinin bir türlü yıldızları barışmadı. Hal böyle olunca da Evren Büker, 12 kişilik milli takım kadrosunda kendine yer bulamadı.

Milli takımı finale giden yolda tribünden izleyen Evren diğer bir yandan da kulüp takımını bulmaya çalışıyordu. Aslında pek çok şey belliydi. Kardeşi Serhat Büker'in de forma giydiği Medical Park Trabzonspor ile söz kesmişti Evren. Ancak tartışmalı bir şekilde gerçekleşmişti bu transfer. Bildiğiniz üzere Evren Büker, geçtiğimiz sezonu Galatasaray ile başarılı bir şekilde tamamlamış ve milli takıma kadar yükselmişti. Fakat maddi sorunlar yaşayan Galatasaray ile anlaşamayan Evren, yıllık 300 bin avroluk ücret farkı nedeniyle Trabzonspor'u tercih etti.

Ligin yeni takımı Medical Park Trabzonspor ise daha çaylaktı. Oyuncu anlaşmaları ve federasyon ile ilişkiler kısmını tam anlamıyla halledememişlerdi, üstelik takımda Doğan Hakyemez gibi biri bulunmasına rağmen. Evren Büker de bu anlaşmazlıklardan faydalandı ve sözleşmesini fesh ederek Karadeniz ekibinden ayrıldı. Daha sonra öğrendik ki Trabzonspor, oyuncularıyla yaptığı hiçbir resmi sözleşmeyi federasyona bildirmemişti.

Evren'in ise neden takımdan ayrıldığı meçhul. Ancak ufak bir düz mantık yürütebiliriz burada. Dünya ikincisi olan Türkiye'ye verilen primin miktarı tam tamına 28 milyon lira. Yani bu para sadece 12 Dev Adam'a değil, teknik ekibe ve kadro dışında kalan diğer oyunculara da dağıtılacaktı. Kısacası Evren Büker de bu primden yararlanacak isimlerin arasındaydı. 300 bin avroluk ücret farkından dolayı ayrıldığı Galatasaray'a geri dönen Evren'in neden tekrar İstanbul'a döndüğünü bir de siz düşünün.

Bu Tübad'ı İzlemek Gerek


Geleneksel olarak düzenlenen sezon öncesi turnuvaların başında gelir Tübad. Bandırma'da Banvit'in ev sahipliğinde gerçekleşen organizasyon her yıl daha iyi takımları ağırlayarak büyük bir hızla gelişiyor.  Altıncısı 29 Eylül - 2 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek turnuvada 6 takım iki grupta mücadele verecek.

A Grubu : Virtus Roma, Medical Park Trabzonspor, Türk Telekom
B Grubu : Banvit, Fenerbahçe Ülker ve Olympiakos

Bu yıl ki turnuvayı önceki turnuvalardan ayıran en önemli fark ise katılan takımların çok daha kaliteli olması. Yunan devi Olympiakos'un yanında yine bir Euroleague takımı Virtus Roma da Bandırma'da olacak. Beko Basketbol Ligi'nin iddialı ekipleri Fenerbahçe Ülker, Banvit, Türk Telekom ve Medical Park Trabzonspor'un da turnuvada yer alacağını düşünürsek, zevkli ve keyifli bir hafta bizi bekliyor olacak.

Turnuvada her gün iki maç yapılacak ve tüm maçlar NTV Spor'dan naklen yayınlanacak.


29 Eylül :
17:30 Türk Telekom - Virtus Roma
20 :00 Fenerbahçe Ülker - Olympiakos

30 Eylül :
17:30 Virtus Roma - Medical Park Trabzonspor
20:00 Banvit - Olympiakos

1 Ekim :
17:30 Türk Telekom - Medical Park Trabzonspor
20:00 Fenerbahçe Ülker - Banvit

2 Ekim :
15:00 5.cilik maçı
17:30 3.cülük maçı
20:00 Final

Cuma, Eylül 24, 2010

Iverson-Beşiktaş ?


Bugünkü Hürriyet'te çıkan bir haber bu.Bu transferin olabileceği yönünde çıkan bir haber.Lebron James'in alabileceği kontrata 2 Milyar Dolar diyen bir gazetenin spor bölümüne pek güven olmaz,biliyorum.Ancak Iverson'ın şuanda ne durumda olduğu açık.Ne yazık ki NBA'de takım bulamıyor.

Iverson stili guardları pek sevmem ama adam ikondu.Nasıl Jordan,Magic,Bird'ün kendine has bir oyunu varsa,Iverson'da gerek crossoverları gerekse dribblingleriyle alanında bir numaraydı.Özellikle Detroit'e gidişiyle tepe taklak gelen NBA kariyerini toparlaması için artık çok geç gibi.

Ivy'in taliplerini Çin veya Avrupa takımları oluşturuyor.Çin'e daha soğuk baktığı gündemde.


Allen Iverson Crossover(Michael Jordan)One Producion Of Grdg
Yükleyen Grdgez. - POTASIDELİK

Açıkcası pek inanasım gelmesede,olursa en çok sevinenlerin başında ben gelirim.Jordan'ın belini kıran adamı canlı izlemek sarmaz mı?

Not:Hürriyet haberi de burada.

Oyuncuları Karşılaştırmak..


Evet bu olay gerek yabancı sitelerde ve onlardan çalıntı yapan bazı türk nba sitelerinde olmuş veya olmakta olan bir çalışma-Top10,Top100-.Esasında karşılaştırmak sözcüğüne doğduğum günden beri karşı olan ben,elbet buna da karşıyım.Tamam bazen oyunun ekmeği,suyu olan bi olay bu;kabul ediyorum.Lebron James'le Kobe arasında bir rekabet yaratıp,ekmeğin üzerindeki kaymağı afiyetle yiyen bir sürü NBA satıcı yani televizyonlar,gazeteler ve siteler var.

Özellikle Top 10,Top 100'ler yapılırken,bir sürü pozisyonları farklı olan oyuncular karşılaştırılıyor.Ben Shaq'le Wilt'in karşılaştırılmasına karşıyken,herifler Magic'le Bill Russell'ı karşılaştırıyor.

Son olarak 900 küsür üyelik bir türk nba forumunda gördüm.Tabii yine hoşlaşmadım,Shaq'le Isiah'ın aynı yerlere aday olmasından.Benim gibi düşünen veya tam zıttına yakın olan bir sürü insan var biliyorum.Ama görünce paylaşmak istedim.

Aynı zamanda ve aynı pozisyonda olmadıkça oyuncular karşılaştırılmamalı diye düşünüyorum.Ancak bu olayların sonucunda çok ekmek yiyen adamlar var diyelim son olarak.Eskiler daha iyi bilir,90'larda Jordan'a hep rakip aranmadı mı,Clyde,KJ,Barkley,Payton,Kemp,Killer Miller,Malone...Hepsinden 5 kademe yukarıda olan adama tekrar SAYGI&SEVGİ.

Perşembe, Eylül 23, 2010

Boz Baykuşlar cCc



Evet sondaki harflerden anlayabileceğiniz gibi İnci Sözlük çok güzel bi işe giriştiğini açıklamıştı yaklaşık 1 hafta önce.Neydi bu iş,hemen açıklayalım.

İnci Sözlük,yıllardır 5-10 kişiye ve görevlilere maç oynayan İstanbul Büyükşehir Belediye Spor'a destek olmaya karar verdi.Taraftar grubunun adı da "Boz Baykuşlar" oldu.İnci Sözlük gibi toplumdaki rollere ve olaylara karşı bir grubun İBB'yi seçmesi ilk olarak absürt görünebilir ancak İBB ligdeki duruşu ve yaptıklarıyla Spor Toto Süper Lig'in en farklı takımı görünümünde.Gerek Abdullah Avcı'yla izledikleri yol,gerek başkanı,gerek stadı..

Boz Baykuşlar çok yeni kurulan bir grup olduğu için İBB'nin Ali Sami Yen'deki maçında hafiften bir hezimete uğradı.Neydi bu hezimet?

Taraftar grubunun kurucuları,ücretsiz bilet talep etmesine karşılık,yönetim bunu kabul etmedi-sanırım bunda az sayıda kişinin orada bulunması da etkili-.



Bide maça giremeyen bir takım kendini İnci Sözlük üyesi diye tanıtan bir grubun yaptığı çirkin şeyler var.Cevahirdeki görevli bayanlara yaptıkları v.s Onun ayrıntıları buradan

Boz Baykuşlar bu hafta yine toplanıyor.Rakipleri ise Galatasaray.Onların söylediği gibi "Bir Galatasaray Sikertmesi" olacak mı bilinmez ama destek vermek,gruba katılmak isteyenler veya haberdar olmak isteyenler buradan kendilerini takip edebilir ve ulaşabilirler.

http//twitter.com/bozbaykuslar

Bilgilendirme


Açıkcası her spora yer vereceğimizi belirtsek de basketbol kaynaklı bir site olduğumuza şüphe yok.Basketbol gündeminde gerçek anlamda pek bişi olmadığından pek yorum yapmıyoruz.Banvit-Le Mans önemsiz miydi diyenler,haklılar ama liglerden söz ediyorum.Ara ara futbol ve diğer sporlarada yeni sezonda yer vericez.Fotoğraflarımızı zaten biliyorsunuz ve tabii ki videolar.

Futbolda yeteri gündem var,objektif olduğumu iddaa etsem ve öyle olduğumu düşünsemde,bir Fenerbahçeli olarak futbolla ilgili pek bir şey yazasım gelmiyor.Neyse efendin,kısacası 23 rakamının münhasır olduğu bir eylül günü bunu yazarak başladığımızı belirteyim.

Pazartesi, Eylül 20, 2010

Rasic M.P. Trabzonspor'da













1. lige bu sezon merhaba diyecek 4. büyük Trabzonspor bilindiği üzere trabsfer piyasasında yerli oyuncular anlamında ortalığı kasıp kavurmuştu.Birçok önemli ismi kadrolarına katığ 1. lige iddalı bir şekilde giriş yapacaktı.Kısacası hedefleri büyüktü anlayacağınız gibi.

Ancak son dönemin en iyi yerli oyuncularından Evren Büker'in geçtiğimiz haftalarda parasını alamadığı gerekçesiyle klübüne rest çekmesi ile bir kez daha gündeme gelmişlerdi.Bu restin ardından klüp menajeri Doğan Hakyemez Evren'in kendileri için bittiğini açıklamıştı.Tüm bu gelişmeler oyunculara paraların verilmediği gerekçesiyle oluyordu.Ancak Trabzon şimdi bir transfer ile tekrar gündeme geldi.

Dünya Şampiyonasında Sırp Milli Takımı ile iyi bir turnuva geçiren, istatistiksel anlamdada iyi işler yapan oyun kurucu Aleksandar Rasic ile anlaşılmış.Acaba mevcut oyunculara ödemeleri yapılamıyorken yeni bir transfer ve de önemli bir ismi getirmek gerçekten anlaşılması zor bir durum.Elinizdeki oyuncuları daha mutlu edemezken önemli bir yabancıyı parasal anlamda nasıl memnun edecekler çok merak ediyorum.

Rasic'de ayağının tozuyla açıklamalar yapmış.İşte klasik sözler, takım için elimden geleni yapacağım vs. vs. Ayrıca Dünya Şampiyonasındaki başarımızın teklifi kabul etmesinde büyük bir rol oynadığınıda ititraf etmiş Rasic.

Jordan ve Sperm İsrafı


Arda adında bir arkadaşımın kendi bloguma koyduğum resimler sonrasında yaptığı yorumdan esinlenerek atıyorum başlığı.

Tabii ki ben öyle düşünmüyorum ama çok fantastik bir yorumdu orası ayrı.

Epeydir düzenli bir şeyler girmiyoruz bloga.Bunu da şöyle açıklayalım,Dünya Şampiyonası'ndan sonra bir boşluk,bir mayışma doldurdu içimizi.Yavaş yavaş geliyoruz kendimize.Daha öncede belirttiğim gibi haber değil yorum sitesiyiz.Bu yüzden fazla sarsmayan haberleri koymuyoruz.Neyse hadi selametle.Buralarda olun.

Cumartesi, Eylül 18, 2010

Spahija'nın Vidmar'ı : Rasid Mahalbasic


3 yıl öncesinde Türkiye milli takımının koçluğunu sürdüren Bogdan Tanjevic, ilginç ve şaşırtıcı bir karar almış ve Fenerbahçe Ülker'in başına geçmişti. Fenerbahçe Ülker'in başına geçtikten sonraki ilk cümlelerinden biri ise "İstanbul'a iki Sloven getireceğim." olmuştu. Daha sonraki haftalarda, aylarda ve yıllarda gördük ki bu iki Sloven basketbolcu Emir Preldzic ve Gasper Vidmar oldu.

Emir Preldzic, Vidmar'a göre daha yetenekli ve daha faydalı olabilecek bir basketbolcuydu. Zaten aradan geçen 3 senede NBA Draftlarında 58. sıradan seçilmeyi de başardı. Birçok Avrupa kulübünün dikkatini çekti Sloven, Bosnalı ve Türk yıldız. Ancak bizim dev çocuk Gasper Vidmar beklenen yükselişi gösteremedi. Temel basketbol eksikleri vardı. Yıllar içinde gelişecek bir durumdu. Gençti Vidmar, sabredilip zaman verilmeliydi Sloven pivota. Öyle de yapıldı, yaklaşık 2,5 yıl Fenerbahçe Ülker forması giydi ve giymeye devam edecek. Gözle görülüyor ki gelişme kaydetti Vidmar. İlk geldiği günden epey farklı bir basketbol oynuyor şu anda.

Tanjevic'in 2 Sloven getireceğim sözüyle başlayan 3 yıllık maraton geçen yaz başında son buldu. Artık yeni direktör Neven Spahija. Hırvat koç da Tanjevic gibi Yugoslav ekolünün temsilcisi. Onun mentalitesi içeresinde de, kadroda kesinlikle gelecek vaat eden genç bir oyuncu bulunacaktı. Kadrodaki Türk oyuncuları yeterli görmemiş olacak ki Spahija, yine Balkanlar semalarına yüzünü döndü. Bosna asıllı Avusturyalı Rasid Mahalbasic'i buldu o topraklarda. 20 yaşında ve 2.09 boyunda olması, "Yugoslav koç" kriterlerine uyması için yeterliydi. Öyle de oldu, Rasid Mahalbasic Fenerbahçe Ülker ile 6 yıllık sözleşme imzaladı. Hayırlı olsun, diyecek bir şey yok şimdiden. Sanıyorum kendisi 1-2 yıl kadar farklı takımlarda kiralık olarak forma giyecek, daha sonra sarı-lacivertli formayı giyebilecek. Açıkçası ben Rasid Mahalbasic ismini ilk kez duyuyorum. Benim de bilgi toplamama yardımca olan SalsabasketMaliano ve Klein Zeitung'u okuyarak daha ayrıntılı tanıyabilirsiniz Mahalbasic'i.

Pazartesi, Eylül 13, 2010

12 DEV YÜREK Teşekkürler

Büyük yürüyüşümüz bu gece ABD yenilgisiyle sonlandı.8'de 8 yapıp finale geldikten sonra çok umutlanmıştık altın madalya için.Neden olmasın demiştik.Bir ilk niye yaşanmasın ki?Çünkü birçok kez bu takımla ilkleri başarmıştık.İlk kez finale çıkmıştık ilk şampiyonlukta ilk finalde neden gelmesin ki diye düşünüyorduk hepimiz.Başa baş giden ilk çeyrek ardında Hido'nun gelen sakatlığı, Ersan'ın forumsuzluğu 2. çeyrekte birazda olsa bileğimizi bükmüştü ancak devreye giderken 8 sayılık bir fark ile mağlup durumda iken soyunma odasına umutlu bir şekilde gidiyorduk.

Belkide Hido'nun o talihsiz sakatlığı ve 2. yarıya başlayaması bu sefer bileğimizi değil belimizi bükmüştü.Tanjevic'den ağırlıkla benchden gelen beşde ısrar edince farkda açıldı.Bir dahada kapanmadı maçın sonuna kadar.

Karşı tarafta durdurulamaz bir Durant vardı o yünden hakkını vermek lazım.Biz ise pota altında resmen ezilmiştik.Hep diyorduk ya bu ABD bu pota altı oyuncularıyla çok zorlanır.Ona rağmen belkide bilemiyorum dünkü o müthiş yarı final maçının yorgunluğundan mıdır hem ribaund anlamında hemde pota altında skor bulma anlamında istediklerimizi yansıtamadık.

Olsun buraya kadar canını dişine takıp bizi finale taşıyan, bizi umutlandıran bu takım bir alkışdan çok daha fazlasını hakediyor.Ama bizimde elimizden daha fazlası gelmiyor.Bu takım tarihin en iyi ve en başarılı takımı istisnasız ve kendilerine yakışanı yapıp bize gümüş madalyayı getirdiler.Müthiş bir apoletimiz var şu anda.Koskoca Dünya ikincisiyiz arkadaş..Gönül isterdi şampiyon olalım ama olmadı.

12 DEV YÜREK bize bunları yaşattığınız için size çok çok teşekkürler..

Teşekkürler


Yaşadığımız bu heyecan için,tarihe vurduğunuz bu damga için,bu ülkede basketbolun gelişmesine katkılarınız için,final için,madalya için...Teşekkürler 12 Gümüş Adam.

Not : Maçla ilgili ayrıntılar vb. sabah yazılacak.

Pazar, Eylül 12, 2010

Amerika Nasıl Yenilir ?



Öncelikle dün teknik taktik bir şeyler yazamadık iki yarı final maçı içinde.Özellikle Türkiye maçında inanılmaz şeyler olması ve maçı izleyen herkesin ömründen ömür gitmesi,açıkçası kimsede 2 sayfa yazı yazma isteği bırakmadı.Ama bugün çok daha büyük bir gün.Bugün Türk spor tarihinin en büyük,en muhteşem,en heyecanlı günü.Dünya Basketbol Şampiyonası'nda final oynamamızın yanı sıra rakibin Amerika Birleşik Devletleri olması daha da değişik bir atmosfer yarattı.
Amerika finale gelene kadar bu yaz,hazırlık maçları dahil hiç kaybetmedi.Oynadıkları basketbol inanılmaz ve süpürücü bir basketbol da değildi.Sistemden uzak,atletik yetenekler ile oynuyorlar bildiğiniz gibi.Ancak bu atletik yetenek olayı bir Fransızlar ya da bir Afrikalılar gibi değil.Basketbolu bilen ve çok çok daha iyi şutör bir takım.Zaten şu ana kadar hücumdaki en büyük iki silahları dış şutlar ve kısaların aldığı savunma ribaundlarından sonraki fastbreakler.Fastbreak e çıktıklarında %80 oranında sayıyı bulabiliyorlar.Bir diğer artıları ise hücum ribaundlarında inanılmaz el kol sokmaları.Iguadola,Durant gibi oyuncular sürekli hücum ribaundu kolluyor.Kevin Love oyuna girdiğinde pota altında önemli işler yapıyor.



Peki hiç yenilmeyen Amerika'yı nasıl yeneriz ?

1-Kevin Durant'in kısmen kötü bir gününde olması gerekiyor.El üstünden çok fazla şut soktu bu turnuvada.Bunlarda yüksek isabet sağlamamasını bekleyeceğiz.Durant kiminle eşleşecek bir de o var.Fizik olarak ona yakın bir oyuncumuz yok 3 oynarsa.Ersan hariç.3 oynadığında Ersan tutacaktır.Ancak ayağı çok daha hızlı Ersan'dan.Durant 30 üstü atmadığı sürece sıkıntı olmaz.

2-Hücumda çok dikkatli olmamız gerekiyor.Hücumu 24 saniyeye yaymak lazım.Amerika en fazla 15 saniye savunmada kalabiliyor.Ondan sonra hücum istekleri yüzünden dengeleri bozuluyor savunmada.İşte burada çok iyi top çevirip boş şutları bulmamız lazım.Dengesiz hücumları çok çok az yapmak lazım.Çünkü dengesiz şutlar onların çok çabuk ribaund alıp fastbreak e çıkmalarını sağlıyor.Mümkün olduğunca topun içeri inmesi lazım.İçeriden dışarı çıkarılan toplarda etkili olabiliriz.

3-Maçın genelinde hangi savunmayı yapacağız merakla bekliyorum.Alan savunması öncelikli olacaktır.Alan savunmasına iyi hücum edemiyorlar,bu savunmaya karşı sürekli dış şut kullanıyorlar.Tempoları çok düşüyor.El üstü en çok sokan takım onlar ama onları ne kadar sette tutarsak o kadar iyi olacak.Dün Sırbistan bizi düşük tempoda tutarak yeniyordu.Bugün de bizim tempoyu sürekli düşürmemiz gerekiyor.

4-Sırbistan maçının ilk üç çeyreğinde gösterdiğimiz felaket şut yüzdesi bu maçta kesinlikle artmalı.Slovenya maçında inanılmaz şut soktuk,Sırbistan maçı arada geçiş olmuş olsun.Ersan'ın tutukluğunu atıp skor yapması lazım.Ersan skor buldukça iyi oynayan bir oyuncu.Konsantresi buna göre artıyor.Çünkü onun ribaundlardaki etkinliği çok önemli olacak.Savunma ribaundlarına mutlak suretle yardımcı olması lazım.

Kısacası bugün akşam bizim Amerika'ya karşı mükemmele yakın oynamamız gerekiyor.Bu Amerika yenilmez değil.Brezilya karşısında neredeyse kaybediyorlardı.Turnuvada zaman zaman çok zorlandıkları anlar oldu.Ancak hiçbir takımın nefesi yetmedi.İşte burada bizim takımımızın durumu çok önemli.Dün akşam çok efor harcadık.Psikolojik olarak çok yıprandık.Amerika rahat geldi.Muhtemelen yorgun olacağız.Ama bir 40 dakika daha 12 Dev Adam !

İnandık,altını alacağız,inandık şampiyon olacağız,inandık olimpiyat yoluna da koyulacağız !

Bir Sırpın Çaresizliği & Siniri

Şu anda tarif edilemez tüm Türkiye olarak duygularımız.Kerem'in 0.5 saniye kala o turnikeyi bırakması, Semih'in basket olabilecek bir topu, tüm hayallerimiz bir anda yıkabilecek bir topu parmaklarının uçlarıyla engellemesi hiçbirini anlatmaya kelimeler yetmez.

E birde olaya Sırplar gözünden bakmaya çalışıyorum ama bakamıyorum bir türlü :) İşte Sırpların belkide bu gece en çok can sıkan oyuncusu Teodosic'in sinir ve çaresizliği bir arada yaşadığı bu fotoğrafıda yayınlamak istiyorum.Hakemde bu sinirden nasibini almış bir anlamda.Tabi arkaplanda kalan sevinçten bir yumak haline gelmiş Millilerimizde karenin içinde.














Resim SalsaBasket'den, teşekkür ediyoruz..

FİNALDEYİZ ULAN!


Teknik taktik bişi yazmak istemiyorum,yarın ki maçıda düşünmek istemiyorum.Diğer arkadaşlar teknik taktik yazmak istiyorlarsa yazsınlar,içimden gelmiyor babalar.Bu günleri belki bidaha görmicem..

Son olarak:

GAZANDIK,BASKET,GAZANDIK,BASKET !!

Cuma, Eylül 10, 2010

Şampiyonada 12. Gün


Amerika Birleşik Devleleri 89 - 79 Rusya :

Maç öncesinde Rusya cephesinde böyle bir direncin olacağını açıkçası beklemiyordum. Özellikle maçın ilk periyodunda oynadıklar basketbol gerçekten alkışı hak etti. Ancak maçın ilk yarısında sergiledikleri eforun neticesinde fiziksel açıdan inanılmaz yıprandılar. Eğer ritmlerini koruyabilseler skor farklı olabilirdi. Amerika için ise bu maç bazı önemli eksikleri görme maçı oldu. Özellikle ribaund konusunda yaşadıkları sıkıntı, her üst turda daha da ortaya çıkıyor. Alexey Vorontsevich'in 4'ü hücum olmak üzere aldığı 12 ribaund, Amerika tarafında asıl düşünülmesi gereken nokta. Artık işleri geçmiş günler gibi kolay olmayacak.

Kevin Durant : 33 sayı, 5 ribaund
Chauncey Billiups : 15 sayı, 5 asist
Alexey Vorontsevich : 14 sayı, 12 ribaund
Sergey Bykov : 17 sayı, 3 asist

Litvanya 104 - 85 Arjantin :

Arjantin ve Scola, ikinci tur maçında çok zor mücadele sonunda Brezilya'yı alt etmeyi başarmıştı. Luis Scola'nın 37 sayı, 9 ribaundlık performansı ise şampiyonaya damga vurmuştu. Çeyrek final maçı için beklentilerde, zorlu ikinci tur maçının rüzgarı bağlamındaydı. Ya yorgun bir Arjantin çıkacaktı maça ya da daha da hırslanmış ve maça sonuna kadar asılan bir Arjantin olacaktı. Ancak Tangocular için gördüğümüz tablo birinci şıktı. Luis Scola ve Carlos Delfino'dan skor katkısını alamayan Arjantin, dış ve kısa oyuncu savunmasını yapamayınca farklı mağlubiyet aldı. Maçta bir ara 8/8 üçlük isabetiyle oynayan Litvanya'nın dış skorerleri bugün çok formdaydı. Özellikle 4/7 üçlük isabetiyle oynayan Simas Jasaitis'in eli resmen yanıyordu. Ayrıca Litvanya tarafında 7 oyuncunun çift haneli skor üretmesi de diğer dikkat çeken nokta oldu. Turnuva öncesi tarihin en kötü Litvanya'sı diye lanse edilen takım adeta öyle düşünenlere nazire yaparcasına yarı finale geldi. Rakipleri Amerika, ne yapsalar onlar için artı yönde olacaktır bu saatten sonra.

Simas Jasaitis : 19 sayı, 2 asist
Linas Kleiza : 17 sayı, 9 ribaund
Carlos Delfino : 25 sayı, 4 ribaund
Luis Scola : 13 sayı, 4 ribaund